1. doğru demlendiğinde (french press, çaydanlık, ya da canınız artık nede yapmak isterse) verdiği yoğun aromatik tadı diğer kahvelerde bulamazsınız. french press kullanacaksanız önce kahveyi az miktarda sıcak su ile karıştırıp çalkalayın, biraz bekledikten sonra suyun kalanını ekleyin. bir de su kaynadıktan sonra bir dakikaya yakın beklemek lazım, yeni kaynamış su ile demlerseniz tadını berbat edersiniz. en iyi 94 derece sıcaklıktaki su ile demlenir diye okumuştum bir yerlerden.
    ben brezilya ve guatemala kahvelerini en çok sevsem de, tabi zevk de tercih de kişiden kişiye değişir. satrançta ve kahvede kombinasyonlar sınırsızdır.
  2. çekirdeğin demleme türüne göre çekilmesi önemlidir. bir de tavsiyem, ilgiliyseniz eğer kendinize bir çekme makinası temin edin, kahveyi çekirdek olarak alın. kullandığınız kadar ya da en kötü iki üç günlük çekin. sanılanın aksine kahve bayatlar. çekilmiş kahve daha hızlı bayatlar.

    bu ara eski tip değirmenli kahve çekme aletlerine merak saldım. performansı teknolojiyle yarışamaz belki ama istediğim tarz bir tane bulursam almak istiyorum. ucuz mutluluk.
    one
  3. yaz kış demeden insanın canının çektiği. taze çekilmiş çekirdek ile güzel olan.
  4. her gün tükettiğim kahve türü.

    eğer kahve seviyorsanız granül kahvelerden vazgeçip filtre kahveye geçmenizi tavsiye ederim. zaten bir kaç kez filtre kahve içtikten ve tadına vardıktan sonra muhtemelen bir daha granül kahvelere dönmeyeceksinizdir.
  5. öncelikle belirtmek gerekirse sonradan keşfettiğim bir kahve çeşidi. genellikle türk kahvesi tercih eden bir bünyeyim ben. ama bazen çayın dışında farklı bir tat arıyorsunuz, şekerli içecekler bana göre değil; bitki çayları desem bir kaç fincan kafi gün içerisinde.

    sonrasında işte, granül kahve ile başlayan bir yolculuk sonrası filtre kahveyi tattım. pek alışkın olmadığım lezzetlere, mesafeli bir yaklaşımım var. ne çok sert severim ne şekerli kıvamlar bana hitap ediyor; biraz araştır et derken, ben de kendimi taze çekilmiş kahve çekirdeği alırken buldum kahvecilerin birinde. tabi bunun demleme usulü vs var, özel cezvesi... onlardan da pek anlamıyorum, fakat madem öyle demleme çaydanlıkta demleyeyim dedim. fena da olmuyor hani. çook leziz değildir sanıyorum, müdavimlerine sorsak ama kahvenin bu halini tattıktan sonra granül olanı ne kadar bayağı gelmeye başladı benim gibi seviye 1'de olan biri için bile.
  6. aç karnına içerseniz kakanız gelir. tıp konuşuyor burada!!
  7. 3 yıldır kahvaltıyı atlayıp güne filtre kahve içerek başlıyorum. barsakları güzel çalıştırdığı doğrudur. şu french press'i hangi fransız bulduysa takdirlik birisi. sayesinde çamur hazır kahve yerine kahve içmeyi öğrendik.
  8. bir hayat mottosu olarak filtre kahve.

    makina kahvesi olursa tadından içilmeyecek kahve çeşidir, sadesi acıtır ama sevdirir.

    french pressle gelen her filtre kahvede ülkemizde kötü yapılmaktadır.

    en güzelini tchibo ve starbucksta içebilirsiniz, mümkünse sert içimlik olanları deneyin.
  9. benim gibi "acı olsun yeter" diyenlerdenseniz (biber acısı değil tabiki ) günün her saati her türlü mental rahatsızlıklarınıza derman olan kahve çeşididir. iki fincan olmasına rağmen cüzi bir fiyatının olması da cabasıdır. bu yüzdendir ki öğrenciye bundan bal bir icecek yoktur derim ben. misal bir arkadaşınızla cafeye gittiniz ve ikinizinde yeteri kadar parası yok. hemen o güzel beyninizi kullanıyorsunuz ve şöyle diyorsunuz :abi 1 filtre kahve, 2 fincan alabilir miyiz lütfen?
    (bkz: gurbette öğrenci olmak)