1. ütopistlerin öncülerinden, enerjik ve girişken biriydi. ikaria'ya yolculuk ütopyasında anlattığı sosyalizmden de öte komünizmdi. cabet'nin en önemli yanı kuşkusuz küçük bir adım da olsa komünizmi amerika'ya sokmasıdır. radikal bir cumhuriyetçiydi. jakobenizmle yeni işçi sınıfı arasındaki geçişi temsil eder. sürgüne ingiltere'ye gönderildi. burada owen'ın fikirlerinin etkisinde kaldı. aynı zamanda ingiltere'de bağımsız sendikacılık hareketinin çıkışına tanık oldu. amiyane tabirle cabet'nin gözünü açan olaylardı bunlar. fransa'ya döndüğünde komünist olmuştu. paris'te haziran ayaklanmasının kanlı bir şekilde bastırılması sonucu umutlarını yitirip amerika'ya gider. böylece de amerika komünizme merhaba der.

    amerika'ya gitmesiyle avrupa sorunlarına, avrupa dışında çözüm yolu arayan amerikalı ve avustralyalı radikallere benzer. burada ütopist fikirlerini geliştirir. onun gözünde eşitliği savunmak, doğal yasa ahlakını uygulamak anlamına geliyordu. orta sınıfa mensup bir avukat olarak eşitlik cabet için her şeyden önemliydi. ikaria'ya yolculuk'ta da kadın erkek eşitliği ve aile kurumu var. ama çelişkili biçimde baba aile reisi olarak boy gösterir. toplum hayatı basite indirgenmeli kitabına göre. more hayranına yakışan ağırbaşlı bir ütopyadır bu. cabet de fourier gibi ateist değildir. hatta hıristiyanlığa hayrandı. ateizm ve komünizm özdeşleşmesi ütopistlerden sonraki kuşağa, 1848 sonrasına özgüdür.
    sezgi