1. bu konuda şöyle der charles baudelaire:
    resim ve yontuda ekâbiran takımının, özellikle de fransa’da (ve her kim olursa olsun bunun tersini söylemeye cesaret edeceğini sanmıyorum) güncel amentüsü şu: “ben doğaya ve yalnızca doğaya inanıyorum (bunun için geçerli nedenler var). sanatın tam bir doğanın yeniden üretimi olduğuna ve bundan başka bir şey olmadığına inanıyorum (ürkek ve ayrılıkçı bir tarikat tiksindirici doğal nesnelerin dışarıda bırakılmasını istiyor, bir lâzımlık ya da bir iskelet gibi). böylece bize doğanın tıpkısı olan bir sonuç verecek sanayi ürünü mutlaka sanat olacaktır.” öç alıcı bir tanrı bu kalabalığın dualarını kabul etti. daguerre onun mesihi oldu. o zaman kalabalık şöyle dedi: "madem ki fotoğraf tıpkılık konusunda istenen bütün güvenceleri sağlıyor (buna inanmıyorlar, aymazlar!) sanat da fotoğraftır." (…) fotoğraf sanayi, öğrenimlerini tamamlayamayacak kadar yeteneksiz ya da tembel, bütün başarısız ressamların sığınağı olduğundan, bu evrensel düşkünlük yalnızca körleşmenin ve budalalığın izlerini taşımakla kalmıyordu, ama bir öç almanın da rengine sahipti. (…) ama eminim ki, fotoğrafın kötü uyarlanmış gelişmeleri, esasen bütün o salt maddi gelişmeler gibi, fransız sanatındaki yaratıcılığın, zaten onca az olan yaratıcılığın kurumasında fazlasıyla yardımcı olmuştur. (...) eğer sanatın işlevlerinden herhangi birini üstlenmesinde fotoğrafa izin varsa, yığınların ahmaklığında bulacağı doğal ittifak sayesinde, sanatın yerini alacak veya onu tamamen yozlaştıracaktır
  2. cevap verilmeden önce hakkında objektif bir şekilde enine boyuna düşünülmesi gereken sorudur.kanaatim şudur ki, fotoğrafçılık icra edenine göre değerlendirilmesi gereken bir olgudur.

    bir objenin salt fotoğrafını çekmenin sanatla uzaktan yakından ilgisi yoktur.olsa olsa "gerçeğin kopyası"dır. bunu sık sık icra eden adam üzerinden fotoğrafçılığın sanat değil zanaat olduğu sonucuna varabiliriz.

    diğer taraftan bir objenin özgün bir yorumla, özgün bir açı ve kompozisyon içinde, gerçeğin daha farklı yönlerine dikkat çekecek şekilde fotoğrafının çekilmesine sanat denilebilir.

    ara güler ustanın konu hakkındaki görüşleri de kelimesi kelimesine şu şekildedir:

    "fotoğrafın sanat olduğuna inanmıyorum. hiçbir şey olmayan adamlar kendilerini fotoğraf ile sanatçı kılıyorlar. aslında fotoğrafçı değiller. ha burnunu çekmiş, ha kuyudan su çekmiş, ha fotoğraf çekmiş aynı şey. onlar neyi çektiklerini bilmiyorlar. çeke çeke ıstırap çekiyorlar.ressamdan sanatçı olabilir. en çabuk fotoğraf sanatçısı olabiliyorsun. sıkıysa ressam ol. gidip bir kompozitör olup da senfoni yaz. fotoğraf hakikattir sanat olamaz"