1. ülke insanımızın değer vermediği bir türdür. dünya çapında çok önemsenir halbuki. sebebini ben müzik kültürüne bağlıyorum.

    bizim kültürümüzden gelen iki müzik türü vardır. biri türk sanat müziği diğeri türk halk müziği. ikisinde de ara taksimler haricinde orkestra vokal melodisini izler. "olum bırak vokali de şu altyapıya bak" diyeceğin şarkılar değildir. elbette altyapıları yine iyidir, ama sözlerle aynı melodiyi takip ettiğinden insanı şaşırtan bir şey yoktur. bu sebepten sözlerin güzelliği ve vokalin iyiliği önemlidir bizim müziğimizde. haliyle insanlarımız sözü olmayan bir şarkıda neye dikkat edeceğini bilememektedir. sadece enstrümanların anlattığı şeyler insanlara yetersiz gelir. daha doğrusu anlamazlar. anca selvi boylum al yazmalım'ın müziği gibi yerel ezgiler kullanıldığından hoşlarına gider.

    yabancılarda ise senfoni kültürü çok eskiye dayandığından enstrümanlar çok önemlidir. şu anda bile dinlediğiniz herhangi bir yabancı şarkının (pop, elektronik müzik ve rapi hariç tutun) altyapısına bakarsanız çok kompleks olduğunu görürsünüz. enstrümantal parçalarda ise bu daha da göze çarpar elbette. her enstrüman insana farklı bir şeyi anlatır. hatta yeri gelir tek bir nota bile çok şey anlatır. gitara yazılan bir ton insanı derin bir hüzne de boğabilir, gaza da getirebilir. davul ritimleri insanın aklında dolaşır. kemanlar derin düşüncelere sokar insanı.

    ama maalesef bizde yaygın olmayan ve pek dinlenmeyen bir türdür. bu sebeple de icra edeni de pek yoktur. yapanlar arasında ise elbette favorim pentagram'dır. metal alanında yapılan en iyi enstrümantal şarkıları yaptıklarını düşünüyorum. onun dışında laço tayfa'nın güzel coverları vardır. onlar da yerli unsurları kullanarak müzik yapsalar da grup elemanları cidden sağlam isimlerdir.
    jimi