george sand

Kimdir?

fransız kadın yazarıdır. 1 temmuz 1804 paris doğumludur. 8 haziran 1876 tarihinde 71 yaşında iken hayata gözlerini yummuştur. ilk izlenimlerini edindiği köy ve kır yaşamından sonra üç yıl bir manastırda eğitildi. eline ne geçerse okudu, özellikle j. j. rousseau’nun (1712-1778) etkisinde kaldı.

hem doğal ve kırsal yaşamdan esinlenerek hem rousseau’nun eşitlik ilkelerine dayanarak ömrü boyunca uğrunda savaşacağı ülküyü, kadın özgürlüğüyle bağımsızlığının değerlerine ulaşmayı amaç edindi. 18 yaşında bir baronun oğlu casimir dudevant ile evlendiyse de evliliği katlanılmaz bir bağ gibi görününce evinden ayrılıp paris’e gitti. 1830’larda tanıştığı julien (jules) sandeau (1811-1883) ile paris’te yaşarken edebiyat ve sanat çevrelerinin özgür havasını sevdi. ilk yazı alıştırmalarını onunla yaptı, henri de latouche’un (1785-1851) yardımlarını gördü, bu desteklerle figaro’da yazılar yayımlatabildi.

ikisinin ortak adlarının oluşturduğu imza ile (jules sand) ilk romanını yazdı: rose et blanche (1831, pembe ve beyaz). ertesi yıldan başlayarak kendi emeği ve kendi adıyla (george sand) romanlarını yayımlatmaya girişti: indiana (1832), valentine (1832). değişik aşk ilişkileri içinde verimliliğini sürdürerek kendi sevgi dünyasının kaynağına dayalı romantik konulu ama gerçek duygularla dolu aşk ve serüven romanlarını sürdürdü: lelia (1833).

yakın ilişkiye girdiği (19 temmuz 1833) alfred de musset (1810-1857) le birlikteliği ona kurtarıcı bir mutluluk gibi göründüyse de birlikte yaptıkları italya gezisi (aralık 1833-mart 1834) her şeyin bozulması için gerekli öğeleri getirdi. jacques (1834), andré (1835), mauprat (1837) vb. hukukçu michel de bourges ile ilişkisi iki yıl sürdüyse de (1835-1837) onu politikaya ve toplumcu bilince çekti. yazar ve düşünür pierre leroux ile (1797-1871) dostluğu da bu tutumu besledi. dergiler kurup güncel çalışmalar girdiği zaman dilimi bu dönemdir (le révue indépendante: bağımsız dergi, 1841; le révue sociale: sosyalist dergi, 1845).

bu dönemin roman ürünlerinde de aynı politik eğitim edebiyat planında öne çıkar: spiridion (1838), le compagnon du tour de france (fransa gezisindeki yoldaş) 1840, horace (1841), consuelo (1843), comtesse de rudolstadt (1843-1845), le meunier d’angibault (değirmenci a.) 1845, le péché de monsieur antoine (bay a.’ın günahı) 1847.

bu yıllar polonyalı besteci frédéric chopin ile (1810-1849) aşk yaşadığı dönemdir. mallorca adası’ndaki rastlaşmalarından (1838) bu yıla kadar bu aşk yer yer bunalımlarla sürdü (1847). bir de 1848 devrim olaylarının yarattığı küskünlük eklenince george sand kırsal yaşama dönme gereğini duydu, babaannesinden kalan nohant’taki yurtluğa çekildi yazarlığını orada sürdürdü.

romanları bir yana, özyaşamsal doğrular taşıyan eserleri şunlardır: histoire de ma vie (yaşamının öyküsü) 1854-1855, impressions et souvenirs (izlenimler ve anılar) 1873-1876, contes d’une grande mère (bir büyükanneden öyküler) 1873, correspondance (yazışmalar)


  1. asıl adı amandine aurore lucile dupin.

    büyük çapta ünlenen ilk kadın fransız yazar olarak bilinir.

    george sand’in eserleri tutku romanları, toplumsal romanlar, köy ve kır romanları ve masalımsı romanlar diye 4 grupta toplanır.

    hiçbir kadının hayatı george sand'ın hayatı kadar ilgi çekici olmamıştır. yazarlığının yanı sıra, george sand, çağının en ünlü kişileri ile de çeşitli ilişkiler kurmuş, bunlarla türlü serüvenler yaşamıştır.

    chopin ve musset gibi iki büyük sanatçının esin kaynağı olan, ressam delacroix’ya evinde resim atölyesi açan, balzac gibi bir usta yazarın roman kahramanıyla (béatrix) benzer özellikler taşıyan, “benim büyük ustam” diye nitelendirerek ve ölümünü öğrendiğinde göz yaşlarına boğulan flaubert’i etkileyen bu kadın, etkili ve güçlü karakteri ve yeteneğiyle dostoyevski’nin bile büyük yazarlar arasında andığı büyük bir kişiliktir.

    toplumsal yaşamda olduğu kadar, özel yaşamında da tabuları yıkmış; cesareti, yeteneği ve işi ile kendini herkese kabul ettirmiştir. saydığımız bu özellikler, o dönemin kadın imgesi ile tam bir zıtlık içindeydi.

    ünlü bir roman yazarı olmasına rağmen academie française'e kabul edilmez. çünkü bu şeref erkeklere aittir. ama çok da umurunda olmaz.

    ilk romanlarındaki kadın tipleri, burjuva evliliklerinde kelepçelerinden kurtulma çabasında olan kadınlardır.

    erkek takma adıyla yazan george sand hem rahatlık hem de özgürlük sağladığı için paris'i erkek giysileri ve çizmeleriyle, merakla ve öğrenme hırsıyla bir baştan ötekine dolaşacaktır. tiyatroda, kabarede, müzelerde ve kahvelerde erkek giysileriyle oturacaktır -çünkü ilgi çekmeden ve refakate gereksinme duymadan istediği her yere bu giysilerle gidebilmektedir. herkes onu üniversiteli bir genç sanmaktadır. "hiçbir şey beni yapmak zorunda olduğum ve yapacağım şeylerden alıkoyamaz," "yeni giysilerimi durmadan çalılıklara takılı kalan işlemeli eteklerimden daha rahat ve kullanışlı buluyordum," diye yazar.
  2. başkalarını küçülterek büyüdüğüne inanan insanlar bulunduğu gibi, başkalarını korurken büyüdüğüne inanan insanlarda vardır. sözünün sahibi fransız yazar ve roman'cıdır.