1. şarkıcı alpay'ın hakkında 18 yıl arayla 2 şarkı yazdığı ay, miladi takvimde sıra numarası 9.

    şarkılar:

    eylülde gel
    eylülde gel demiştim

    rivayet odur ki; alpay, ankara üniversitesi hukuk fakültesinde hocalık yaparken bir öğrencisine abayı yakar. ancak kız hocasına yüz vermez ya da başka bi'şeyler olur, ancak kavuşamazlar... dönem biter, kız memleketine gider. alpay, sevdiğinin eylül ayında, yeni eğitim öğretim döneminde dönmesini beklemektedir... ancak kız dönmez... akibeti nedir bilmiyorum ancak alpay o kızı bir daha göremez... ve uğruna ilk şarkıyı yapar...

    18 yıl sonra bir şekilde o hanım kızımız alpay efendinin karşısına çıkar ve "geldim" der... aradan geçen yıllar birçok şeyi eskittiği gibi alpay'ı ve o genç aşkını da eskitmiştir... aralarında neler geçer tam bilmiyorum ancak, alpay bir şarkı daha yapar.

    ikinci şarkının sonunda çalan piyano (galiba) eylülde gel şarkısından bir kupledir, göz yaşlarını depreştirir...
  2. o kadar şiir yazmaya çalışmış olmama rağmen, aklımda kalan tek yazmaya çalıştığım şiirime sebep olan aydır. doğduğum ve umarım bitişimin de içinde olacağı aydır.

    neden sevdiğini söyleyebilen
    nedeni seviyordur seni değil
    mesela eylül'ü severim ben
    nedenini değil
  3. sıcak ve nemi böyle kuvvetli hissettikçe bir an önce gelmesini istediğim; yılın en sevdiğim ayı. gerek havası gerek rengarenk yanıyla eylül'ün yeri bende ayrı.
  4. güzel güneş batar, güzel güneş doğar, sevimli aydır eylül. kasım'da aşk başka mıdır bilmem, aralık cingılbers'ten anlamam. eylül ise hem yaz, hem ilkbahar, biraz sonbahardır. yorgun değil yıpranmış değil dingin ve huzurlu. iyiki doğmuşuz tüm başaklar.
  5. zaman ne çabuk geçiyor.. daha dün gibi o sıcakları hissettiğim günler; derken gelmiş de çatmış son'baharım... balık mevsimi geldi bir yandan; bir yandan bende özdeşleştirdiğim hali.

    üstelik sadece bu da değil. eskiden okulların açılmasının göstergesi olan bir aydı. alış veriş zamanı, arkadaşlarla buluşma, okula dönüş...
  6. Hüznü ayrı, sevinci ayrı; bir daha hic geri gelmeyecekmiscesine gidenleri ve ardında bıraktıklarını rüzgarıyla bize getiren aydır.

    nihayet geldi...
  7. doğum günüsü ayı.. her yıl başka başka kapılar açıyor, yeni öğrenmişlikler. yolun yarısını aralıyorum bu sene ben eylül de.. daha bir aklım başımda bir o kadar koyvermiş, anın tadını bilen, kendinin daha da farkında bir kadın olarak 35 yaş daha başka geliyor bana.. eylül işte tüm bunları hissederken daha bir naif geliyor salına salına.. sarı yapraklarında hüzün değil de, yaşanmışlığın her rengi var.
  8. eylül
    bu ne güzel bir son buluş
    ayrılırken bütün o kuru rüzgârlarını, esip uçurmalarını bize armağan ediyorsun
    eylül, bu ne güzel serinlik böyle
    hem içimi titreten hem de ılık bir yastık arasının -yalnız olmayanlar için ılık bir kol altının-
    keyfini bahşeden
    bu ne şaheser. esişine sağlık:)
    ne içeri girmek istiyorum ne de sıcağı özlemek. seni özlemişim
    seni özlediğimi fark etmek tam da sen gidiyorken güzel.
    ardında bıraktıklarınla avunacağım yine tam onbir ay. seni bekliyor olacağım
    özlemle
    dört gözle
    eylül, ne olur çabuk geri gel
  9. sevemediğim ay; "son"u değil, "bahar"ı sevdiğimdendir belki, yerlere dolan kahverengi yapraklar yerine, dalındaki rengarenk çiçeklerle kendimi iyi hissettiğimdendir. hazan, güz, sonbahar hep hüznü çağrıştırıyor bana, üzmeden geçer inşallah.