1. hz. mevlânâ 'nın çok sevdiğim bir sõzü vardır.
    hakikatla ilgili çok doğru ve güzel sõylemiş.

    "günün adamı olmaya çalışma, hakikatîn adamı olmaya çalış. çünkü gün değişir hakikat değişmez."
  2. felsefenin ve dinin en temel sorunlarından biridir, hatta direkt olarak ilk insandan beri sorunumuz olmadığını söylemek yalan olur. insanoğlu, hakikat savaşçısı olmak ister, herkes hakikati bulmak ister, peki ya asıl sorun ona olan merakımız ise, ya herkes zaten hakikatin ta kendisiyse -ki bence böyle- ne diye kendimizi bu kadar hırpalayacağız ki.

    gerçek hakikat, hakikat olgusunun bir yanılsama olmasından ibaret olduğunu anlamaktır.
    eyyorlamam bu kadar.
  3. "sözün zor zamanları. yeri geliyor, betonun arasından inatçı bir ot bitiyor da, hakikatin çıkabileceği delik bulabilmek, daha doğrusu o deliği tırnaklarınla kazıp korumak büyük mücadele."

    karin karakaşlı
  4. hakikat, filhakika, hakikaten. telaffuz etmekten ve duymaktan en keyif aldığım sözcüklerden. zeki müren merhum yaşasaydı da durmadan söyleseydi bu kelimeleri.
  5. nedir hakikat? bir şeyin hakikatı ne mana ifade eder? hakiki olarak bir şeyi bilmek mümkün müdür?

    hakikat bir şeyin aslıdır ve tek boyutlu olabileceği gibi çok boyutlu da olabilir. bir şeyin hakikatini tam olarak bilebilmek için tüm boyutlarına vakıf olmak gerekir. bize gerekli olan kısmı bilmek farklı şeydir, hakikati bilmek ise çok farklı.

    mesela bir futbol maçı düşünelim, bir golün atıldığını hayal edelim. o golün yüzlerce farklı boyutu var ve yorum yapmak için bizim her boyuta ihtiyacımız yok. sadece belirli bilgilerle yorum yapabiliriz. peki bu golün hakikati nedir? bence bunu herkes bilemez. hatta daha ileriye gideyim o golü hakiki olarak bir insanın-velev golü atan kişi olsun- bilmesi mümkün değildir.

    maçı tv başından izleyenler var, staddan izleyenler var, saha kenarında görevli izleyenler var, bizzat maçın içinde izleyenler var. ve bu kategoriler de kendi içerisinde inanılmaz şekilde dallanıp budaklanabilir. tv başında izleyen staddaki atmosferi bilemez, staddan izleyen tüm ayrıntıyı bilemez, hatta golü yiyen kaleci ya da atan topçunun bile etkisi çok azdır. belki rüzgar, belki başka bir topçu herşeyi değiştirebilir.

    dolayısıyla bizler golü bilsek saysak ve ona göre sevinsek, üzülsek, kalp krizi geçirsek, buna göre yeni bir kontrat haketsek dahi bunların tamamını ve tamamının verdiği hisleri yaptığı etkiyi hiçbir zaman bilemeyeceğimizden hakikati tam manasıyla bilmemiz imkansızdır.

    hakikaten bir şey bilmiyoruz!
  6. tek bir hakikat varsa; herkes yanılıyordur.
  7. hakikat bir damla asitmiş avucumu yakıyor. geriye inatçı bir boşluk kalıyor.

    başar başaran