• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (9.16)
gün olur asra bedel - cengiz aytmatov
yürek paralayan, tüyler ürperten bir haykırış.... geçmiş, bugün ve yarın; bilim-kurgu, gerçek ve efsane bir arada gözler önüne serilir... derin ve temiz aşklar, efsane ve masallar, kgb'nin acımasız uygulamaları, okuru heyecandan heyecana sürükler. birbirinden ilginç ve sürükleyici konular ustalıkla bütünleştirilerek sunulur. "mankurt hikâyesi bu eserle kültürümüze mal edilir. yedigey, ölen emektar arkadaşı kazangap'ın cenazesini mezarına götürürken, kendisinin ve milletinin geçmişini, acı-tatlı, düşündürücü yanlarıyla bir bir gözlerinin önünden geçirir. o gün "asra bedel bir gün olur.(tanıtım bülteninden) (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)


  1. sadece ismi için bile okunabilecek bir kitap; bir günün içinde size yüzyılı anlatır. trenler doğudan batıya gider gelirken siz de bozkırın içinde kaybolursunuz
  2. keyifle okuduğum kitap.

    isminden dolayı çok uzun geçen bir gün gibi bir beklenti doğmadı değil ama daha çok bir gün içerisinde hayatın iz bırakan detaylarının film şeridi gibi göz önüne getirilmesini hikaye ettiğini söylemek daha doğru olacaktır.

    yalın, akıcı ve samimi bir anlatım var. bozkır yaşamının yanı sıra doğaya ilişkin bir çok güzel tasvir var.

    içerisinde sonunda birbirine bağlanan temelde iki anlatım var. ancak bu temel iki ayrı konunun birbirlerine bağlantısı biraz olmamışlık hissi uyandırıyor. bilimkurgu yönü merak uyandırsa da bu konudaki merakınız havada kalıyor. bu temel konuların dışında da bir çok hikaye ve destan var içerisinde. bu açıdan tek düzelikten ziyade renkli ve kapsamlı bir anlatım içeriyor.

    !---- spoiler ----!

    ana karakter olan yedigey ve karısı çok yerinde oluşturulmuş, hani o "insan olmak" deyiminin vücut bulduğu karakterler. varlıklarıyla; okuyamasalar da hayattan aldıkları ve hayata verdikleri ile insan olmanın değerine yaraşır tutum ve davranışlarıyla, sadece okumuş olmanın değer sayılmasına ince bir eleştiri.

    kitabın başındaki tilki ve sonundaki beyaz kuş hikayelerinin daha uzun sürmesini isterdim ve hikayeyle olan bağlantısının daha sağlam kurulmasını dilerdim. aytmatov'un stalin dönemine olan eleştirisi de açık şekilde hissediliyor.

    abutalip'in hikayesi ise romanın en sevdiğim kısmı oldu. ülkemizde yaşanan acılar ve benzeri birçok olay nedeniyle maalesef yabancı olamadığımız acılı bir hikaye söz konusu.

    !---- spoiler ----!
  3. gün uzar yüzyıl olur ismiyle de yayımlanan kitap. mankurt efsanesinin anlatıldığı çok özel bir roman. bozkır hissini iliklerinize kadar yaşatır. sovyet rejiminin de farklı metaforlarla eleştirildiği 150'den fazla dile çevrilmiş bir kitaptır. okuyana bambaşka bir ufuk katar.
    ae
  4. okuduğum ilk cengiz aytmatov romanı. daha sonra bir çok kitabını okudum, çok beğendim fakat efsanelerle döşenmiş bu kitap ayrı bir yer edinmiştir bende. bozkırın tam ortasında, trenlerin doğudan batıya, batıdan doğuya gidip geldiği, boranlı istasyonu…

    !---- spoiler ----!

    "… insan kalbinde, başlangıç ile son, hayat ile ölüm arasındaki çelişkiyi uzlaştıran, yalnız ve yalnız, bilinmeyen, görülmeyen tanrı idi. dualar işte bunun için okunuyordu. başka türlü tanrı'ya sesini duyuramazsın, niçin yaratıp niçin öldürdüğünü soramazsın ki! dünya kuruldu kurulalı insanlar böyle yaşıyor, pek razı olmasa da böyle katlanıyor kaderine. duaların var oldukları günden beri hiç değişmemesinin, hep aynı sözlerle tekrarlanmasının sebebi de, teselli bulup yatışmaları, boşu boşuna sızlanmamaları içindir. dualar yüzyılların okşayıp parlattığı altın külçeleri gibi, dirilerin ölülerin başında söyledikleri en özlü, en süzme ve son sözlerdir." sayfa 110, ocak 2014, ötüken yayınları

    !---- spoiler ----!
    gulce
  5. bozkır yaşamı,hayatın zorlukları ve bu zorluklara rağmen yaşamın,yaşamanın, yaşatmanın güzelliği.harika bir roman.
  6. "bu yerlerde trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir, gider gelirdi...
    bu yerlerde demir yolunun her iki yanında ıssız, engin, sarı kumlu bozkırların özeği sarı - özek uzar giderdi."

    kitabı okurken o bozkırlarda gezindiginizi hissedeceksiniz. kitapta ki yerel öyküler ve yedigey' in yaşadıkları ile bağlantı kurulması dikkat çekicidir ayrıca yazar stalin' in son zamanlarında sovyet yönetiminin diktasının yaşattığı çilelerin, dağılan bir ailenin dramını ve bütün bu olanlar içinde tek taraflı bir yasak aşkı doğa şartları ile birlikte kitaba çok güzel yansıtmış.
    kitabın sonunda yedigey ile o vagon da bira, votka içmeyi çok isterdim.

    (bkz: youreads eşzamanlı kitap okumaları)
  7. zevkle okuduğum cengiz aytmatov'un müthiş bir eseridir. bozkır yaşantısını size hissettiren bir roman.
  8. uzun zaman oldu okuyalı ama başka bir kültürün etkisi altında kalan toplumların zamanla nasıl kendi kültürüne yabancılaştığını mankurt hikayesinden yola çıkarak anlattığını hatırlıyorum. hatta kitap sırayla bir şimdiki zamanda geçen hikaye bir geçmişteki mankurt hikayesi şeklinde ilerliyordu ve şimdiki zamanda geçen hikaye ölen babasını vasiyet ettiği topraklara defnetmeye giden ama kendi kültürüne ve ailesine yabancılaştığı için bu vasiyeti anlamsız bulan, yozlaşmış bir gencin etrafında geçiyordu. etrafımıza şöyle bir bakınca hiç de yabancı gelmiyor bu hikaye.
  9. okunduktan sonra kesinlikle kitaptan çıkarılmış kısım olan "cengizhan'a küsen bulut" da okunmalıdır. zira iki kitap bir bütündür. bozkırı bize böylesine yaşattığın için teşekkürler.
    elbis
  10. cengiz aytmatov gerçekten muhteşem bir yazar. yalnızca iki kitabını okudum lakin ikisi de birbirinden efsane kitaplar. o kitaplardan biri de bu anlayacağınız üzere. realistik bakış açısıyla fantastik öğeleri o kadar güzel harmanlamış ki anlatacak kelime bulamıyorum.