• izledim
    • izliyorum
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (9.00)
game of thrones
game of thrones george r.r. martin'in çok satan romanından uyarlanan yeni bir hbo dizisi. yazların yıllarca sürdüğü ve kışların da bir ömür geçmek bilmediği bir dünyada, westeros hükümdarlığı kefaretini ödemekteydi. ihanet, şehvet, ayak oyunları ve doğaüstü güçler, entrikacı güney ve yabani doğu topraklarından, soğuk kuzey ve arkasında karanlık diyarları zapt eden kadim duvara kadar krallığın dört bir köşesini hırpalıyor idi. krallar ve kraliçeler, şövalyeler ve sürgündekiler, düzenbazlar ve asiller 'demir taht' için kanlı bir mücadeleye tutuşurlar.


  1. !---- spoiler ----!

    kit harington (nam-i diger jon snow) 6.sezonda az da olsa yer alacagini aciklamistir. zaten dizinin setinden jon snowun da oldugu bir kac sahnenin basina sizmasi soylentileri alevlendirmisti.en sonunda kabul etmis kendileri.



    !---- spoiler ----!

    dizi ne kadar basarili olsa da kitabin tadini yine verememistir.george amca nedense serinin bir sonraki kitabi olan 'the winds of winter' i sanki bizlere inat olsun diye cikarmiyor.arkadas olecen olecen daha yazilacak 2 belki de 3 kitap var seride hadi artik c'moooonn...

    (bkz: okuyucuya inat kitap cikarmayan adam)
  2. ecimi
  3. 6. sezona saçmalıklarla başlamış dizi yine de heyecanla yeni bölümlerini bekliyoruz tabii. bu arada dinlediğim müzik tarzlarına göre Jon Snow çıktı karşıma (http://www.spotify-gameofthrones.com/ ) . bu adamı harcamayınız !
  4. ŞU PAİNT ÇALIŞMAMDA 6.sezonun 1. bölümünün başında john snow yerden kaldırıldıktan sonra sör davos'un uzun uzun baktığı kardaki kan izleri var. kahve falından anlayan arkadaşları buraya bekliyorum.

    resimden yola çıkarsak,
    1. gördüğünüz üzere açık açık geyik başı, yani baratheon'lar
    2. burada ağzından ateş saçan bir ejderha var yani targeryenler
    3.burun ve gözünden aslan olduğu anlaşılıyor , yani lanninsterlar

    yukardaki 3'ü aynı yöne bakıyor

    4. tipik dört ayaklı kurt silüeti yukarı bakıyor, Starklar
    5. açıkça balık resmi, yani tully ailesi (lady stark'ın ailesi)

    4 ve 5 aynı yöne bakıyor.

    işin mi yok ne saçmalıyorsun diyenler olabilir ama bence orda bişey vardı. 5 dakikada bunları gördüm, bişey bulursanız yazın.
  5. ilk bölüm, önceki sezondan kalma konulara kısaca tek tek değindikleri bir geçiş bölümü gibiydi. ama herkesin hemfikir olduğu gibi çok fazla saçmalık vardı. dizi ne kadar kaliteli olursa olsun bir bölümde bu kadar fazla saçmalık olursa göze batar. kısaca değinmek gerekirse;

    !---- spoiler ----!

    bazı arkadaşlar "brienne herkesi nasıl tek tek buluyor, gps mi var?" demiş ama stannis'i bulması pek zor değildi bence. yenildiği bir muharebenin ardından ormana saklanan birini bulmak pek zor değil. ama aynı şeyi tekrar yapıp, sansa'yı son anda bulup kurtarması gerçekten de hollywoodvari bi sahneydi. kaybolan tazıları es geçiyorum.

    oberyn martell'i gördükten sonra dorne ve martellerle ilgili beklentiler yükselmişti ama sonrası hayal kırıklığı oldu. dorne'da çekilen sahnelerin got evreniyle zerre alakası yok gibi. bu kadar amatör oyunculuklar, ilgi çekici olmayan sahneler, yapay mekan tasarımı ve atmosfer. çok ilginç gerçekten.

    bir ülkede yasal bir kralın öldürülmesi ve muhafızların kılını bile kıpırdatmaması normal mi? tamam kitaplarda da doran martell halk tarafından pek sevilen biri değil (çok zeki ve kurnaz biri gerçi, bir komploya kurban gitmesi dahi pek olası değil). ama bu nedir be abicim. 3-4 kişiyle darbe mi yapılır? hayır yapacaksan da önce altyapısını hazırlarsın, konuyu anlatırsın. belki yeni çıkacak kitapta da böyle bir cinayet olacak ama kitapta sayfalarca bu konu işlenir, sonra kral öldürülür. sadece tek cümleyle "halk tarafından sevilmiyorsun" denilip kral öldürüldüğünü en amatör filmde bile görmedim ben.

    kitaplarda çok ilgi çekici olan, özellikle targaryenlerle olan ilişkileri iyi bir şekilde işlenebilecek martellerin hikayesi, dizide resmen piç edilmiş.

    tyrion ve varys ikilisinden çok şeyler beklediğim için onların olduğu sahneler beni pek tatmin etmedi.

    bunların dışında fena değildi, bildiğimiz kaliteli bir game of thrones bölümüydü. umarım kitaplardan ayrıldığı noktalarda saçmalamayı bırakıp, kaliteli bir sezon izlemeye devam ederiz.

    !---- spoiler ----!

    şurada da melisandre ile ilgili bir teori var. kitapları okuyup evren hakkında daha fazla bilgi sahibi olanların ilgisini çekebileceğini düşünüyorum.
    ulgan
  6. !---- spoiler ----!

    bence kolye yada iksir falan degil olay. bu kadar basit bir seri degil.. grr martin, tolkien gibi sembolik anlatimi seven bir adam. harry potterla falan karistirmamak, basite indirgememek lazim.

    crisis of faith yasiyor kadin. inandigi hersey iki gun icinde yok oluyor. o da aynaya bakip kendini, ozunu goruyor. icine donuyor. su videoda ---- https://www.youtube.com/watch?v=S_P0hkDmAG0 ---- senaristler acikliyor zaten durumu net bir sekilde:

    .....her confronting the reality of her situation, her appearance is a lie just as lord of light's supposed promises to her, messages to her were lies... at the end of episode , she is in a place where she needs to look her real self in the eye and come to terms where she stands now..... and we see the real melisandre which is quite aged (several century old) and yet you can see her in there...

    kadinin yuzyillardir inandigi hersey yalan oluyor. dusunsenize siz ne hissedersiniz. kadin da aynaya bakip, kendi ozunu goruyor. kadin icin artik hersey anlamsiz. en sonunda, caresiz kaliyor. mutlu susi rulosu olmak icin yataga girmekten baska caresi kalmiyor. sahne bu yani.

    R'hllor (lord of light) la aralarinda oyle bir haberlesme buyu falan gibi bir durum yok zaten. Misal melisandrenin thoros of myr le konustugu sahnede (s03e06--- https://www.youtube.com/watch?v=W2MGg_8TF9g ), melisandre beric dondarrion u nasil hayata dondurdugunu soruyor, thoros of myr e. adam da inancimi tamamen yitirmistim. arkadasimi orada soguk bedenini olu yatarken gorunce, hic inanmamama ragmen old wordsleri soyledim diyor (dua ediyor) o da hayata dondu diyor. yoksa 'su buyuyu yaptim ablacim, mis gibi dirildi adam' demiyor. stannisin kizini oldurmesi misal. o da bir fedakarlik, buyu degil. sonunda da kendisi oluyor zaten, ben de lord of light olsam oldururdum stannisi.

    senaristler melisandreye, thoros of myr'le ayni durumu yasatiyorlar. ki bence bu cok zekice. simdi butun izleyenler, melisandre nin gozunden jon snow un dirilisini gorecek. yoksa kadin da neyi, nasil yapacagini bilmiyor. R'hllor kadini oyle bir duruma dusurdu ki, artik jon snow u geri getirebilir. tabi bu benim dusuncem.

    got un en guzel yani da bu. olan herseyin, buyulerden iksirlerden daha derin anlamlari var. isin sanati da burada. umarim dizi populer kulture yenilip butun hikayeyi batirmaz.

    grr martin icin cocugu gibi bu seri. olmeden iki kitabi bitirememe ihtimaline karsi, senaristlere serinin sonunu anlatmis. yani dunyada uc kisi light bringer in gercekte kim oldugunu biliyor.

    !---- spoiler ----!

    edit: john ne amk
  7. alışılmışın dışında aşırı heyecanlı jon snow teorisi
    bu yorum 5. sezon 8. bölüme kadar olan yerler hakkında spoiler içermektedir.

    bu dizinin ilk açıldığı sahneyi, 1. sezon 1. bölümün ilk 7 dakikasını hatırlayan var mı? yani kitabın prolog bölümünü?

    buyrun hafızanızı tazeleyin;
    https://youtu.be/cdvnvlq6pne?t=20s

    dizi, kitaba yakın seyrediyor ama ben size kitaptaki özetini de vereyim. (kitabı okumadıysanız özeti okuyun çünkü önemli ayrıntılar var)

    (bu arada white walker = beyazımsı tenli, mavi gözlü, buzdan silah kullanan abiler.
    wight = white walkerların dirilttiği cesetler.)

    waymar royce ve beraberindeki 2 ranger, gared ve will, duvarın kuzeyinde bir wildling grubunun izini sürmektedirler. önden gözcü olarak giden will, wildling kampının yerini tespit eder. ancak, kampta bir gariplik vardır. kamp ateşi yoktur ve bütün wildlingler yerde ölü gibi yatmaktadırlar. ortada kan filan da yoktur. will, herkesin soğuktan donduğunu düşünür ve geri dönüp royce'a haber verir. royce, havanın bir kamp dolusu adamı donduracak kadar soğuk olmadığını söyler ve kampa bir göz atmaya karar verir. will ve gared'ın itirazlarına rağmen, grup yola çıkar. kamp alanına geldiklerinde, will'in bahsettiği cesetlerin orada olmadığını görürler. royce, will'i dalgaya alır ve wildlingleri bulmaya karar verir. will'e bir ağaca çıkmasını söyler ve gared de, atların yanında kalır. royce, kamp alanına ayak basmasıyla, ani bir soğuk hisseder ve hemen ardından bir white walker ağaçların içerisinden kristal kılıcını taşıyarak çıkar. onu 5 tane daha white walker takip eder. (dizide sadece 1 tane görüyoruz) royce ile white walkerların lideri kılıçlarını çeker ancak white walker'ın bir darbesi royce'un kılıcını paramparça eder ve o noktada white walkerın çığlığı ormanda yankılanır. bunun üzerine, diğer 5 white walker da partiye katılır ve royce'u delik deşik ederler. will, white walkerlar ortamı terkedene kadar aşağıya inmez ve indiğinde, royce'un cesedinin yanına gider. royce'un cansız bedeni yavaşça yerden kalkar, parçalanan kılıcından çıkan şarapneller bir gözünü kör etmiştir, diğer gözü ise masmavi parlamaktadır. royce, will'in boğazına yapışır.

    atların yanındaki gared'i de bir sonraki bölümde starklar tarafından yakalanınca görürüz. night's watch'u terketmenin cezası ölümdür ve ned stark'ın kılıcı ice da cezayı keser.

    bu, 5 kitabın en gizemli bölümlerinden birisidir bana göre. ama ta en başta olması ve ana karakterlerden hiç birisini içermemesi nedeniyle genelde unutulur. halbuki, kitapta ve dizide çok az görünen white walkerların 6 tanesi birden gözükmüştür. bunu, george r. r. martin'in şok bir açılış yapmak istemesiyle açıklamak mümkündür ancak bu bölümün bize anlatmak istediği başka bir şey var mıdır?

    bu sahneyi, kitaptaki diğer white walker sahnelerinden ayıran en önemli detay ne biliyor musunuz?

    white walkerların kurduğu tuzak.

    öncelikle belirtmem gerekir ki, dizide biraz farklı da olsa, kitapta white walkerların pis işlerini hep wightlara yaptırdığını görüyoruz. mesela, fist of the first men'de, mormont ve adamlarına saldıran wightlar. white walkerlardan birisi ancak ana saldırı bittikten sonra, sam'in de içinde bulunduğu kaçışan night's watch üyelerine saldırıyor. orada da sadece 1 tane white walker görüyoruz. yani, white walkerlar genel olarak wight gruplarını kontrol eden konutanlar gibi hareket ediyorlar. bir grup white walkerın hep beraber tek bir hedefe saldırdıklarını prologdan sonra hiç görmüyoruz.

    zaten royce ve arkadaşları, duvarın kuzeyinde vakit geçirirken, bir white walkerla karşılaşıp ölselerdi veya wight saldırısına uğrasalardı, bu olayın altında bir anlam aramazdık. her ne kadar olayın duvardan 9 günlük mesafede yaşandığı söylense ve bu white walkerlar için biraz fazla yakın olsa da, yine de sıradan bir karşılaşma o kadar şüphe çekmeyebilirdi.

    ancak bu sıradan bir karşılaşma değil, çünkü ortada bir tuzak var.

    belli ki, white walkerlar önce wightları kullanarak, tamamı ölmüş bir kamp ahalisi görüntüsü yaratıyorlar. bizim elemanlar kampı incelemeye geldiğinde wightlar ortada yok ve royce tuzağa adım attığı anda saldırıya uğruyor. öyle sıradan bir karşılaşma değil bu. planlanmış bir saldırı. üstelik, wightları kullanmak yerine, white walkerlar kendileri saldırıyorlar. hem de tek bir kişiye karşı altısı birden! royce'u öldürdükten sonra da ortadan kayboluyorlar. will'i öldüren royce'un dirilen cesedi oluyor ve gared'in peşinden bile giden olmuyor. bell ki, hedeflerinde royce var onu öldürme işini şansa bırakmak istemiyorlar. ne wight kullanıyorlar, ne de teketek dövüşme riskini alıyorlar. peki, royce'u böylesine bir hedef haline getiren ne? vale lordlarından birinin 3. oğlu olan waymar'dan, kuzeyin gizemli yaratıkları ne istiyor? white walkerlar onun yerini nasıl buluyorlar ve neden böylesine planlı bir saldırı yapma gereği duyuyorlar?

    waymar royce'u hedef haline getiren kişi, white walkerlara erkek bebek sağladığını bildiğimiz, alemlerin en hayırlı babası: craster.

    kumandan mormont ve yanındaki birliğin, craster'ı ziyaretinden bir diyalog:
    craster: "evet o üçünü hatırlıyorum. küçük lord, senin yanındaki köpek yavruları gibi gençti. samur pelerini ve siyah çelik kılıcıyla benim çatımın altında uyumak için fazla kibirliydi. "

    royce ve adamları, tuzağa düşmeden önce craster'a uğramışlar ve onları white walkerlara ihbar eden craster'ın ta kendisi. ancak, craster bunu royce'a gıcık olduğu için yapmıyor. bunu yapmasının sebebi, patronları white walkerların, ona, peşinde oldukları adamın eşgalini vermiş olması:

    "şekilli bir kılıç taşıyan ve night's watch'a hizmet eden lord çocuğu"

    var mı bu tanıma uyan başka tanıdığınız?

    "jon snow" desem?

    bakın bu waymar royce'un kitaptaki betimlemesi.
    "gri gözleri, narin ve zarif vücuduyla genç ve yakışıklı bir lord."

    bu da ilk kitaptan jon snow betimlemesi.
    "jon'un gözleri siyaha yaklaşacak kadar koyu griydi. (...) robb kaslıyken, jon narindi. robb güçlü ve hızlıydı, jon ise zarif ve çevik."

    craster, patronlarından aradığı kişinin nasıl göründüğünü öğrenmiş olsa bile, royce bu eşgale uyar. yani, craster üzerine düşeni yapıyor ve aradıkları adamın gelişini white walkerlara haber veriyor.

    white walkerların, valyrian çeliği kılıcıyla, yaman bir savaşçı olacak genç bir lord bekliyor olmaları, neden 6 kişi gelip tuzak kurma yoluna gittiklerini de açıklıyor. belli ki, zorlu geçecek bir düello beklentisi içerisindeler ve valyrian çeliği kılıcın kendilerini öldürebileceğinin farkındalar. zaten, royce ile dövüşürken, royce'un kılıcının parçalandığı anda adeta diğerlerine sinyal verircesine bir çığlık duyulması ve o andan sonra diğer 5 white walkerın da royce'un üzerine çullanması da bu yüzden. kılıç kırıldığı anda onun doğru kişi olmadığını anlıyor elemanlar ve işlerini hızla bitirip ortamı terkedip gidiyorlar. will'i wightlara bırakıp, gared'in peşinden gitme gereği bile duymuyorlar.

    daha sonra fist of the first men'deki wight saldırısı da, white walkerların birilerinin peşinde olduğunu kanıtlıyor aslında. burada night watch kalabalık olduğu için önce wightlar saldırıyor ve kaçışanların arasında white walkerlar hedeflerini arıyorlar. belki, sam'in peşinden gitmeleri de bu yüzdendir, kılıcı olmasa da "lord çocuğu" olduğu her halinden belli samwell'in.

    burada kitabı bırakıp, diziye bakarsak, hardhome saldırısı sırasında, white walkerların jon snow'u öldürmeye çalıştıklarını ve jon'un ilk defa valyrian çeliği kılıcıyla bir walker öldürdüğünü görüyoruz. işte bu an, bence white walkerların aradıklarını bulduğu an. saldırının sonunda night's king'in jon snow'a bakıp ellerini kaldırdığı sahnenin gelmesi de tesadüf değil. night's king, artık aradığı "kılıçlı lord"un kim olduğunu biliyor.

    ve evet; white walkerlar, daha dizinin ilk sahnesi ve kitabın ilk satırlarından itibaren jon snow'un peşindeler.

    not: teori, reddit kullanıcısı joemagician'a ait.

    rad-diculous editi: ben de ekşiden (bigboned) adlı yazardan aldım.
  8. !---- spoiler ----!

    6. sezonu 5. bölümüne kadar beğenmeyerek izledim-game of thrones ayarına göre- bu bölümü de o kadar beğendiğim söylenemez açıkçası.bran'siz 1 sezon ardından "bu çocuğu bomba gibi getircekler" derken güçleri bu sezon dizide şu şekilde anlatıldı: ney ki ne yapıyor ki ne oluyor? jon'un -ya da dizide ne yapacakları belli olmayacağı için ned stark diyeyim- originini anlatmakla geçti bran'in kısımları şu ana kadar. geleceği geçmişe bağlayarak bu sezonun çoğu bölümünde olduğu gibi hollywood vari bir hikaye yapısı izlediler. ne yani "hodor"u "hold the door" ile bağlayıp az önce bahsettiğim geçmiş-gelecek oyunu yaparak bu dramatize etmeye çalışmak nedir?
    hodor hakkında reddit'te şu şekilde bi teori okumuştum bir kaç hafta önce şurada sadeleştirilmiş versiyonunu buldum:
    hodor'un bir warg olduğunu. bir tek lyanna stark'ın hodor'a ilgi göstermesinden mütevellit hodor'un lyanna'ya bir sevgi besleyip, lyanna'nın en fazla ilgilendiği şey olan atına warglandığı ve savaşta atın öldürülüp hodor'un şuanki haline geldiğini söylüyordu teori. ki bu mantıklı olabilirdi. bran'in hodor'u warglayabilmesinin sebebi hodor'da bir at yani bir hayvanın bilinci olmasındandı. ki böyle bir şey bekliyordum ben bran'i sürekli sırtında taşıyıp bir at tasvirini yapıyorlar kaç sezondur.
    olayın dramatikliğine aldanıp güzeldi demeyin arkadaşlar, "fedakarlık" alt metni üzerine oturtulmuş başarısız bir metindi bence tamamen hodor ve bran bölümü dizinin.

    işin greyjoy tarafını hiç konuşmuyorum. o laf yetiştirmeli, sokuşturmalı claim olayları tam bir fiyaskoydu(yıllardır görünmeyip, sonra krallarını öldürdüğünü itiraf edip, yaşatılmasına hayret edilecekken kral yapılmasına ve kral seçimini de yoldan geçen insanların oluşturduğu -en azından imaj öyleydi- grubun "hülooğ" sesleriyle yapılması.. bilemiyorum altan
    her neyse euron greyjoy sadece "hikayeyi dar boğaza soksun, greyjoy kardeşlerin de dizide bir aksiyonu olsun" diye hikayeye sokulmuş bir karakterdir şuan. o gidip "ejderli kraliçeyle evlenicem ehe" durumuna da kanmayın senaristlerin "bakın nasıl da kitap dışına çıkabiliyoruz ama" gösterisidir efendim. ayrıca anlamıyorum yahu Daenerys'in gemileri bir kaç bölüm önce yanmamış mıydı? ben mi yanlış hatırlıyorum? e sen bir bölüm önce gelmedin mi? ne ara mareendeki yangını gördün de geldin sen teleport mu attın be kardeş?-haber almıştır demeyin gezdim gördüm dedi-

    arya'nın olaylar arya'nın olaylar işte yine koklatıp vermediler elle tutulur bi'şey.
    !---- spoiler ----!

    dizi 6.sezon ile birlikte george r.r. martin'in senaryo üzerindeki etkisinin azaldığını bariz şekilde belli etmiştir.
  9. valla ne yalan söyleyeyim, bölümün sonunda benim de gözlerim doldu. sezon kötü başlamıştı (özellikle ilk bölüm) ama her bölümde daha iyiye gitti ve toparladılar.

    !---- spoiler ----!

    dizinin gerekli gereksiz herkesi öldürmesi gerçekten can sıkıcı bir hal almıştı. özellikle 3 büyük lord (doran martell, roose bolton ve balon greyjoy) art arda 2 bölümde öldürüldüğünde, "eh yeter amk" demiştim. tamam kitapta da lordlar ölüyor ama yüzlerce sayfa olayı anlattıktan sonra olduğu için her daim ilginizi canlı tutmayı başarıyor. dizi ise bu anlamda sıkmaya başlamıştı.

    hodor'un son sahnesinde ise tekrar eski tadı yakaladılar. bir karakter öldüğünde ya ned stark'ın, tywin lannister'ın, stark ailesinin katledilme sahnelerinde olduğu gibi şok olmalıyız, ya joffrey'in öldüğü sahne gibi hoşumuza gitmeli, yada hodor'un öldüğü sahnedeki gibi üzülmeliyiz. bunun dışında ölen her karakter için, "artık dizide işi kalmadığı için gitti" diyoruz bi anlamda.

    greyjoyların hükümdar seçme sahnesi fena değildi, ama daha iyi olabilirdi diye düşünüyorum. özellikle destekçilerin önce "yara" diye bağırmaları, sonra bi anda saf değiştirip "euron" diye bağırmaları komikti. "what is dead may never die" sahnesi güzeldi. ama yara ve theon hangi ara yüzlerce gemiyi çaldı, pek anlamadım. dizinin bazı noktalarda kitapları geçtiğini biliyoruz ama bu sahneler kitaptan alınma. ve kitaplarda çok daha kaliteli işlendiğini söyleyebilirim.

    son olarak brandon'dan bahsedeyim. genel olarak dizinin çıkmaz sokağa girdiğini düşünüyor insanlar. çünkü hangi dizi zaman yolculuğu konusuna el attıysa, sonu pek iyi bitmiyor (özellikle lost örnek veriliyor). ben bu konuyu pek kurcalayacaklarını sanmıyorum. malum sahnede brandon'ın geçmişi değiştirip değiştirmediğini de pek bilmiyoruz. ama white walker sahnesine bakarak -geçmişe değilse bile- an'a etki ettiğini söyleyebiliriz.

    bunların dışında bir de littlefinger'ın amacının ne olduğunu çok merak ediyorum.

    umarım dizi seviyesini yükselterek devam eder.

    bu da bonus olsun.

    !---- spoiler ----!
    ulgan