1. Takılınılmaması gereken kavram.

    Zamanın içinden geçtiği her şey eskir, eskimeye mahkumdur.
    aşk diye addettiğimiz duygu; bileşenleri hoşlantı ve zaman ile oluşturulmuş argand düzlemi varyasyonundaki aralıklardan birisi sadece. hayatınızdaki herkesi bu düzleme oturttuğunuzu hayal edin. Sketch toy ile açıklayayım kendimi.
    Evet, 400-875 arasını aşk olarak tanımladım. düzlem üzerindeki her bir renk ayşe, fatma, alev, arzu, zekiye, şerife, burcu, ışık, ahmet yahut mehmet.
    zaman ilerledikçe insanlara karşı olan hisleriniz değişecek; aralığın içinde kaldığı müddetçe o sizin "aşkınız" olacak fakat aralık içinde sürekli bir değişim var hep 745.23 hoşlantısında aşık değilsiniz ona, bazen 811 oluyor bazen 573.1094 Benim merak ettiğim şu aslında, 620'lik aşk 520'lere düştüğünde sorun edilmiyorken 978'lik aşk üstü değer -102'leri gördüğünde birisi diğerini hayatından nasıl çıkarıyor? yani biz insanların birer eşiği mi var bu konuda bir sevgiyi eskiten şey, tam olarak nedir? Zaman, evet. ^:oyun kuramı'ndan bahsetmeyeceğim, dün bir arkadaşı epey bezdirdim zira. ^

    Düzenden düzensizliğe yaşıyoruz, kimse için kimsenin hayatında kalıcılık söz konusu değil kendimiz bile biyolojik olarak her geçen saniye yenileniyoruz, sadece bir an için bir an'ın "mükemel" aşıkları yahut çiftleriyiz diyagramdaki her çizgi bir gün kopacak ne demiş
    kevin moore:
    "Found a new girl I think we can make it,
    As long as she stays on the page."

    Yani bizim birer dayanma eşiğimiz değil de, hoşlantı sınırında kalma gayretimiz olmalıymış, teşekkür ederim kevin reiz, böylesi daha mantıklı.