• izledim
    • izliyorum
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (9.35)
friends
dizi, new york'ta yaşayan 20'li yaşlardaki üçü kadın, üçü erkek, altı kişilik bir arkadaş grubunun yaşamları ile ilgilidir. çekimleri 10 yıl süren dizinin karakterleri gerçek hayatta olduğu şekilde dizide de aynı oranda yaşlandırılmışlardır. monica ve ross kardeştir. monica aşçı, ross ise paleontolog ve akademisyendir. rachel, monica'nın okul arkadaşı ve ross'un gençliğinden beri aşık olduğu kızdır. ralph lauren'de çalışmaktadır. chandler, ross'un okul arkadaşıdır ve bir şirkette veri analiz uzmanıdır. joey, chandler'ın ev arkadaşıdır ve oyuncudur. phoebe, büyükannesi ile yaşamaktadır (büyükannesi ölene dek) sonra belirli olaylar sonucunda rachel ile yaşamaya başlarlar. masözlük ve sokaklarda çalgıcılık yapmaktadır.


  1. how i met your mother' ın ilham kaynağı olan dizi. 10 sezon sürmesine rağmen sıkılmadan izlenebilecek nadir dizilerden. dizinin en önemli özelliği yıl kaç olursa olsun espiri ve samimiyetiyle sizi içine alabilmesi.
    dizinin bir kaç kötü etkisi konusuna değinmek lazım;
    - dizi espirileri o kadar içinize işler ki, arkadaş ortamında da yapmaya kalkarsınız .e tabi kimse anlamayınca - yaaa olum bırak şu dizileri derler, bozarlar.
    - diziyi bilen ve izleyen kişi sayısı çok olmadığı için , bilen adamla karaktersiz de olsa kardeşlik bağı kurarsınız. ( ne yazık ki denendi! )
    - 10. sezon finalinde - eee şimdi napıcam lan ben ? - oha bitti. -kafama s*k*m bu kadar hızlı izlersem olacağı bu!! denildiğine bir çok kez şahit olmuşluğum da var.

    son olarak friends'in en kötü özelliği asla bitiremeyecek olmanızdır. sezonlar biter, tekrar başlarsınız. o biter, yaa şu arkadaşa başlatıyım.. neyse haydi ben de onunla beraber başlıyım dersiniz. yani aslında friends hayatınız boyunca taşıyacağınız bir zincir oluşturur.
  2. adını görmek bile yüzümde gülümseme oluşturuyor. ne güzel dizisin sen öyle.
    jimi
  3. ne yazık ki bu diziden 3-4 ay önce haberim oldu ve diziyi bir ay gibi bi sürede bitirdim.tabi dizi mükemmel bir yapıt olduğu için bittikten sonra insan boşluğa düşüp bi ağlamaklı oluyor,bu hissi daha önce prison break'i bitirdiğimde yaşamıştım,diziyi bitirdikten sonra bütün karakterlerin biyografisini hatmettim. bu olayında çok haz verdiğini söylemeden geçemeyecegim ve ne yapsam ne yapsam diye düşünürken karakterlerin diğer çektiği dizilere,filmlere göz attım ama ne yazık ki o damağımda kalan tadı hiç yakalayamadım ama şanslı olduğumuz bir husus var ki dizinin 240 küsür bölüm olması,diziyi bitirdiğinizde baştaki çoğu şeyi unutmuş oluyorsunuz ve canınız sıkıldıgında rastgele bi bölüm açıp izlemek insanı gerçekten mutlu ediyor.şimdilerde diziyi deli gibi bütün arkadaşlarıma tavsiye ediyorum itiraf etmek gerekirse bu onları düşündüğüm için değil kendime dizi hakkında konuşmak istediğim diziyle ilgili espri yaptığım da anlayabilen birini aradığım için yapıyorum..(bu yazıyı okuyup eğer hala diziyi izlememişseniz vakit kaybetmeden başlayın derim ama benim yaptığım gibi 1 ay da degil daha uzun bi zaman zarfı içinde sindire sindire izleyin...)
  4. dünyanın gelmiş geçmiş ve gelecek en iyi dizisi. bana sövseniz hmm neden bunu tartışmıyoruz der otururum sohbete ama bunu tartışmam. son derece tutucuyum bu konuda.

    kendisinden sonra gelen sitcomlara esin kaynağı olmuş, her bir karakteri için apayrı destanlar yazılabilecek bir yapımdır. bu dizide satır arasında geçen bir espriden yola çıkıp koca bir bölüm çıkaran sit comlar oldu.

    phoebe buffay gibi olağan üstü, bakmaya doyulamayan bir karaktere sahiptir.
  5. kalbimde en büyük yere sahip olan dizidir.

    2013'ün ilkbahar aylarından birinde ben hayatımın en kötü günlerini geçiriyordum. depresyonun zirvesinde hiç kimseyle görüşmediğim zamanlardı, kendimle bile muhattap olmak istemiyordum. derslerime bile gitmiyordum. ilk derslere girip imza atıp çıkıyor, sonrasında evime dönüp boş boş oturuyordum. hiçbir şey beni mutlu edemiyordu o zamanlar.

    bir dostum artık surat asmamam için bana bu diziyi önermişti, seni ancak bu güldürür demişti. inanmamıştım ona, beni mutlu edecek bir şey olamazdı. yine de bir şans vermemi istemişti ve friends izleme maceram böyle başlamıştı. ilk sezonu klişelerle dolu gelmişti ama yine de bir şeyler hoşuma gitmişti, izlemeye devam ettim. sezonlar ilerledikçe dertlerimi hissetmemeye başladım çünkü cidden güle güle izliyordum diziyi, mutlu ediyordu beni. adeta uyuşturuyordu beni. hızlı hızlı izliyordum, beni mutlu ettiği için onu bırakmak istemiyordum ama altıncı sezondayken bitirmeme az kaldığını fark etmiştim. korkmuştum çünkü diziyi bitirirsem beni ne mutlu edecekti?

    kendime günde en fazla iki bölüm friends izleme sınırı koydum bunu fark ettiğimde. günlerim yine mutsuz geçmeye başladı fakat uyurken hep mutlu oluyordum, dizi izlemeden uyuyamayan biri için ilaç gibiydi bu dizi. zaman ilerledi ve ben son sezona geldim. bitmesin istiyordum, keşke hafızam zayıf olsa da en baştan izleyebilsem diyordum kendi kendime. final bölümünü özellikle izlemedim çünkü ben vedaları sevmem, friends benimle öyle bütünleşti ki onun finalini izlediğimde onu kaybedeceğimi düşünüyorum. böyle de bir manyağım işte.^:swh^

    yerli ve yabancı 90'dan fazla dizi izledim hayatım boyunca ama "sence en güzel dizi hangisi" diye soran olduğu zaman düşünmeden friends diyorum. neden diye sorduklarında da izleyince anlayacaklarını söylüyorum fakat asıl sebebi size anlattığım bu hikaye. friends en kötü gününüzde bile yüzünüzü güldürebilen, dünya tatlısı bir dizidir. izleyin, izlettirin.
  6. dizilerin baş tacıdır. karakterler özenle seçilip senaryosu oluşturulmuştur. birbirinden başarılı oyuncularla da senaryoya ruh verilmiştir. bıkmadan usanmadan defalarca izleyebilirsiniz.
    ilk bitirdiğimde oturup zırıl zırıl ağlamışlığım var. bittiğini kabullenemiyorsun çünkü on sezon boyunca evimin içinde bana eşlik edip, güldürdüler, benim bir parçam haline geldiler. oyuncuların bunu sadece iş olarak gördüğünü düşünmüyorum. aynı zamanda eğlendiler, bizi de eğlendirdiler.
    kesinlikle izlenmesi gereken dizidir. bir de yaptığın espriyi anlayan biri olunca, tadından yenmez.

    (bkz: do you loooovee it) ross
    nami
  7. genelde dizilerde favori karakteriniz ya da karakterleriniz olur ama friends de hangisini seçeceğinizi şaşırıyor oyuncular arasında bir seçim yapamıyorsunuz. dizi o kadar aileden oluyor kendinizi o kadar onların içinde hissediyorsunuz ki hepsi sizin favoriniz oluyor. onlarla ağlayıp onlarla gülüyorsunuz. bir gün bir yerler de oyunculardan birisiyle karşılaşırsam eğer paçasına yapışıp bırakmam kardeşimi görmüş gibi sarılırım. kendimden nefret ettirene kadar dizi hakkında konuşup kafasının etini yerim. bu kadar da sırnaşırım oh olsun size. :) harcadığınız en güzel yirmi dakikalardan olsun istiyorsanız kesinlikle izleyin ve de izlettirin.
    hubot
  8. how you doin' ?
  9. kendimi mutsuz ve yalnız hissettiğimde aradığım arkadaşlarım gibiler artık. çoğu insanla geçirdiğim zamana acırım friends izlediğim zamana acımam. tarihin kendi alanında en iyi dizisidir