1. eve gelirken mutlu şarkılar getir.
    sonu mutlu biten bütün filmleri izleyelim.
    terli terli su içelim.
    ilk öpüştüğümüz gibi yine...
    ben yine çok konuşayım, sen yine bana şapşal de.

    bak..

    gözlerim istanbul'a ilk geldiğim gibi, daha kimselere küsmedi.

    telefon faturasını ödeyemedim.
    olsun.
    ceplerimdeki bozuklukları sayıyorum.
    olsun.
    kötü bir kardeşim.
    olsun.
    enkaz gibi geziyorum.
    olsun.
    bencilim. yalancıyım. korkağım.
    olsun.

    her şeye inat.
    en çok kendime..

    gülmekten gözlerim yaşarana kadar mutlu olacağım bundan sonra..

    filmin sonu mutlu bitiyor.


    gözlerim istanbul'a ilk geldiğim gibi
  2. öldü bir sayrının

    felenbur’a

    alanı, kayıpların nabız sayarak ıhladığı alanı
    mabetlerden, içmelerden, uğraklardan bir irim şu duran
    üstüne kerhen kızıl, yakılı bir gurup uzandıysa
    diye ürkülen onu kavramak yerine sezdin.
    o, savruk çığıltının çıkağında bittidir.
    hâlâ buzdan bir çömlekte bilenen hiç gelmedi kış soğuğunu
    niyedirse yanımıza almayı
    oladı biz de unuttuk.

    kendi de buğu bir kervan geçe denesi buğulu çölden
    buğunun buğusu, selâmlı sabahlı
    olmadı ya kirpikli o rüzgâr geçiverir.
    sulandığıyla tıraşlanan vaha
    filbağı berisinden yol uzansamış
    bitiminde sırf fiyaka ki aysar bir havan
    diyesi gelse gırtlağı daralan kekeç.

    horlak ya hani sınırda bir kente gitmeye
    virajlarında yara bere beklenilen yerlek.
    ulusu, ne denesi, iskâna açık heyelana çeker
    simaen bir bızır duyumunu ışıtan
    sevinmez bir düştü.
    evleklerde yayılan keyfekeder cesetlerse, zannedersem
    urbalarını, erzaklarını, hurçlarını, edevatlarını
    gizledikleri mavi brandanın altından hık mık
    deyiver bilmem nasıl çıkarttılar.

    ekşiliği geçince, hani şu
    -bu henüz tanımlamadığım bir ekşilik-
    yine görünenin aslı yok o yere bakakalan berberin ensesinden
    göğü bit bürüse ne korkunç kırları
    debelenerek aşan, pabucu anız, nesnas sürüleri
    mızrağın mızrağa, kalkanın kalkana alıktığı yerde
    kimi maiyetin viyakla ötürdüğü sası behişt
    buralardı a, gözlerimiz aka aka yürüdük.

    ölen vuruldu vurulan öldü namlı yol üzeri bölgeyi
    kime açsam göçtü vuruldu, bir pusulayla küsüşmüş.

    nisan ‘17

    (bkz: kaynak)
  3. yerini bulamayan bir z raporu

    i.
    zehra sahipsiz değil
    üç jeneratörü oldu
    kocaeli’nin gebze ilçesinde
    solunum cihazına bağlı yaşayan
    ve ailesinin elektrik
    kesintilerine karşı önlem olarak
    aldığı jeneratörün çalınmasıyla
    güç durumda kalan
    2.5 yaşındaki zehra’ya
    kurum ve firmalarca
    3 jeneratör hediye
    edildi.

    darıca beldesi, kazım karabekir mahallesi’nde
    oturan sertkaya ailesi’nin
    evin kömürlüğüne koyduğu jeneratörün
    çalındığı haberinin ardından
    çok sayıda kişi ve kuruluş
    aileye yardım
    etmek istedi.
    solunum cihazına bağlı yaşayan
    ve elektrik kesintilerine karşı korunmasız
    kalan 2.5 yaşındaki zehra’ya yardım
    etmek isteyen
    hadımköy belediyesi
    aksa jeneratör
    ve çukurova ithalat ihracat firmaları
    jeneratör hediye
    etti.
    gebze şekerpınar’da kurulu honda aş ise
    aileye jeneratör verildiğini görünce

    (bkz: yerini bulamayan bir z raporu)
  4. "erkekleri kestiğinizde komşulara da dağıtın üzere
    bu herhalde başımızdan kızıl khmerler geçti orada
    tahnitli mezar taşlarına bakakalan nesnas. geçerken
    ebleh suratın şapırtısı dikizlenen vesikalıklar."

    (bkz: bilinen jaguar güzergâhları)
  5. "techno mahal, aradığım yapı madde tesirinde, kirişi kırıp

    bu tabakhaneler, eklemli beklentiler diyarından

    ver elini arak bi melbourne kenti öpüştüğümüz

    gözlerimi bürüyen."

    (bkz: bilinen jaguar güzergâhları)
  6. günecenliğine egzozluk sinmiş oradan,
    bu herhalde göğdür deyip başını kaldırdığın mide bulantısı
    bay-bayanlıkta tecrübeli, on sekizine ve otuzuna basmış.

    fiili, bir yapışkanın glue içinde çekimle–
    bağlamdaki örgüyü tiner ile iyi/ insan/ benzemek/ ölmek
    iyi insana benzeye benzeye ölmek
    ad, kim olunan karışmasın diye verilen söz
    hiç anılmadı bir ad denmek gibi duyulmayışı.

    hayati olan şey kavuşmaktır.
    çünkü kavuşmak f. onu yeniden görmek
    sı-cak-lı-ğı-­mı-zı (6) bir barı­nak gibi içimizde duy-du-ğu-muz (4)

    (bkz: zf. mec.)