1. Genellikle sağcı otoriter tek parti rejimlerine verilen ad olmakla birlikte, özelde iki dünya savaşı arasındaki dönemde İtalya’daki sağcı otoriter rejimin adı.

    yeni başlayanlar için faşizm

    zülfiyare dokundu editi: herkese faşist damgası vurup duranları mı, yoksa faşist olmakla suçlananları mı rahatsız etti merak ettim doğrusu.
  2. elde faşizm/faşist yaftası asacak yer arayarak dolaşmak türkiye sosyalist hareketinde eski bir hastalıktır, liberal cenahta da rastlanır. bu eğilim çoğu zaman faşizmi bileşenlerinden birine, çoğunlukla da ırkçılığa ve baskıya indirgemekten kaynaklanır. gerçekteyse faşizm bir özelliğine indirgenemeyecek kadar karmaşık bir kitle-parti-devlet ilişkisini içerir.

    kapitalizmi benimsemiş ülkelerin siyasal rejimleri, bir ucunda mutlak liberalizm diğerinde ise kaba faşizm yer alan bir aralıkta bulunur. bu rejimlerin hepsi burjuvaziye dayanır ve belli bir üretim yeteneği gerektir. gelişmiş bir burjuvazi, kendine özgü tarihsel geleneklere uygun siyasal yapılar içinde örgütlenmiş, bir tür neo-klasik demokratik rejimi daima yeğler. faşizmi tercih etmez. ancak, çalışan sınıfların mücadelesi, olağan üstü koşulların da etkisiyle burjuvaziyi otoriter bir rejime itebilir. faşizm olgusunun kaynağı esasen budur. faşizm, 1.dünya savaşından sonra, sovyet devrimi burjuva egemenliği için ilk ciddi tehlikeyi yarattıktan sonra ortaya çıkmıştır.

    faşizm karmaşık bir bahis, çeşitli veçheleriyle uzun uzun tartışmaya ihtiyacımız var. bu sıcak yaz günlerinde ne kadar ilginizi çeker bilmiyorum ama kendimce faydalı olacağını düşündüğüm bazı okumalar önereceğim:

    http://www.sendika.org/2009/06/fasizm-uzerine-bir-not-ergin-yildizoglu-cumhuriyet/

    http://muhalefet.org/haber-islami-fasizme-gecis-korkut-boratav-12-13478.aspx

    http://ioanniskronos.blogspot.com.tr/2014/12/fasizmi-anlama-klavuzu-tulin-ongen.html

    http://www.sendika.org/2015/01/avrupanin-fasizmleri-ve-turkiye-korkut-boratav/

    http://www.iletisim.com.tr/kitap/fasizm-ve-diktatorluk/7812#.VRgWGLuJjIU

    http://alisveris.yordamkitap.com/tanim.asp?sid=A2851MA7ED8DWV2Q217H

    http://www.idefix.com/kitap/fasizme-karsi-birlesik-cephe-georgi-dimitrov/tanim.asp?sid=ESFFT5H58K1KOG68OEOJ
    mutlu
  3. ''faşizmi tehlikeli kılan, moleküler ya da mikropolitik iktidarıdır, çünkü faşizm bir kitle hareketidir: totaliter bir organizmadansa, kanserli bir bedendir. amerikan sineması bu moleküler odak noktalarını sık sık tasvir etmiştir: takım, çete, tarikat, aile, kasaba, mahalle vs. faşizmleri, hiç kimseyi esirgemez. dünya çapındaki sorunun cevabı sadece mikro-faşizmdedir: arzu, neden ve nasıl, kendi bastırılışını arzular? kitlelerin edilgin biçimde iktidara boyun eğmediği muhakkaktır; mazoşistçe bir histeri içinde, baskı altına alınmayı “istedikleri” de yoktur; ideolojinin büyüsü altında kandırılmış da değillerdir. arzu, zorunlu olarak moleküler düzeylerde birbirine bağlanan karmaşık asamblajlardan; duruşları, tavırları, algıları, beklentileri, gösterge sistemlerini vs. halihazırda şekillendiren mikro-oluşumlardan asla ayrılamaz. arzu, hiçbir zaman, ayrımsız bir içgüdüsel enerji değildir; etkileşimlerle dolu, son derece gelişmiş, tasarlanmış bir tertibin ürünüdür: moleküler enerjileri işlemden geçiren ve arzuya potansiyel olarak faşist bir belirlenim kazandıran koca bir akışkan parçalılık söz konusudur.''

    İçimizdeki Faşisti Sevmek
  4. Özde Faşizmin 14 Temel Özelliği

    Siyaset bilimci Dr. Lawrence Britt, 20. yüzyılın gördüğü en tipik faşist rejimleri (Hitler'in Almanya'sı, Mussolini'nin İtalya'sı, Franco'nun İspanya'sı, Suharto'nun Endonezya'sı, Pinochet'nin Şili'si) inceleyerek faşizmin 14 karakteristik özelliğini tespit etmiş.

    1. Güçlü ve sürekli milliyetçilik: Faşist rejimler, sürekli olarak vatansever şiarlar, sloganlar, semboller, marşlar ve diğer ıvır zıvırı kullanma eğilimindedir.

    2. İnsan haklarının aşağılanması ve hor görülmesi: Düşmandan korku ve güvenlik ihtiyacı nedeniyle, faşist rejim altındaki insanlar, 'ihtiyaç' gereği belirli durumlarda insan haklarının göz ardı edilebileceğine ikna edilirler. İnsanlar işkence, yargısız infaz, siyasal suikast, uzun süreli gözaltı gibi uygulamalara karşı başını başka tarafa çevirme, hatta bunları onaylama eğilimindedir.

    3. Düşmanların/günah keçilerinin birleştirici bir neden olarak tanımlanması: Ülkenin güvenliğini ve bütünlüğünü tehdit eden düşmanın ortadan kaldırılması için insanlar histerik kalabalıklara katılıp sokaklara dökülür; Bu düşman tanımının içinde ırksal, etnik ya da dinsel azınlıklar, liberaller, komünistler, sosyalistler, teröristler, vs. vardır.

    4. Ordunun ve militarizmin yüceltilmesi: Yaygın yerel sorunlar olduğunda bile, orduya hükümet bütçesinden aşırı miktarda pay verilir ve yerel gündemler göz ardı edilir. Askerler ve ordu hizmetleri alabildiğini yüceltilir.

    5. Cinsel ayrımcılığın şahlanışı: Faşist ulusların hükümetleri, neredeyse tamamen erkek-egemen olma eğilimindedir. Faşist rejimlerde, geleneksel cinsiyet rolleri daha katı hale getirilmiştir. Kürtaj karşıtlığı ve homofobi had safhadadır.

    6. Kitle iletişim araçlarının kontrol altına alınması: Kimi zaman medya hükümet tarafından doğrudan kontrol edilirken, diğer durumlarda dolaylı olarak diğer genelgeler, mevzuatlar, sempatik medya temsilcileri ya da yöneticileri tarafından kontrol edilir. Sansür, özellikle savaş dönemlerinde oldukça yaygındır.

    7. Ulusal güvenlik takıntısı: "Korku" hükümet tarafından, kitleler üzerinde harekete geçirici bir araç olarak kullanılır.

    8. Din ve yönetimin içiçe geçmesi: Faşist ulus hükümetleri, ulus içindeki en yaygın dini, kamuoyunu manipüle etmek için bir araç olarak kullanır. Dini retorik ve terminoloji, dinin ana doktrinlerinin hükümet politikalarına veya eylemlerine tamamen karşıt olduğu durumlarda dahi, hükümet liderleri tarafından yaygın olarak kullanılır.

    9. Özel sermayenin gücünün korunması: Faşist uluslardaki sanayi ve iş aristokrasisi, sıklıkla hükümet liderlerini iktidara getirenlerdir. Bunu hükümetle iş dünyası arasında karşılıklı çıkara dayalı bir ilişki tesis ederek ve belli bir iktidar eliti yaratarak yapar.

    10. Emek gücünün baskı altına alınması: Faşist hükümete karşı tek gerçek tehdit emeğin örgütlü gücü olduğundan, işçi sendikaları ya tamamen saf dışı edilir ya da şiddetle baskı altına alınır.

    11. Aydınların ve sanatın küçümsenmesi: Faşist uluslar, yüksek öğrenim ve akademiye karşı açık bir düşmanlığı körükler ve teşvik eder. Profesörlerin ve diğer akademisyenlerin sansüre uğraması, hatta tutuklanması yaygındır. Sanatta ifade özgürlüğü açıkça saldırı altındadır ve hükümetler genellikle sanata bütçe ayırmayı reddeder.

    12. Suç ve cezalandırma ile baskı altına alma: Faşist rejimlerde, polislere kanunları zorla uygulamaları için neredeyse sınırsız bir yetki verilir. İnsanlar genellikle, polisin suistimallerine göz yummaya ve hatta vatanseverlik adına sivil özgürlüklerden feragat etmeye razı olur. Faşist uluslarda, sınırsız güce sahip ulusal bir polis kuvveti vardır.

    13. Adam kayırma ve yozlaşmada sınır tanımama: Faşist rejimler neredeyse her zaman, yönetim kadrolarına birbirini atayarak hükümetin güç ve otoritesini onları hesap vermekten korumak için kullanan bir grup ahbap ile müttefikleri tarafından yönetilir. Ulusal kaynakların ve hatta hazinenin tahsisi ya da bunların hükümet liderleri tarafından açık bir şekilde gaspı, faşist rejimlerde rastlanmayan bir olgu değildir.

    14. Hileli seçimler: Faşist uluslardaki seçimler bazen tamamen göz boyama amaçlı yapılır. Diğer zamanlarda ise seçimler, çamur atma kampanyaları, hatta muhalefet adaylarının öldürülmesi, seçmen oylarının ve seçim bölgelerinin kontrolü için yasama kurumlarının alet edilmesi ve medya manipülasyonu gölgesinde yapılır. Faşist uluslar, tipik olarak kendi yargı sistemini seçimleri manipüle ya da kontrol etmek için kullanır.

    Şimdi, 10 puanlık uzman sorusu: Bu 14 maddenin "Türkçe karşılığını" bulunuz.

    kaynak

    Metnin orijinali