1. 50'lerde suç olarak tanımlanan ve nasıl oluyorsa bütün hukuk dünyasının "kanunlar ilerisi için çıkar" mantığını çökertip günümüzde ermenilerin bize nefret kusmasını sağlayan olaydır.

    düşünün ki yıkılmış bir imparatorluk var, onun yaptığı iddia edilen bir şey bu. bir sıkıntın varsa osmanoğlu soyadlı bi aile var. git onların kapısını çal. onlardan da alacağın cevap ben yapmadım dedem yaptıysa bilemiycem olucak ve kışkışlıycak seni zaten.

    söylenecek o kadar çok şey var ki. hani rakamların absürtlüğünden mi dem vursam. bütün avrupa 500 sene insanlık suçu işlemiş, gelmiş bize insanlık dersi vermeye çalışıyor diyip onlara mı giydirsem.

    1.5 milyon ermeni kesildi diyorlar, vay anasını be bizde ne ordu varmış ya. sen bir sürü cephede savaş, üstüne git 1.5 milyon adam kes, helal olsun.
    (bkz: cool story bro)

    coğrafi keşifler diye bir şey var biliyorsun. ilk denemeleri 1200'lere uzanıyor, 1400lerde adam gibi başlıyor. hernan cortez var mesela bu tayfadan. milyonluk aztekleri 600 kişilik orduyla patates ediyor adam. sahip olduğu şey silah gücü çünkü. işlenmiş pırıl pırıl parlayan kılıçları var. öyle ki kolombun hatıratında kılıç gören "hintliler"in, kılıcı keskin tarafından kavramaya çalıştığı yazılı. adamlar gitmiş aztekleri yıkmış, doğramış. tonlarca altın akmış avrupaya. kahve, çikolata, patates. ne varsa getirmişler.
    yıllarca sömürdünüz, zorla hıristiyanlaştırdınız. 1950'de tanımlanan bir şey için, 1915'te şu olmuştu ühühü diye ağlamak varsa. 1400'de şu olmuştu diye ağlarım ben de. bütün dünyadan özür dilemek zorunda kalırsınız sonra. moğollar 200 sene at üstünde savaşıp, yiyip içip uyuyarak 31 milyon km^2 yer fethettiler. ulan siz, britanya imparatorluğu, 34 milyon km^2ye hükmettiniz. bütün dünya sizin dilinizi konuşuyor, sizinle din kardeşi. 500 sene balkanlarda kaldık, resmi dili türkçe olan bir tane ülke var mı?

    bu yetmezmiş gibi bütün dünyaya insanlık dersi vermeye çalışırsınız. yavşaksınız oğlum siz.

    tarihte yediğimiz haltlardan konuşuyorsak siz hiç ağzınızı açmayın bence. kendisine dünya lideri diyen ama bi cacık olmayan şu adam yerine azıcık daha haysiyetli biri olsa ağzınıza vururdu. ama sıfır sorun politikamız sağolsun herkes tutturdu soykırım, herkes tanıyor falan.

    biraz içimdekileri kustum, şimdi şöyle bir toparlayayım. ermeni diasporası diye bir şey var. aga adamlar manyak ya. resmen ruh hastası anasını satayım. ellerine silah verip salsan bizim buralara, sıka sıka ilerler her biri. geçen aylarda los angelestaki starbuckstan türk bayrağını kaldırttılar. varlığımız bile adamların sinirlenmesine yetiyor yani. ulan ne sapık, ne ruh hastası organizmalarsınız amk.

    bir de istanbulda yaşayan ılık ermeni milliyetçileri var. bunların ataları 500 sene bizimle koyun koyuna, dünyanın en gelişmiş şehirlerinden birinde, ööyle yıllar yılı askerlik yapmadan osmanlı gibi bir imparatorlukta yaşamışlar. ulan en zenginler ermeni ve yahudi, yıllarca askerlik yapmak yok. it gibi çalışıyorsunuz yıllarca, sonra zenginsiniz. kilisen var, mezarlığın var, okulların var. imparatorluk yıkıldı lozan yapıldı okullarını ellemediler. hala daha okullarınızda bir tane türk çalışmıyor. servisçisinden temizlikçisine herkes ermeni. adrese teslim ihalelerle kantini servisi kendi adamalrınıza veriyorsunuz. aman para başkasına gitmesin. e ama siz türk müesseselerde çalışabiliyorsunuz? türklerin parası size gelsin sorun yok. aman sizinkiler gitmesin.

    bizi ötekileştiriyorlar diyorsunuz, ötekileştiren sizsiniz. kendinizden başkasını insan yerine koysanız, suratımıza baksanız keşke. bir sevgilim vardı ermeniydi, annesi nefret ediyordu tabii benden. zamanında bir türk sevmiş annesi, dedesi vermemiş. annesi de bana kıllık yapıyordu. -kızı almayacaktım ama niye tribe girdi annesi anlamadım^:swh^

    işte bu ılık ermeni milliyetçileri, yüzyıllardır götünü yayarak oturduğu halde, bugün vergi ödeyip hizmet aldığı devlete, yaşadıkları topraklara, birlikte iç içe yaşadıkları insanlara nefret kusarlar. ya senin alakan bile yok ermenistan'la, doğudaki ermenilerle. ermenistandaki ermeniler sevmiyor sizi. biz burdayız, birlikteyiz. bugün bir savaş çıksa bu ülkenin askerleri hepimiz için savaşacak.

    aynı ülkede yaşıyoruz, gerek var mı amk böyle saçmalıklara. o çok sevdiğin ermenilerin ülkesi hocalı katliamını yaptı. onlar da benim ırkdaşım, kardeşim. ben sana istanbul'un göbeğinde şekil yapıyor muyum. türk milliyetçiliği yapıyor muyum. o hükümet hala hocalı tatsızlığı diye bile anmazken bu olayı, gelmişsin başıma ekşiyorsun bizi kestiniz diye. hadi de get derler adama ya.

    rahat götünüze mi batıyor anlamıyorum ki. çocuklarınıza kendi isimlerinizi veriyorsunuz hala. diliniz, dininiz kaybolmuş değil, kiliseniz de var gidiyorsunuz her haftasonu. paskalyanızı da kutluyorsunuz noelinizi de. siz gidin akp'nin başına ekşiyin. adamlar sokakta noel baba bıçaklıyor. siz soykırım dedirtecez diye uğraşırken, bizim birlikte yaşadığımız güzelim ülkenin anasını bellediler bilader.

    he ben bunları söyledim diye bütün tartışmalar biter mi, yarın sarkisyan çıkıp açıklama yapıp hepimiz kardeşiz der mi? demez. yine de ben söyleyeyim, burası bu ve bunun gibi şeyler için bir yer çünküm.

    yukarıda söylediklerim soykırım olduğu veya olmadığı ile alakalı değildir. olmuşsa da olmamışsa da cevabım değişmezdi zaten.
  2. başlık "ermeni tehciri" olarak değişmeli... soykırım ile, tehcir sırasında insanların ölmesi çok farklı şeyler... burada önemli olan tehcir neden yapılmış, yollarda insanların öleceği tahmin edilmemiş mi ve başka çare var mıymış gibi soruların cevaplanması... ermeni tehcirinin bir soykırım olduğunu iddia eden kimseden , eğer amaç öldürmek olmasaydı şöyle yapılabilirdi gibi bir öneri duymadım şu yaşıma kadar... enver paşayı sevdiğim veya savunduğumdan değil ama hepinizi empatiye davet ediyorum... kendinizi bir an için enver paşanın yerine koyun. ülkenize 7 koldan girilmiş, hatta ülkeniz masada paylaşılmış çoktan, para yok silah yok... ve ruslar ülkenizdeki ermenileri yanlarına alarak katliama başlamışlar... kazım karabekir'in hatıralarında yer aldığı gibi ruslarla bir olan ermeniler beraber yaşadıkları kürtleri kazıklara oturtarak öldürüyorlar... siz olsanız ne yapardınız lütfen cevap verin ! veremiyorsanız, soykırım nasıl olurmuş görmek için hitleri araştırın.
  3. hikaye 17. yüzyıllarda başlıyor.
    mevcut sermaye sahiplerinin gücünü kırmak isteyen devlet, ufak ufak gayrimüslimlere ticaretin kapılarını açıyor ve semirtiyor. ithalata dayalı ekonomide azınlıkların semirmeleriyse pek vakit almıyor haliyle.
    devlet, fransız devrimiyle, burjuva'nın ne tür bir tehlike arzettiğini idrak ediyor ve gayrimüslimlerden bu varlığı türlü yollarla kabzetmeye çalışıyor.
    istanbul'da subaylar, anadolu'da dinci takımı bu görevler için yüreklendiriliyor ve bir şekilde varlıklarının çoğu el değiştiriyor azınlıkların.
    işin ilginç yanı, istanbuldaki yeni burjuva pastanın geri kalanına da talip. ancak zaten haddinden fazla semirmiş ve tehlike arz eder olmuşlar. devlet, 2.abdülhamid ile yine atağa geçiyor, halifelik vurgusunu sağda solda yapmaya başlıyor ve anadoludakilerin yanına arapları da katmak için politikasına adını koyuyor 'ümmetçilik'...
    istanbul'un yeni burjuvasında subay asıllılar çok olduğundan daha stratejik davranıyorlar ve işi 'türkçülük' e vuruyorlar. böylece istanbulu ve devlet'in kalbini, geri kalan parçalardan soyutlayıp kontrolü ele alacaklar ki bunda da muvaffak oluyorlar.
    saray, anadolu'dan umudu kesince yalnızca araplara oynar hale geliyor ancak bu da ters tepiyor. arap milliyetçiliği peydah olmaya başlayınca işler iyice sarpa sarıyor ki o esnada 1. cihan harbi patlıyor.
    bu harp boyunca arap askerler hemen her cephede sonuna kadar kullanılıyor. özellikle suriye'den getirilen askerlerin çanakkale cephesindeki başarısı saray'a bir umut oluyor. bu esnada bizim 'türkçü' cephe de stratejik oynamaya karar veriyor. cemal paşa bu araplarla başa çıkmak için önerisini veriyor: ermenileri suriye'ye sürmek. sadece bununla da kalmıyor, ırak'taki aşiretlere de suriye'nin kuzeyini vaad ediyor ve yanına alıyor. işte bu günlerde 'işid' olarak adlandırılan gruplara destek veren aşiretlerin hemen hemen hepsi o zamanlarda cemal paşa vaadini izleyen aşiretlerdir. talepleri de kendilerine vaad edilen ve kan dökerek hak ettiklerine kani oldukları bu topraklardır. güncel haritaya bakarsanız net olarak çıkıyor zaten ortaya.
    konumuza dönelim. bizim aklıevvel 'türkçüler' başlıyorlar ermenileri toplamaya. zaten yıllardır radikalleştirilmiş ermenilerin doğu'da ruslarla işbirliği yapmış olması da çıkacak sesleri kesmeye yetiyor. (bkz: hedefimiz filistin, yükümüz insanlık) mottosuyla döküyorlar yüzbinleri önlerine. hem rus ilerleyişine yerel desteği kesecekler hem de arap milliyetçiliğiyle boğuşur hale getirecekler bu toplumu. ancak işin hesapta olmayan iki tarafı var:
    1. harp durumu
    2. devlet'in hali hazırda yıkılmış olduğu
    devlet yıkılmış ama bunu dile getiren yok. yıkılmış bir devletle bu çapta bir deportasyonu başarılı bir şekilde yapma şansı sıfır. ki zaten öyle bir hezimetle sonuçlanıyor ki bu iş; 'soykırım' dememek için 80 milyon şahit lazım...
    sermaye dediğin su gibidir. her kaba girer, her şekli alır. osmanlı'da bu iki şekil eksenli oldu ve bizim 'türkçülük' kılıfına bürüneni baskın çıktı. osmanlı'nın ardılı olan yüce devletimiz de bu politikaların zaruri sonucudur.
    dincilerin 2. abdülhamid'i bu kadar sevmesi bir tesadüf eseri değil, dinci takımları yağmaya sevk ederek semirtmiştir. memleketteki mevcut 'irtica' takıntısının temelleri de bu çekişmelere dayanmaktadır. ermenilerin 'soykırım' olarak yaptıkları tanımlama da başlarına gelen şeylerin sebeplerini vaktinde kavrayamamaları ve olan biten anlam verememeleri olmuştur. uzun zamandan beridir, atalarının başına gelen bu vahim olayları sömürerek güzelce ekmeğini yemektedirler, orası ayrı.

    ne zaman bu olanları kalabalıklar kabul edebilir? veyahut kabulünün bu topluma ya da ötekine bir yararı olacak mı? cevap hayır tabii ki. ne bizde mevcut olan halk bundan bir anlam çıkarıp yüzü kızaracak ne de tezgahı kurmuş ermeni diasporası mağduriyetlerinin ekmeğini bu denli efektif yiyeceklerdir.

    her zamanki gibi, olan masum canlara oldu ve geçip gitti.

    ilginç olacak olansa şudur. devletin en zirvesinden, bir gün : - bunlar, islam halifesini baskı altına alıp susturmak suretiyle ermeni kardeşlerimize şöyle şöyle yaptılar. evet! bunu da yaptılar.pirüpak alnımıza bu kara lekeyi vuranlar işte bu zihniyettir...- gibi bir cümle duymak olasılığıdır. bu hikaye'nin ekmeğini yemesi gereken bir kişi daha var. hepiniz biliyorsunuz kim olduğunu.
    t
  4. bu başlığa yazılan her girdiyi okudum.
    1915 olaylarının tartışıldığı her mecra gibi (arkadaş ortamı, aile, üniversiteler, televizyon açık oturumları, hatta çoğu akademik çalışma vb.) burada da çoğunlukla yanlış bir metotla tartışıldığını gördüm maalesef. etnik, dini, kültürel hiçbir kimliğine yaslanmadan, yalnızca tarihi bir olgu olarak tartışabilen çok az kişiye rastladım. genelde ya herhangi bir referansa ihtiyaç duymadan kendini tanımladığı politik kimlikle örülen soykırım savunusu ya da soykırım fikrinin oluşturacağı utancı taşıyamayacağı için kulaklarını elleriyle kapayıp reddetme davranışı. her ikisi de çocuksu.

    merak ediyorum gökyüzünde bir portal açılsa ve diyelim ki bunun bir soykırım olduğunu açık seçik görebilsek türklerin yüzde kaçı bununla yüzleşebilir, kabul, özür ve bedel ödeme yürekliliğini gösterebilir. mesela diyorum bakın. "atalarıma kefil olamam, bir soykırım yaşanmış da olabilir yaşanmamış da olabilir, incelemek gerek" gibi objektif bir yerde durabiliyor muyuz yoksa çeşitli sebeplerle bunu reddetmeye güdüleniyor muyuz. yaşandı veya yaşanmadı gibi bir yargıyı uzun uzun tartışmanın yeri bir sözlük değil belki, ama bu konudaki kanımızdan önce yaklaşımımızı, tutumumuzu düşünelim derim. naçizane.
  5. soykırıma inanmıyorum ama bir insanlık suçu var. yok ya soykırıma da inanıyorum. türkler eksilesin.
  6. cumhuriyet döneminde de olsa kabul edilmeyecek sözde soykırım.

    bu soykırımı kabul ettiğimiz zaman ermenistan bizden toprak ve tazminat talep edecektir. buda farklı bir tartışmayı gündeme getirir.

    istedikleri topraklar ise doğu anadolunun neredeyse tamamıdır. bunu zaten günümüzdeki hükümet değil gelecekteki hiçbir hükümet kabul etmez. ne solcusu, ne kürdü, ne türkü, nede islamcısı.

    toprak vermeyince bizden tazminat olarak para talep edecekler tabi. parada öyle tek seferliğine değil almanya nın ödediği gibi uzun yıllar boyunca ödenecek. almanya nın zamanında ödediği para israil gelirlerinin yüzde 87 sini oluşturuyordu.
  7. ittihat terakki döneminde vuku buluş olup
    800 bin ile 1.5 milyon arası ermeni nüfusun ölümüyle sonuçlanmış olay.
    meclis açılınca ermeni nüfusun temsili adına ermeni çetelerine yakın bulunan vekiller de meclis çatısı altına dahil oldu.

    rusyanın ülkeye kuşatması başladığında mecliste bu temsilciler hangi tarafta yer alacaklarını belirttiler tabiki.

    buna karşılık anadoludaki başka ermeni isyanlarından çekindiği için nüfusu seyreltmek istedi. lakin bunu her ermeni kesimini olası tehdit olarak gördüğünden sadece iç bölgelerde değil. her yerde yürürlüğe soktu.

    temel ve dışarı lanse edilmeye calışılan amaç ermenileri güvenli bir şekilde nüfus oranları %10 olacak şekilde başka bölgelere aktarmak lakin böyle bir kitle nereye aktarılırsa aktarılsin %10 u geçecek. direkt emirle cinayet işlemek yerine tüm kitleyi tedariksiz yollara serdiler.

    göndermeyi hedefledikleri bölge " savaşın olmadığı yerler "güvenli gördükleri suriye ve ırak bölgeleri. tabiki o bölgelere sorunsuz dahi ulaşsalar açlık ve sağlık eksikliğinden sonu bu şekilde olacaktı. bu politikayı izleyenlerin amacı sadece tehcir değildi, bu da buradan kendini göstermektedir.

    buna karşın bir ermenilere karşı beslenen özel bir nefret yoktu. sadece ülkenin gözler önünde parçalanmasını izleyen yöneticilerin irrasyonelleşmesinin ve paranoyaklaşmasının bir sonucudur bu. ekstra her başkaldırı ülkenin bir parça daha gitmesi iken böyle bir karar o günlerde belki de çok rasyonel bir karar olarak görülüyordu.

    kabul edilip özür dilenmesi gereken bir konu bence ülke yönetimince lakin bu olayı yapan meclisin hiçbir siyasi temsili yeni cumhuriyet ile kalmadı. bu meclisin aldığı kararlar başka bir ülkeye ait kararlardır.
    buna karşın tazminat verilmesi de bir başka yönden haksızlık olacaktır. tazminat ülke hazinesinden ödenecek ve hazine ise ülkenin yani ülkeden kastım yurttaşların mal varlığı.
    cezayı sahibine kesmek gerekir lakin hiçbir olaydan haberi o gün dahi bulunmayan. bulunanların hiçbir siyasi etkisi olmayan bir halk ve onun devamı.
    hükümetler, meclisler istediği kararı alabilir lakin siyasi devamlılık tasimayan bir ülke ve onun halkına ceza kesilemez kanısındayım
  8. bir de, tarihçi prof. dr. kemal haşim karpat'tan dinleyelim, okuyalım.

    türk dış politikası tarihi adlı eserinde hoca şöyle demiştir:

    ***

    ermeni konusunda türkiye'de yapılacak çalışmaların başında her şeyden evvel anadolu'da yirminci yüzyılın başında yaşayan ermeni nüfusunun sayısını tespit etmek gelmelidir. soykırım iddiasına ana dayanak noktası zaten nüfustur. ermeni iddialarına göre osmanlı devleti sınırları içinde yaşayan ermeni nüfusunun sayısı 2.5 milyondur. iddiaya göre bunun bir milyonu öldürülmüş, bir milyondan fazlası tehcir edilmiş ve 2-300 bin kadarı da istanbul'da ve anadolu'da (bazıları isim, din değiştirerek) kalmıştır.

    ermenilerin kesin sayısını tespit edecek malzeme osmanlı 1882, 1904, 1914 ve rus 1897 nüfus sayımlarında vardır. ayrıca ingiliz arşivlerinde nüfus konusunda çok değerli vesikalar mevcuttur. bu vesikalara göre osmanlı devletinde yaşayan 1.4 milyon ermeni'nin en azından bir milyonunun rusya'ya, bilhassa bugünkü ermenistan'a göçtüğü görülür ki bu olayı ermeni milliyetçileri de kabul ederler.

    ...

    goschen (ingiliz sefir) doğu'daki ingiliz konsolosluklarına "iki buçuk milyon iddiası ne derece doğru, araştırın" talimatını verdi. o dönem erzurum, van ve trabzon'da çok bilgili ingiliz konsolosları vardı. bunlar bir rapor hazırlayıp gönderdiler istanbul'a. diyorlar ki, ermeni nüfusu en fazla 1 milyon 400 bin."

    ...

    sultan abdülhamit de altı vilayette sayım yaptırmış. onun ulaştığı rakam 1 milyon 200 bin... hemen hemen ingilizleri doğruluyor.

    peki ne oluyor o 1 milyon 400 bin ermeni'ye?

    bir kısmı tehcir sırasında yolda hücuma uğradılar. bu kesin... kürtler ve türkler tarafından, bazen de jandarmalarca öldürüldüler. bir kısmı da göç etti.

    ...

    bütün mesele bu nüfus üzerinde dönüyor. oysa elimizde tüm vesikalar toplam ermeni nüfusunun bir buçuk milyon bile olmadığını gösteriyor. bunun bi milyonu göç ettiyse, 100-200 bini de anadolu'da kaldı, müslüman olduysa... istanbul ermenilerine de kimse ilişmediğine göre...

    ...

    bir milyon ermeni'nin rusya'ya göçtüğüne dair: rus nüfusu istatistiklerine bakmak yeterli olacaktır. ilk mevcut rus nüfus istatistikleri erivan'da 40-50 bin kadar ermeni olduğunu gösteriyor. 1927'de yapılan nüfus sayımında ise bu sayı bir milyondan fazla çıkıyor. bunların çoğu rusya, romanya ve bulgaristan'dan değil, anadolu'dan gelen ermeniler.

    ...

    o halde 1915'te ölen ermenilerin sayısı 100-200 bin kadar.

    ...

    soykırımın ilk kez tanımlandığı 1948 cenevre sözleşmesine göre 1915 bir soykırım mıdır?

    - hayır, çünkü planlı bir hareket değildi. ermeni milliyetçileri de böyle bir planın olduğunu binbir dereden su getirerek ispat etmeye çalıştılar, fakat kullandıkları malzemenin uydurma olduğu hep ortaya çıktı. bu ispat edilmiş bir şey değil.

    ...

    ya yolda öleceklerini bile bile göndermek?

    - 1878'de yüzbinlerce müslüman türk rumeli'den sökülüp yok edildi, 1912-1913'te balkan harbi'nde 400 bin müslüman öldürüldü. aynı miktarda adam göçe mecbur edildi. yine kafkaslarda bir buçuk milyon insan öldürüldü. peki bu durumda o devirde bütün milletler birbirine soykırım yapıyordu mu diyeceğiz? hayır, onlar savaş ortasında yaşanmış katliamlardı. bir coğrafyanın üzerinde sivil savaş gibi bir şey yaşanıyordu ve çok acıydı.

    ***

    dipnot: her ölüm acıdır, ancak her ölüm soykırım değildir!
  9. biz insanların en büyük problemi kendimizle yuzlesmekten korkmak. kardeşim soykirimi da gectim o dönem çok büyük acılar çekilmiş cektirilmis sen daha bunu bile kabul etmiyorsun.bak insanlar ölmüş diyorum bebekler ölmüş genç kızlar kirletilmis hangi taraftan olduğu ne fark eder. değil binler bir olsa ne değişir. yüreği olmayan insandan sizlamasini beklemek hata.bırakın artık su kirli siyaset oyunlarinizi. vazgecin artık su sığ düşüncelerden. unutmayın toprakların, kanların, sınırların ve hatta bayrakların insanlık kutsiyetinin yanında esamesi bile okunmaz. insan olmaktan ne zaman vazgectiniz? size insan olduğunuzun söylendiği o ilk anda mi?
  10. bu başlık altında incelenen her olay tarihi aydınlatmanın dışında her türlü siyasi söylemde kullanılmaktadır. siz, bu tartışmaları dinleyenler(çünkü hiçbir şey halka sorulmaz, büyük adamlar tartışır), inanıyor musunuz ki ermeni soykırımı üzerine konuşan her siyasetçinin çıkarlarını bir kenara bırakıp salt tarih incelemesi için bu konu üzerine konuşsun. ermeni soykırımına evet diyenler de hayır diyenler de belirli değerler, çıkarlar doğrultusunda konuşuyor. herkes kendi doğrusunu söylüyor kendi belgesini gösteriyor. objektif hiçbir görüşün bulunmadığı bu dünyada bu tartışma her yıl 24 nisan'da gündem olup tartışılmaktan öteye gidemiyor. insanlar ayrışıyor, tartışma bile değil kavga oluyor. herkesin tansiyonunun yüksek olduğu, kimsenin diğer düşünceye tahammülü olmadığı bu zamanda bu devirde böylesine önemli konular saçma sapan kelimelerle dile getiriliyor.

    siyasetçiler hayatımızdan tartışmalarımızdan defolun gidin^:küfür aslında bu^. sizin söyleyeceğiniz şeylerin hiçbir önemi yok. kendi adınıza kendi çıkarlarınızla konuşmayı bırakın. her ülke belgelerini açsın tarihçiler konuşsun.

    hrant dink ne demiş:
    “şimdi paris’e gideceğim, concorde meydanı’nda bir taşın üzerine çıkıp ‘soykırım olmamıştır’ diye bağıracağım. sonra ankara güven park’ta bir taşa çıkacağım ve ‘soykırım yapılmıştır’ diyeceğim.”