1. eşcinsellik bir hastalık değildir. eşcinsel insanlar hasta olmaya daha eğilimlidir. bunun sebep genetik değildir. sosyal hayat içinde kendini anlatamayıp, yargılanmaktan korkup içine kapanmak durumuyla ilgilidir. hasta etiketi, sosyal çevrenin ürünüdür.

    bugün hemcinsinize ilgi duyduğunuzu ailenize açılayacak olduğunuzu düşünün.
    heteroseksüel bir tanıdığınızın cinsel hayatıyla ne kadar ilgilisiniz, cinsel hayatında eğilimli olduğu, hoşuna giden fantazileri biliyor musunuz? merak ediyor musunuz?
    hayır. eşcinsel insanların da yatakla kiminle/nasıl bir ilişki kurduğu da medeni dünyada kimseyi ilgilendirmemelidir.

    bir cinsel eğilim, dünyada hangi ülkede yaşamak istediğinize kadar karar vermenizi gerektirir. doğduğunuz ülke, toprağınız, insanlarınız sizi kararlarınızla kabul etmeyebilir.

    nerede nasıl yaşayacağınıza karar verirken kazara ekonomik olarak kısıtlı bir ailede doğduysanız ekonomik sorunlar da devreye girer.
    başarısız olma korkusu, mutlu olmak için para ihtiyacı, işe alınmama, beğenilmeme, kıyafetinin vücut çeşidine göre şekillendirme zorunluluğu, itibar, izlenim ve birçok etken bir araya geldiğinde yalnızlık, utanç ve öfke devreye girer. nerede doğduğunu seçemeyen insanların, nerede yaşayabileceğini seçmesi mümkünken, para denilen icat yüzünden mutsuzluk artar. zaten bir de baskı mevcut. gelin siz hasta olmayın.
  2. amerika için çok güzel bir gün bugün. ulusal sınırlar içerisinde yani tüm eyaletlerde eşcinsel evlilik yasallaştı.

    " anayasaya göre , aynı cinsiyete sahip çiftler ve farklı cinsiyete sahip çiftler yasal olarak aynı haklara sahiptir ve onların bu seçimini hor görmek , onların kişiliklerini reddetmektir. "

    justice anthony kennedy

    beşe dört oyla kabul etmişler. helal olsun. darısı başımıza.
  3. hemcinsler arasındaki ilişki. türkiye'de "doğal olmayan ilişki" kategorisine girer yasal olarak. ilgili yasa maddesi şu şekildedir.

    “Şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya bulunduran kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adli para cezası (yaklaşık 100.000 TL) ile cezalandırılır.” ( zete)

    the imitation game filmini izlerken dünyanın bir çok yerinde olduğu gibi ingiltere'de de 20.yy ortalarına, hatta kimi yerde sonlarına kadar eşcinsel ilişkinin yasak olduğunu görmüştüm. bunu bilmek için bir film izlemeye gerek yok gerçi de belirtmiş olayım dedim. türkiye'de de şu anda yasak değil, bereket en azından o durumdayız fakat zaten pornonun yasak olduğu bir yerde eşcinsel ilişkiyi ayrı bir şekilde kategorilendirmek ve bunu hayvana tecavüzle eşdeğer tutmak için akıl tutulması yaşanması icabeder şu devirde. hükümet, yönetim, devlet diye devam etmeyeceğim, bu tüm vatandaşların sorunu. mevcut kanunlar hiç değişmese bile aym bahse konu kararı veremeyebilir ve bunu doğal ilişki kategorisine sokabilirdi. dünyanın her yerinde benzer bir nefret söz konusu olduğu için bir topluma mal edemem eşcinsel karşıtlığını ama toplumumuzun, ortadoğununun genel olarak, bunları yıllar önce halledememiş olmanın ceremesini çekiyoruz diğer bir çok konuda olduğu gibi. bakalım din ile savaşımızı ne zaman vereceğiz.

    Edit: mevcut karar ile eşcinsel ilişki içeren görüntüyü bilgisayarda "depolamak" da ayni şekilde 4 yıl hapis anlamına geliyor. Olaya sadece gay diye bakmamak lazim, lezbiyen pornolar çok yaygın. Sağdan soldan okuduğum "oral seks" in de bu sınıfa dahil olduğu. Oral ile başlamadan porno yok gibi bir şey zaten. Sönümsüz hayrola.
  4. "Eşcinsellik, bir cinsel yönelimdir. Cinsel yönelim, belli bir cinsiyetteki bireye karşı süregelen duygusal, romantik ve cinsel çekimi ifade eder. Cinsel yönelim, birçok insanda henüz cinselliği yaşamamışken ergenliğin ilk dönemlerinde ortaya çıkar. Eşcinsellik bir tercih değildir. Tercih iradi bir şekilde yapılır. Eşcinsellik, bir sabah aniden uyanıp "ben bugün kendi cinsimi arzulayayım" diyebileceğiniz bir durum değildir. Cinsel yönelim konusunda tercih yapamazsınız. Sadece, yaşayıp yaşamamayı tercih edebilirsiniz. Tercih yaklaşımı, eşcinsellerin uğradıkları ayrımcılıklara meşruiyet zeminini doğuruyor. Çok iyi niyetli gibi görünen "o senin cinsel tercihin" sözü, aslında beraberinde dışlamayı da getiriyor." (daha fazla bilgi için www.kaosgl.com)
  5. hastalik* diyenin agzini yuzunu kirasim geliyor, dogal olmayan iliski cumlesinin orta yerine de sicmak istiyorum her duydugumda kusasim geliyor. kimin kiminle ask yasayacagi kimi ilgilendirebilir ki dogal olmamasindan behsedilir? dogal olmayan iliski yazmaktan dahi utandigim kucucuk kizlarla iliski yasamak isteyen koca, koca adamlardir, dogal olmayan iliski; hayvanlara ilgi duyan hemcinslerimdir. ha birde bunu turkiyede onur yuruyusune katilan herkesin escinsel veya sex iscisi zannedildigi bir ulke insanina anlatmak cok zor oluyor ve sen anlama ulan ayi demekten kendini alamiyorsun.
  6. bir erkeğe aşık olmuş bir adamla, bir kadına aşık olmuş bir adam arasındaki fark, sadece penisin işlevine veya girdiği deliğin anatomik farklılığına odaklanmayla bulunamaz. aşk var. aşka odaklanmak lazım. ayrıca çap demişken deliğin çapından, meşrebinden ziyade aşığın ve maşuğun insani çapına odaklanmak lazım. ancak ozaman idrak edebiliriz eşcinsellik denen şeyi... kelimenin içinde cinsellik var diye hemen cinselliğe odaklanmak meselenin idrakini, giderek de meşruiyetini zora sokuyor. aşkın, seksin gölgesinde kalmaması lazım, hatta üste çıkması lazım.

    mühim not: rumi ile şems'in seks yaptığına hiç ihtimal vermiyorum.
  7. (bkz: pedofoli)
    (bkz: eşcinsel)
    bana farklı görünüyor. sorun sende olmasın sakın.
  8. 1970'lerden beri dsm 4 tanı kriterlerine göre eşcinsellik "hastalık" olarak kabul edilmiyor artık. daha önce ki zamanlar da çok daha karanlık bir dönemdi. hormon veren ilaçlar , hapis cezaları , akıl hastanesine kapatılmalar , ikna kampları vs. yani hırsız gibi , katil gibi muamele görüyordunuz fakat çok daha fazla aşağılanıyordunuz. neden peki ? cinsel tercihinizden dolayı. ne zaman ki eşcinsellik "hastalık" olarak tanımlanmaktan çıktı , biraz da olsa rahat nefes alabildi insanlar. yani hala kalkıp bu durumu " hastalık " olarak görmeniz , bilimi reddetmek , insan haklarına karşı durmak demektir.

    şimdi gelelim , kadın taraflı eşcinselliğe karşı çıkmayıpta , erkek taraflı olunca kafayı yiyenlere. sizler iki yüzlü orospu çocuklarısınız. haberiniz olsun istedim. iki tane sakallı erkeğin öpüşmesi , birbirlerine arkadan sahip olmaları , ağızlarına almaları niye bu kadar zor geliyor size :) . cinsel tarafını geçelim. bu sakallı , maskülen erkeklerin birbirlerine aşık olması , birbirlerini özlemesi , kıskanması neden bu kadar anlaşılmaz ?

    geçmiş tarihe bakıyorsun. heykellerde , tablolarda , şiirlerde pek çok eserde çoklu cinsel yönelimi görüyoruz. bu bize yeni bir kavram değil bariz belli. istediğiniz kadar yasaklayın , karşı çıkın insanlar bu yönelimlerini asla bırakmadı. amerika'da eşcinsel evliliğin yasallaşmasından yapılan yorumlar nasıl biliyor musun sevgili karşıt ? " modern zamanlar da hala bu sorunları konuşuyor olmamız çok garip " ve şu şekil de devam ediyor " gençler , insanların neden eşcinsellere karşı olduklarını anlamıyorlar " .

    bizim ülkemiz için durum vahim. bebek adımlarına bile yaklaşamadık diğer ülkeye koşmaya başlarken. bizim daha işçilere sahip çıkan doğru düzgün bir yasamız bir sendikamız bile yok. ırkçılıktır , milliyetçiliktir , şeriatçılıktır , kralcılıktır vs hala bunların pençesinde boğuşuyoruz , güzel günler için ümit besliyoruz. türkiye de eşcinseller yok mu sanıyorsun ? o kadar çoklar ki. türkiye lgbt o kadar güzel insanlarla dolu ki , transı , travestisi , lezbiyeni , gayi ile birlikte. haklarını arıyorlar , haklarını savunuyorlar ve dilerim haklarını alacaklar.

    yıllar önce yaz tatili süresinde bir internet kafe de çalışıyordum. her gün bir adam geliyordu. 35 - 40 yaşlarında. pala bıyıklı , kirli sakallı , iri yarı , göbekli , kalın sesli , pis ağızlı bir adam. maço dediğimiz adamlardan. bu dayı her gün geliyor en az 4 - 5 saat oturuyor. sigara içmeye kapıya çıktım , o da orada telefonda konuşuyordu. sokağın ortasın da bağırıyor " olum ben sana o işi hallet demedim mi , senin ağzını sikerim , konuşma bana , gelir alırım evinden " gibi bissürü cümle. sokakta adamı gören midesi bulanmış şekilde başını çeviriyordu. neyse bu dayı içeriye girdi. şeytan dürttü merak ettim bu herif napıyor hergün buraya gelip ? ana bilgisayardan adamın masaüstünü izlemeye başladım , msn var o zamanlar. kamera açık şekilde başka bir adamla yazışıyor. adam yüzünü örtecek şekilde şapka takmış. mouse ve mouseu tutan eli gözüküyor. bizim dayı iltifatlar yağdırıyor adama " ellerin çok güzelmiş , keşke burada olsan da onları öpebilsem , yüreğime koyabilsem " . bak az önce dişarı da küfürleri eden adamla aynı adam bu.

    tabi birde asonsörde yiyişen dayılarımız var :) . kimim kimden hoşlandığını , kimde huzur bulduğunu , kimle mutlu olduğunu tahmin edemiyorsun. kürk mantolu madonna'da da geçtiği gibi " önemli olan bütün insanları birey birer olarak kabul edebilmek " .

    ben aşkta , cinsellikte cinsiyetin önemi olmadığını düşünüyorum. şu ana kadar herhangi bir erkekle duygusal bir birliktelik yaşamadım. sevgilim kadın . yine de çoğu ünlü kadın modele göre erkekleri daha çekici buluyorum. bilemiyorum belki kimimiz için huzur , kafamıza kakılmış olan sınırların dışarısında bir yerlerdedir.
  9. ilişkidir. eşcinsel de olsun, karşı cins de olsun kalptir bu. toplumdan soyutlanmalarına gerek yok.
  10. normal olup olmaması önemli değildir. eşcinsellik normlara uymaz doğrudur ama normların doğruluğuna kim karar veriyor ? eşcinsellik doğaldır, doğada vardır ki önemli olan da budur. binlerce hayvan türünde olan bir ilişkiyi " lut kavmi " gibi gerizekalıca bir mantıkla çürütmek mümkün değildir maalesef. eşcinseller hayvanlar var oldugu sürece olacaktir. ve aşk karşı cinsle yaşanmak zorunda değildir.

    edit: doğal olmasa da olur aslında, yine böylesine bir nefret hakkımız olmuyor.
    kahve