1. paradox interactive tarafından geliştirilen serinin 4.sü olan strateji oyunu.

    yukarıdaki gibi yazınca çok sıradan bir oyun gibi dursa da aslında çok başka. oyunu sadece 5 saat oynadıktan sonra, hiç de düşündüğüm gibi strateji delisi birisi olmadığıma kanaat getirdim. öyle olsa 4. serisi yayınlanan bu oyundan bugün haberdar olmazdım. eğer siz de benim gibi strateji seviyor ve bu oyunu bilmiyor ya da oynamıyorsanız, ayıp ediyorsunuz biliniz!

    oyun hakkında bir çok rehber ve yazı okuduktan sonra benim gibi oyuna yeni başlayacak olanlar için aşağıdaki bilgiler oldukça yararlı olacaktır.

    genel bilgiler:
    - national unrest'i %6’dan fazla tutmayın yoksa isyandan geçilmiyor.
    - orduları bir yere yönlendirirken shift'e basılı tutarak götürmek istediğiniz yörüngeyi çizebilirsiniz.
    - "f" tuşuna basınca çıkan arama bölümüne, bir milletin adını yazarak ya da ilçenin yerini öğrenebilirsiniz.
    - oyunda her veliahtın ve sultanın/kralın özellikleri oluyor, bu özellikler makimum 6 seviye olabiliyor
    - war ezhaustion: başa bela durumlardan biri, bir yerlere saldırı yaptıkça millet sana ayar oluyor. osmanlıda çok sorun olmasa da diğer milletlerde oluyormuş.
    - stability: oyunda böyle bir olay var ilk saatlerimde bir türlü arttıramıyordum bunu, lakin sonra öğrendim ki işin sırrı görev yapmaktaymış. görev yaptığınız sürece rahatlıkla 3. seviyede tutabiliyorsunuz. görevlere baktınız ve yapabileceğiniz - en azından yakın zamanda- görev yoksa biraz bekleyin görevler değişecektir. sık sık görev yaparak stability'yi üst seviyelerde tutmak mümkün.
    - prestij: diğer ülkelere bir şeyi kabul ettirmede vs. yararlı. savaş kazandıkça artıyor.
    - bir ordunun üzerinde mouse'la durunca, ordunun hangi tarihte hangi ilçede olacağı yazar.

    rehberler:
    - özellikle (bkz: youtube) 'da oyunu anlatan bir çok kişi var ama ben en çok yararlı gördüklerimi sizlerle paylaşmak hatta bilgi sahibi olmak istediğiniz konuların dakikalarına kadar yazmak istedim.

    - öncelikle ekşi yazarlarından (bkz: hepimiz uzun vadede oluyuz) 'ün rehberinden başlayalım. kendisi rehberden sonra osmanlı ile anlatım serisine de başlamıştı ama sanırım vazgeçti ya da bir sorunla karşılaştı ki devamı gelmedi ama rehber oldukça yararlı oluyor. nasuh dedenin rehberi
    hangi yönetim ekranından videoda kaçındı zaman aralığında bahsettiği ise aşağıdadır
    * teknoloji ekranı: 1.0 - 1,3
    * ideas ekranı: 1,3 - 1,7
    * stability ekranı: 1,7 - 1,10
    * din ekranı: 1,10 - 1,11
    * ordu ekranı: 1,11 - 1,15
    * ekonomi ekranı: 57 - 59
    * ticaret ekranı: 59 - 1
    * diplomasi ekranı: 52 - 57
    ** ekstra ticaret rehberi

    - (bkz: gambell) türkçe olarak benim gördüklerim arasında oyunu en iyi bilen ve en çok rehberi bulunan grup. burada da şöyle bir rehber var oyunu genel olarak anlatan. bu anlatımdan sonra grubun sayfasından istediğiniz rehberi/ülkeyi izleyebilirsiniz.

    - ingilizce anlatım ise fazlasıyla mevcut ama ben en çok (bkz: arumba) 'yı beğendim izlediklerim arasında ki hatırı sayılır sayıda video izledim. onunda şöyle bir guide'ı var ki dillere destan hemen hemen önemli olan her konuyu 2şer 3er dakikalık videolarla anlatmış sağolsun. benim için en önemlileri ve faydalıları da aşağıdakilerdi
    - stability
    - ticaret
    - bakım giderleri
    - stratejik ürünler

    şavaş:
    - orduların başında lider olması ve morallerinin yüksek olması savaşların sonucunada doğrudan etki ediyor.
    - force limit dediğimiz bir olay var. bunu arttırmak için, bu limiti arttıran advisor'lardan tutulabilir.
    - provience war score: bu olay oyundaki bence en önemli kısım. benim gibi siz de oyuna başladığınızda memlüklülerin altından girip üstünden çıkıp da bir tanecik provience alınca ne olduğunu daha iyi anlayabiliyorsunuz. oyunda war score diye bir şey var ve siz isteseniz de bir anda tüm bir ülkeyi alamıyorsunuz. mak. alabileceğiniz provienceların war score cost u 100 olabiliyor. bunun için saldıracağınız ülkdedeki trade power gibi özellikleri yüksek olan proviencelara saldırıp oraları almak en mantıklısı.
    - bir devleti rival olarak seçmek ona karşı yaptınız hamlelerde ekstra özellikler sağlıyor. örneğin ambargo koyduğunuz devlet rival'ınız ise diplomatik olarak kötü etkilenmiyorsunuz.
    - kuşattığınız provience'ın varsa port'unu da kitlerseniz kuşatmanız daha hızlı sonuca ulaşacaktır.

    ekonomi:
    - ordu maliyetlerini oyunda kısabiliyorsunuz. lakin bu orduların moralini etkiliyor ve moralsiz bir ordu yıldızsız bir geceye benziyor. özetle; ortalık günlük gülistanlıkken ve savaş yokken kısılıp, savaşılacağı zaman arttırılabilir.

    diplomasi:
    - kabul edilmeyen kültürlerde %33 vergi ve asker kaybı oluyor.
    - send gift: bir ülke ile ilişkileri +25’e kadar artırır
    - loan/given offer: +15 e kadar arttırır.
    - bir topraktan hak iddia edebilmek için ona diplomat atarak belli bir zamanda hak iddia edinilebiliyor. diplomasi - covert action - fabricate claim

    bunlar benim kendi tecrübelerim ya da rehberlerden derlediğim bilgilerdir yanlışım ve ya eksiğim olabilir, özellikle tecrübeli oyunculardan da bilgi alabilirsek ne ala.

    sonuç olarak da böyle bir oyun işte europa universalis iv.
  2. bütün eklentilere sahip olunmalıdır.(eklentilere 2 katına falan çıkıyor detay.)

    bence rehber okumadan oynayın.kendi kendinize öğrenin. kendiniz daha yaratıcı çözümler bulabilirsiniz.ama bir iki dost tavdiyesi:

    her an bişi yapmak zorunda değilsiniz. fırsat kollayın.

    asıl para ticarette.

    oyunun başında osmanlıya sona doğru fransa'ya bulasmayın.

    batı'ya gidin.
    gfy
  3. bir roma aşığı olarak oynamayı çok sevdiğim mod extended timeline modu. bilmeyen varsa hemen indirmeli o modu. milattan sonra 51 yılından başlatabiliyorsunuz. tarih aralıkları olarak en son 2015 yılını seçebiliyorsunuz. adamlar ışid'i, suriye'deki iç savaş'ı, rusya'nın kırım'ı ilhak etmesi gibi detayları eklemişler. 2015 yılından sonra 9999 yılına kadar oyun devam ediyor. ama tabii ortaçağ-rönesans simülasyonu olarak hazırlanmış bir oyun modlarla 2015 yılında çok sırıtıyor, yine de oynanabilir.

    roma aşığıyım demiştim. extended timeline modunda en sevdiğim şey roma imparatorluğu'nu alarak başlamak. eğer roman-parthian war timeline'ını seçerseniz, perslerle kanlı bir savaşta buluyorsunuz kendinizi. imparatorluğu korumak şart. bu dönemlerde roma'yı özellikle zor yapabilmek için national unrest(ülkedeki huzursuzluk seviyesi) oldukça yukarılara çekilmiş, yanlış hatırlamıyorsam yüzde 30 etkiliyordu. manpower(ülkede savaşabilecek eleman sayısı) yine olumsuz olarak başlıyor, çünkü özel event eklenmiş modda, evet doğru bildiniz: pax romana.

    pax romana adlı özel bir modifier ve ona bağlı event eklenmiş. roma barışı olduğu için manpower seviyenizi tam kullanamıyorsunuz. artık insanlar askere mi gelmek istemiyor, roma mı çağıramıyor orasını tam bilmiyorum. ama karşı taraf daha avantajlı. huzursuzluk var, o kadar fazla yok, ama yine de var. bir de benim gibi en zor seviyeyle başlarsanız moda, yani etrafınızdaki tüm devletler size karşı daha agresif olacak, o zaman tadından yenmiyor.

    perslerle savaşabildiğiniz ms 58 yılı haricinde, daha ileri tarihleri oynayabiliyorsunuz. mesela en sevdiğim tarihlerden birisi ms 117. roma imparatorluğu'nun en geniş sınırlarına ulaştığı yıl. bundan daha ileri gidemeyecek. o tarihte oynamasanız bile açın bir göz atın. adamlar antik avrupa birliği kurmuşlar, gel de hayran kalma! o tarihte pax romana ile birlikte tam bir baba gibi,affedici büyük abi gibi hissediyorsunuz. emperyalizm damarlarınızda dolaşıyor o anlar. o minik minik devletlerin kaderlerini etkileyebilecek güçtesiniz. küçük küçük devletler, germannia bölgesindeki cermen kabile devletleri, britanya adasındaki pictii'ler, afrika'daki adını bile hatırlamama gerek olmayan küçük devletler. ve tabii persler.

    roma'nın ihtişamını yaşadığım anlarda kendimi yan yatarak vişne yiyen roma imparatoru gibi hissediyorum(böyle bir kullanıcı adı vardı sanırım). haritada emperyalizm v1.0 oynuyorsunuz gibi, küçük devletleri savaştırıyorsunuz, barıştırıyorsunuz, garantörlük yapıyorsunuz, bazen kafanız atıyor direk siz müdahale ediyorsunuz. böyle anlarda pax britannica'yı, günümüzdeki pax americana'yı daha iyi anlayabiliyorum. en güzeli de, küçük devletleri vassal'ınız haline getirip, aradan bir 5-10 yıl geçtikten sonra topraklarınıza katabiliyorsunuz. ancak yine de fazla rahat olmamak lazım. mesela cermen kabileleri hep birbirleriyle müttefik. keyiften birisine saldırayım derken 8-10 devletle savaş haline bulabiliyorsunuz kendinizi. persler zaten zayıf anınızı kolluyor. savaşa girip biraz manpower kaybederseniz persler dalabilir.

    tabii persler orada, ortadoğu ile asya'yı birbirine bağlayan topraklarda bölüm sonu canavarı gibi bekliyor. arada onlarla savaşıp roma lejyonlarının gazını almak gerekiyor.

    tabii roma imparatorluğu'nu yönetmek bu kadar kolay olmasın diye modifier'lar eklemişler ama maalesef durumu çok zorlaştırmıyor. eğer oyunun menülerine falan alışkınsanız, oyun çok kolay geliyor. çünkü roma imparatorluğu krallık olduğu için, gerçek tarihte en büyük zorlukları basiretsiz imparatorlar, saçma sapan diplomatik kararlar vesaire ile yaşamışlar. oyunda basiretsiz imparator yok, siz varsınız. eu4 motoru ile roma'yı oynamak, anlayacağınız, pek zor değil.

    hatta öyle ki, roma'nın yıkılışından sonra bizans'la oynasanız bile(bizans imparatorluğu ikinci favorim), neredeyse batı roma'nın yıkılışından sonra barbarlara bıraktığı toprakları geri alabilirsiniz. o anlar da zevkli aslında. bir jüstinianus gibi hissedebilirsiniz kendinizi. ms 500lü yıllarda(565'ti galiba), bizans'ın son şanlı imparatoruyla empati kuruyorsunuz, ordularınız eski roma'yı tekrar canlandırmak için italya'ya seferler düzenliyor falan. güzel yani. roma, bizans, güzel devletler.

    oyunda tek bir zor taraf var, ki bu mod'lu mod'suz oynayın farketmez, isyanlar. mod'da roma'nın dinini pagan yapmışlar, çok tanrılı. yıl olmuş 150-200 hala zeus'lar mars'lar falan var. din değiştirebiliyorsunuz, ama halkın çoğunluğu pagan'sa resmi dini hristiyanlık yapmak büyük isyanlara gebe. koskoca imparatorluk çökebiliyor. pagan kalırsanız bu sefer isa'nın öğretileri gizliden gizliye dört bir yana yayılıyor, bir bakmışsınız devletin dini çok tanrılı ama halkın çoğunluğu hristiyan olmuş. bu kısımlar iyi ayarlanmış.

    açıkçası europa universalis iv hakkında söyleyecek hiçbir şeyim yok. ne osmanlılar'ın umutsuzca avrupa'yı fethetme girişimleri, ne avrupa'daki küçük cermen devletlerinin sürekli birbiriyle, arada fransa'yla didişmesi, ne ingiltere ve ispanya'nın yeni dünya talanları, hiçbirini oynamak beni cezbetmediğinden, yalnızca extended timeline modu ve buna müteakip roma imparatorluğu hakkında konuşabilirim.

    şunu gördükten sonra, kim takar osmanlı'yı, avrupa'yı, inka'ları.. hepsi boş geliyor.

    son not: ticaret nasıl yapılır, para nasıl kazanılır falan onları yazmadım. yazmama gerek yok, bilinen dünyanın birçok ticaret merkezi oynadığım roma'nın sınırları içerisinde olduğu için, ticaret ve para konusunda sıkıntım olmadı. merchant ship ürettim ama öyle denizlerde dolansınlar, akdeniz'de hareketlilik olsun diye.
  4. pu denilen olay sayesinde rusya'da fransa görmek pek olasıdır.
  5. ----bu yazı rehber hazırlama amacıyla başlamış fakat günümüzde kimsenin yazılı rehber okumadığı hatırlanınca bir saatlik emek çöpe atılarak genel bir yazı olarak bitirilmiştir.----

    steam'de 250 saat + steam öncesi oynanış saatimle hakkında birkaç bir şey yazmam gerektiğini düşündüğüm oyun.

    giriş

    öncelikle bu oyun ham strateji severler içindir, içerisinde ne total war serilerinde olduğu gibi doğrudan yönettiğiniz ordu, ne de civilization'da olduğu gibi renkli, cıvıl cıvıl bir harita yoktur. her şey gayet ciddi ve sonuç odaklıdır. bu nedenle bu oyunu oynayacaksanız "ama savaşları ben yönetemiyorum" gibi şeyler söylemeyin. çünkü siz bir komutan veya kral değil, doğrudan ülkeyi yöneten, siyasi ve ekonomik kararlar veren kişisiniz.

    oyunu öğrenme

    oyunu öğrenmek çok basit değildir. emek vermek gerekir. ben oyunu ilk yüklediğimde 15 dakika falan oynayıp, uzun bir süre yüzüne bakmamıştım. böyle şeyler olabilir, yanınızda size oyunu öğretecek bir arkadaşınız yoksa kendiniz emek vermelisiniz.

    ingilizce seviyesi

    oyunu oynayabilmek için çok fazla ingilizce bilmenize gerek yok. anlamanız gereken birkaç kelime var, bunların ne olduğuna google çeviriden bakmanız sizin için yeterli olacaktır. örneğin oyunda unrest kelimesini görüyoruz, hiç ingilizce bilmesek bile hemen google çeviriye yazarak bunun "huzursuzluk" anlamına geldiğini öğreniyoruz. aynı şekilde piety ---> dindarlık, annex ---> ilhak, topraklarına katmak gibi.

    ülke seçimi

    muhtemelen eliniz ilk osmanlı'ya gidecektir, seçin. bu ülke büyük ben bunu yönetemem demeyin çünkü osmanlı bana göre oyunun en kolay devletlerinden birisidir ve yeni başlayanlar için idealdir. zaten oyunun da ilk önerdiği devlet budur. osmanlı seçmiyorsanız da osmanlı'nın yanında yöresinde bir devlet seçmeyin, yaşatmaz. birazcık kafanızı kaldırdığınız anda bir elçi yollar ve "selamun aleyküm, birdaha benim sınırımdaki herhangi bir devlete savaş açarsan karşında devleti aliyye'yi bulursun, kaşınma" der. artık oyun sizin için bitmiştir. bulabilirseniz osmanlıya karşı sizi savunacak deli yürek birkaç devlet daha bulun, oyun süreniz biraz daha uzar en azından.

    ---------------

    oyunda kendi devletinizi kurmak çok zevkli. hele bir arkadaşınızla kendi devletlerinizi kurup multiplayer oynuyorsanız sabah olduğunu ancak camdan vuran güneş ışıklarıyla anlarsınız. aynı zamanda en iyi arkadaşınızla bile oynasanız bazen anlaşmak, toprak paylaşmak zor olabiliyor. örneğin trade idea açmış arkadaşım benim ticaret noktama bir tüccar göndererek ticari gelirimi yarı yarıya düşürebiliyordu. bunu yapmaması için ne tavizler verdim. işin zevkli kısmı da burada zaten. ayrıca oyun yapımcılarına teşekkür ettiğim bir konu da, ben bütün ek paketlere sahipken oynadığım arkadaşlarımın hiçbir ek paketi olmamasına rağmen multiplayerda arkadaşlarımın da benim ek paketlerimden faydalanabilmesi. çok tatlı oldu gerçekten.

    papalık sistemini anlatabilecek ve şu ülkeyi oyna, çok zevkli diye tavsiye verecek arkadaşlar varsa kızıllandırabilir, memnun olurum.
  6. extended timeline eklentisi gayet güzel olan oyun. bu eklenti ile oyun süresi 2-9999 yılları arasına çıkıyor, 500'den fazla yeni ülke, 100'den fazla yeni bölge, yeni kültürler, mekanikler, kararlar, olaylar geliyor. dezavantajı ise, bu modla birlikte "ironman" kullanılamıyor. eklenti steam workshop'tan bulunabilir.

    oyunun beni zorlayan en büyük kısmı ise karışık diplomatik ağlar. özellikle oyunun ilerleyen senelerinde kime savaş açtığımda kimlerin bana savaş açacağını kestirmem baya zor oluyor. ülkeler o kadar karışık ağlarla birbirine bağlı oluyor ki; küçük bir ülkeye haklı nedenle bile savaş açsam neredeyse dünyanın yarısı benim ülkeme saldırıyor.

    oldukça zor olmasına rağmen çok da eğlenceli bir oyun. bir paradox interactive klasiği.
  7. üçüncüsü daha iyi olan oyun. ben divine wind'i daha çok sevmiştim ama bu da olur oynayabiliriz toplanıp.
  8. mükemmel oyun. fazla oynarsanız kendinizi, hayatta da benzer stratejiler yaparken bulmamanız imkansız. bu da insan ilişkilerinde bile büyük artılar getiriyor. şiddetle tavsiye olunur.

    bu arada normal oyundan sıkılanlar için warring states modunu öneririm. modun olayı ise, her devleti 2-3 province e bölmüşler. 1.15 patch ine uygun değil şu an için, ama geri patchlerle oynayabilirsiniz.

    bu arada, oyunu anlamakta güçlük çekenler için, türkçe bir youtube kanalı önereyim. bu adam hiçbir şekilde yurdum abazası gibi osmanlı'yı alıp "tüm dünya benim olacak uleyyn." kafasında oynamıyor, bilakis oyunu hem çok güzel anlatıyor, hem de eğlenceli bir üslubu var. merak edenler için:

    İşte o kanal.
  9. gelmis gecmis en iyi strateji oyunlarindan. ogrenmesi kolay değildir ancak öğrendikten sonra kolay kolay birakilmaz
  10. civilization ile total war serilerini toplamış, üzerine de bu toplamadan kaynaklanan sinerjiyi ekleyerek bir heroes of might and magic iii gibi bir red alert 2 gibi "yıllar geçse de oynanacak oyunlar" listesine adını yazdırmış oyun.

    ekonomiyi toparlaması ayrı sorun, yeterli miktarda askere sahip olmayınca diplomatik olarak da çok seveniniz yoksa komşularınızın size savaş açması ayrı sorun. manpower kavramı yüzünden ne kadar büyük ordunuz olursa olsun savaştan savaşa koşamıyorsunuz, adam kaynağınız olmadığı için yıllarca orduların toparlanmasını bekliyorsunuz. dahası ordularınız savaşmasa dahi dağlık bölgelerde ve zor hava koşullarında kayıp veriyorlar ki mesela anadolu için kışın erzurum'da ordu bulundurmak ya da gürcistan seferine çıkmak intihar gibi olduğundan orduları samsun'a çekerek bahar gelmesini bekliyor; savaşırken ilk başta kışı geçirebileceğiniz liman şehirlerini işgal edecek bir plan üzerinde çalışıyorsunuz.
    yeri geliyor ordusunu bırakmadığınız devletle "overextension" sorunu yaşamamak için (bu size karşı askeri koalisyonlar kurulmasına yol açıyor) masaya oturup en stratejik 3-4 şehrini alarak dünya devletleri tarafından bu tutumunuz sindirilene kadar beklemek zorunda kalıyorsunz.

    ilk başta dinamikleri zor diye -ve en azından resmi tarihine en hakim olduğum devlet olması sebebiyle- osmanlıyı seçtim ve tarih dersinde bize söylenen "tarihi o günkü koşullarla yargılayın" ifadesini kendime şiar edinerek oynamaya başladım. osmanlıya göre farkım karamanoğulları'nı kukla devletim haline dönüştürerek memlükler ile arama tampon olarak koymak ve avrupa'da karışıklık çıkmadığı sürece macaristan'dan öteye geçmemek oldu. bu sırada balkanları türk ve müslüman yaparak bir isyan riskini azaltırken müferreh bir ekonomiye sahip olabilmek için yatırımlar yaptım. ekonomim geliştikçe polonya başta olmak üzere komşularımdaki isyankarları destekleyerek nefes aldırmadım, bavyera ile müttefik olarak batı komşularımdan bana yönelik bir saldırı olması ihtimalini -ikimizin arasında kalmaları sebebiyle azalttım-. protestanlık yayılmaya başladığında zaten ara ara katolik-protestan savaşları çıkıyor; vatikan ile de dost olduğumdan o savaşlarda etkin bir şekilde rol alarak hali hazırda bir sürü devlet ile savaşan ülkelerin topraklarından benim için önemli olanları çok küçük ordularla işgal edip savaşın sonunda kendi bünyeme kattım. tunus ile müttefik olup sayelerinde diplomatik kriz yaşamadan -zira aragorn ile savaşıyorlardı- sicilya'yı alıp, ispanya ile savaşıp memlükleri de köşeye sıkıştırdım. evet, bir heves insan amerika'ya gitmek istiyor ama hindistan'da da vaktinde ingiliz sömürgesi olduğunu unutmayın; orta asya yolunu tersten kat ederek ciddi ekonomik kazanç sağlayabiliyorsunuz.

    topraklarınızdaki isyanları da sürekli göz önünde bulundurun, bir yerde isyan çıktığında ve bastırırken çok kayıp verdiğinizde diğer yerler de burayı takip edebiliyor.

    misyonerlerin çalışma hızları da civilization gibi ışık hızında değil, hatta total war hızında dahi değil, bir bölgenin dinini değiştirmek yıllar alabiliyor ve elinizde -halife iseniz- iki adet misyoner oluyor. ancak halife olduğunuzda mesela tunus gelip de "kafir catherina ile savaşıyoruz, ya halife bize yardım et" diyerek halifeliği bırakmak veya ispanya ile savaşmak arasında bir seçim yapmanızı zorlayabiliyor.