1. İstanbul'a dair sevdiğim bir şey hatta tek bir şey varsa bu kuledir ve kesinlikle çevresidir. Ne zaman istanbul'a gitsem, ne zaman deniz tarafına insem, çok hoşlandığı ama adını bilmediği çocuğu okul sırasında arayan kızlar gibi, gözlerim hemen koca cüssesini arıyor, içinde kaybolamadığı taş kalabalığı arasında.

    528 yılında yapılmış galata, fener kulesi olarak. Sonra bir sürü medeniyet marifetiyle tamirat, tadilat görmüş. Kuş adam Hezarfen ahmet burdan almış şehr-i istanbul'u kanatlarının altına. Adına çok şiirler, çok şarkılar yazılmış. Bizimkiler'den "kız kaatil" in yavuklusu şengül hanım'ın icra ettiği "Galataa'dan at beni at beni / Haliç'ee in tut beni tut beni / şafaktaa horooz sesii / öpüüp öpüüp uyandıır benii" şeklindeki tek nakaratlık bu şarkı, verilmiş neşeli eserlere bir örnektir. En güzeli için surların baş tacı misafiri

    Kendisiyle ilgili birçok hikaye var, rivayet var. Birini biliyorum. Kulenin tepesinde öpüşen aşıklar sonsuza kadar ayrılmazmış. Külliyen yalan, yayalım. Bir de benim bir hikayem var, o daha şirin sanki. 15 yıl yaşadığım istanbul'un galata'sını görmek bana ancak üniversitede nasip oldu. Ondan önce yurttayken, istanbul'da yaşayan ve bir haftalığına evine gitmek için hazırlanırken "ne getireyim sana gelirken?" Diye soran en yakın arkadaşıma "galata'yı sök getir" demiştim gırgırına. İstanbul sonuçta, her şeyi meşhur, ne istenir ki? Adana olsa yap bi içli köfte dersin değil mi? neyse. Gitti geldi canımın içi. Pat diye bir kolye çıkardı, koydu yatağıma. Ucunda kocaman galata! "Kız bu ne, niye masraf ettin?" Dedim, çok sevindim ama. "Sen galata'yı sök getir demiştin, şimdilik buna yetti gücüm" dedi gülerek. Ulan keşke erkek olsaydın şeyma!

    Ezcümle, dibinde oturup sıcacık çay, höpürdeterekten köpüklü türk kahvesi içilebilen, az ötesindeki merdivenlerde yayılmak suretiyle bira içilebilen, geyik yapılabilen, kendine çıkan sokakları cüssesine ters düşecek şekilde daracık, taşlı ama bir o kadar içten, güzel olan, aziz istanbul'a en tepeden bakabileceğiniz , fark etmeseniz de onun da size "deheey, ben sizin dedenizin de dedenizin tohumlarını bilirim bee..." diyerek baktığı yaşlı kurt, çapkın ihtiyardır. Bir dahaki gelişimde direkt seni öpeceğim galata, bakarsın evleniriz len?
  2. kendisiyle ilk defa yıllar önce evimin anahtarlarını unuttuğumu fark ettiğimde yakınındaki bir otelde geceyi geçirerek tanıştığım, etrafı nice tarihi güzelliklerle kaplı yer. o bölgenin hayatıma getirdiği önemli anılardan dolayı aklıma kuleden ziyade geçmiş hayatımı getirir. dibindeki diasaya dahi onlarca defa gidip kuleye çıkmayı aklıma getirmemiş olmam da şimdi düşününce benim dahi tuhafıma gitti. sanırım etrafındaki yüksek yerlerin teraslarından o manzarayı sıkça gördüğüm için ihtiyaç duymadım.

    kendisi ile ilgili rivayetlerle ilgili kesin konuşamamakla birlikte bu büyüsünü varsa da etrafına pek yayamadığından eminim :) taksim meydanından buraya yürüyene kadar geçen sürede her çeşit insanla karşılaşabilirsiniz.