1. güvendiğiniz bir şeyler vardır illaki şu hayatta. sizi yarı yolda bırakmayan ama çoğu zaman kıymetini bilmez gibi davranırsınız. onsuz olmaz, olmadığı zaman yokluğu dolmaz.. yıllar yılı ne o benden vazgeçti ne de ben ondan.

    gözlük kullanımında bana göre şimdiye kadar ki en büyük sıkıntı farklı numaralara sahip olmaktı. sanıyorum geçen yıla kadar da öyle biliyordum. yaz başında başlayan alerjik durumum ve sonrasında göz kuruluğumun ayyuka çıkması, gözümde tek bir damla yaş kalmaması sebebiyle kendime kıyak geçerek bu sefer bir gözlük aldım. hayatım boyunca aldığım bilmem kaçıncı gözlüktür bu arada.

    gözlüğümü elime aldığımda en sevindiğim şey işte tam da o oldu; iki cam arasındaki numara farkı hissedilir derece azalmış hatta camlarımda incelmişti. şişe dibi gibi olan gözlük camlarım oldu benim yahu, nasıl bir mutluluktu o an anlatamam.
  2. kullandığınız çerçeve tipine göre farklı farklı tiplere dönüşebildiğiniz aygıt. gözlüğün en ilginç özelliği sanırım bu. mesela:

    çerçevesiz gözlük: akademisyen, mühendis
    kalın çerçeveli gözlük: standart ama okuyan eden kişi
    yuvarlak camlı gözlük: entel insan
    yarı çerçeveli gözlük: duruma göre mühendis, bilgisayarla uğraşan tip

    tabi şimdi çerçevesiz takıyoruz diye akademisyen olmak zorunda değiliz. bunlar halkın gözünde bu tip gözlük takanların nasıl göründükleri. kendimce gözlemlerim (*:swh)

    velhasıl iyidir, güzeldir. takın taktırın.
  3. 10 yıldır en yakın arkadaşımdır kendisi. pek iyi anlaşırız. 10 yıl olunca haliyle bir uzvunuz haline geliyor.

    geçenlerde 3 yıllık gözlüğümü gözlükçüde cam takarken kırdılar. 3 yıllık gözlüğümden değil 3 yıllık sevgilimden ayrıldım sanki. aynı gözlük modelini verdiler ama yok yerini tutamadı. yenisine sağlık dedim.

    canım gözlük.
  4. şu ara beni çok rahatsız ediyor fakat en sağlıklı görüşü de gözlük sayesinde elde ediyorum. lens kullanımı bünyede çok fazla olunca, gözün içindeki suyu olduğu gibi çekiyor. istesem de istemesem de bunu engelleyemiyorum. senenin belli dönemlerinde de şiddetli bir acı, yanma, batma.. şeklinde bana eziyet verici bir hal alıyor. sonra ne varsa sen de var diyerek camekanlarıma sarılıyorum.
  5. (ihtiyaç sahipleri için) varlığı bir dert, yokluğu yara olan aksesuar :)
  6. insanların gözü yerinden çıkarılıp tekrar eski yerine takılabilen bir organ olsaydı ve gözü çıkardığımız an gözü muhafaza etmek için koyacağımiz edevatin adi da gözlük olacaktı. hayatları alt üst edebilecek kaos kaçınılmaz olurdu. aman yarabbim sen nelere kadirsin?
  7. bende iyi bir intiba bırakan eşya...
    gözlüklü insan +1 öndedir...
  8. ilk gözlükler sapsız, sadece burnun üstünde dururmuş. hatta bu türe kelebek denirmiş.
  9. çocukken abim çok isterdi gözlük takmayı sonra başladı bir gün gözüm ağrıyor, bulanık görüyorum demeye bizimkiler aldı götürdü bunu göz doktoruna.
    doktor ilk başta uzaktan harf testi yapıyor işte sağ gözünü kapatıyor bir harf gösteriyor, sol gözünü kapatıyor bir harf gösteriyor abim hep yanlış söylüyor.
    doktor bu sefer gözüne gözlük takarak aynı testi tekrardan yapıyor çocuk türk filmlerinde ki karakterler gibi bir anda her şeyi görmeye başlıyor.
    doktor annemi yanına çağırıyor bu çocuğun gözleri sağlam bu çocuk numara yapıyor ben çocuğunuza gözlüksüz test yaptım görmediğini, bulanık gördüğünü söyledi sonra camsız gözlükle aynı testi yaptığımda hepsini gördü.
    abim gözlük takmak için çok uğraştı en sonunda dinlendirici gözlük dedikleri düşük ayarlı gözlüklerden aldı ve hala kullanıyor.
  10. al işte.. böyle sürekli takmazsan, ofiste mi unuttum yoksa alışveriş yaptığım yerde mi bıraktım diye kırk kapı arar durursun.

    2 - 2.5 miyop , 1.25 astigmat olmama rağmen, çalışırken eğer bir şeye odaklanmam gerekiyorsa kulaklıkları çıkarıp gözlüğü takarım pc başında. benim için işlevi sadece o kadardı.

    hadi gel , çık ortaya, söz bir daha çıkarmayacağım seni.