güvercin



  1. izbe bir apartmanda kalıyorsanız eğer;
    gecenin kasvetinin sabah melodilerinde somutlaşmasına şahit olursunuz.
    o kadar acıdır güvercin şarkısı.
  2. bazı insanlara doğayı sevmeyi ve saymayı, dengesine karışmamayı, bozmamayı öğretemiyorsunuz. ne kadar açıklayarak anlatılırsa anlatılsın sapkın türcülüklerinden vazgeçmiyorlar.

    ne yazık ki sokaklarda besleyerek aşırı çoğalmalarına neden oldukları kediler yüzünden tek bir güvercin, tek bir kumru göremez olduk. elbette ki hepsini kediler öldürmedi.

    sokaklara bırakılan kedi mamalarını kedilerden çok martılar ve kargalar yiyor. bu da aşırı çoğalmalarına ve yayılmalarına neden oldu. kargalar, kediler ve özellikle martılar güvercin ve kumruların soylarını kuruttu.

    doğa ananın binlerce hatta milyonlarca yıldır ilmek ilmek işleyerek oluşturduğu dengeyi bozdular. hayvanseverin cahili, bilinçsizi, eğitilemezi hiç çekilmiyor.
  3. güvercin deyince şehirlerde gördüğümüz gri güvercinleri biliyoruz yalnızca. halbuki beyazı, bozu, beji, paçalıklısı, tepeliklisi, hatta kıvırcık tüylüsü bile var. güvercinlerin mektup taşıdıkları dönemlerde her kümeste ayrı melez üretilmiş. artık mektup taşımıyorlar ama hala güvercin yetiştiriciliği yapanlar var. özellikle doğu anadoluda çok yaygın.
  4. kamp ateşinde pişirilince tadı çok güzel olur.