1. hayatın tek amacı deneyimlemek ve keyif almaktır.
  2. tecrübe etmek , her realiteyi tecrübe edip mezun olmak.
  3. doğuyorsun , toplum sana "ahlak" değerlerini pompalıyor, 7 yaşına geliyosun okula gönderliyosun 8 sene ilk okul,4 sene lise,4 sene üniversite toplamda 16 senede burda geçiyor. hayatının en güzel çağına geliyosun. hepsinde neyi düşünüyorsun? " ah şu okul bitse herşey daha güzel olacak işte o zaman hayattaki planlarımı ortaya koyacağım." ama oda ne ? okul bitiyor. bu seferde iş bulma telaşı başını sarıyor. bulabildin de bir işe girdin diyelim. yaşın 23 iken bir işe girdiğini düşün. emekli olma şartlarını tam olarak bilmiyorum ama kaba hesapla 25 30 senende orda geçiyor. ki istemediğin bir iş olursa bu daha da kötü , sıkıcı olacaktır. toplamda 50 yaşına yaklaşıyosun. insan türkiye şartlarında ne kadar yaşıyor ki ? 70 yıl civari beklenen yaşam süresi var. 50 yaşından sonra hastalıklarla , bıkkınlıklarla boş bir şekilde hayat sürdürüyorsun. sonra vaktin geliyor ölüyorsun. geride 2 hafta hatırlanıyorsun. sonra herkes yaşamına geri dönüyor. yaşamına dediysem onlarda yukarda yazdığım döngüye devam ediyorlar işte. peki soruyorum size bu durumda bu hayatın anlamı nedir? ne için yaşıyoruz?
  4. hayatın anlamı ölmektir. öldüğümüz için yaşıyoruz.
  5. mutlu olmak. her şeyden keyif almaya çalışmak. güzel şeylerden keyif almayı geçtim, çekilen acıları bile iyice hissedip, yaşadığının farkına varıp bununla mutlu olmak.

    yaşamak güzel şey dostum. sonrasını bilmezken, var olanı iyi değerlendirmek gerek.
  6. olay sevmektir, sevemeyen her insan nerede olursa olsun hayatın anlamını çözemeyecektir. yaşamayı sevmekle başlayabilirsiniz mesela sonrası gelir.

    *sevmekten kastım insandan ibaret olarak algılanmamalı.
  7. sevmek ve emek vermektir bence hayatin anlami.

    inançlar başka düşünceler başka beklentiler baskadir. kimisi hayata bakar ve ardinda daha yüce şeylerin olduğu bir sinav görür. kimisi öylesine devam eden bir varoluş görür. kimisi için tirmanilacak bi merdiven kimisi için dibi bulunacak bi uçurumdur .

    bence de bu iste, sevmek ve emek vermek.
    "yuvasindan düşmüş bir ardic kuşunu yerine koyabilirsem, ya da bir kalpte acinin yerine neşeyi birakabilirsem"
    boşuna yasamis olmayacagim.
  8. kendini bilmek ister her insan, hatta her kral. beni senle anlatmaksa, seni var eden şey.

    kendini bilmek ayırmakla ve ayrılan gözün kendine bakışıyla mümkün.

    sen hayatımın anlamıydın okçu. inanmıştım sana, çocuk naifliğince. güvenmiştim. deli hayallerim vardı. hayallerimiz. bir zamanlar. nasıl da kırdın beni, sana anlatamam. hayal kırıklığı benimkisi. sonra başka aynalar. bunu nasıl istersin benden? beni buna nasıl yönlendirirsin? şimdi boş aynalardan bile yüz çevirmekteyim.

    hayatın sizin için bir anlamı yok. yaşayın. üreyin. ölün. hayat mı? sanrı. oynayadurun kendi kendinize. ister bilin, ister bilmeden ölün. işığınız söndüğünde okunmayacaksınız.
  9. bir amaç uğruna koşmak.
    bencil olmayan bir amaç
    insanlığın , canlıların hepsi için hareket etmek.
    aşk şarabını içerek
    sevda şarkılarına yelken açmak...
  10. ilahi biçimde belirlenmiş bir amaç olduğuna inanmıyorum. basit olan cevapları daha komplike hale getirince daha gerçekçi gibi mi duruyor, onu da anlamıyorum.

    insan, evrendeki bazı tesadüfler sonucunda oluştuşmuş mükemmele en yakın maddesel sistem (bildiğimiz kadarıyla). yine de tek hücreli bir canlıdan oluşmuş. o en basit canlının özelliklerini taşıyor [1]. olaylara bu şekilde yaklaştığım için sanırım benim için hiç özel bir şey değilmiş gibi geliyor bana yaşam. ha bir şekilde hayata geldim mi, geldim. güzel bir deneyimdi hayata gelmek. orası ayrı.

    [1]canlılığın temel prensipleri:
    1) yaşa.
    2) türünün devamını getir.

    buna birazcık modern insan faaliyeti eklersek de:
    3) insanlığı bir adım öne götür. bir şey keşfet, bir şey bul, dünyaya başka bir insan getirip onun bunları yapmasını sağla vb.