1. evet bloğundan çalacağı oy miktarı hayır bloğundan kaybedeceği oy miktarından daha fazla olacak biri olmalı ki başarılı olabilsin. bööööeeee zaten olması gereken bu değil mi diyebilirsiniz ama demek istediğim şu. evet bloğundan oy çekemedikçe birinin bu seçimi kazanması zor. bu sebeple onların da oy vermek isteyeceği biri olmalı. o kadar ki erdoğan'dan bile fazla güvenip sevebilecekleri olmalı. ekşide biri böyle bir aday olarak genelkurmay eski başkanı ilker başbuğ'dan bahsetmişti. atatürkçü duruşu sayesinde hayır bloğundan, fetöyle olan husumeti sayesinde de evet bloğundan oy alır. ve elbette askeriye çıkışlı biri olarak terör örgütlerine karşı net tavrı chp'ye yöneltilen pkk savunuculuğu yaftalarından da kurtarıyor kendilerini.
    jimi
  2. bence tayyip olmalı yoksa seçim dönemlerinde ülkede çok bomba patlıyor...
  3. kim olur bilinmez ama atam bile mezarından kalkıp gelse aday olsa yine de seçilir mi bilemiyor, kesin gözüyle bakamıyorum. o yüzden çokta fark etmeyecek adaydır şahsımca.
  4. hayır blokuna şu anda oy vermeyi düşünen insanların azımsanmayacak bir kısmının bile (normal şartlarda oy verirken bile adaydan bağımsız olarak) gönül rahatlığıyla oy vermediklerini/vermeyeceklerini düşündüğüm için, belirlenen adayın kim olduğunun önem taşımakla birlikte, bu düşüncede olan insanların bakış açılarına göre, oy kazandırdığı gibi kaybettireceğine de inanıyorum.

    bazı insanların dile getirdikleri, kim olursa olsun kazanmasının imkansızlığı düşüncesine katılmıyorum. kendi içinde bir çok zorluklar taşısa da hayır blokunun adayının kazanma ihtimalinin yüksek olduğu fikrine sahibim.

    asıl düşünülmesi, değerlendirilmesi ve hatta sohbetlerde, tartışmalarda öne çıkarılması gerekenin isimlerden daha ziyade, birleşilecek ortak bir fikrin olması gerektiğini.
    sonrasında buluşulan bu fikri ifade edebilecek, görünümü, bilinen düşünceleri, söylemleriyle oluşturulmuş bu fikirle çelişmeyecek adayın bir anlamda (akıldan geçen/geçebilecek) insanlarla kendiliğinden birleşebileceğini, insanların kafasında bile kendiliğinden oturacağını düşünüyorum.

    düşünceme göre insanları birleştirilecek olan en önemli fikir de "parlamenter sistem ve demokrasi" düşüncesine bağlılıktır.
    yapılacak ittifakta (ki oluşabilirse) ortaya konulacak bu fikir yani "parlamenter demokrasi" fikri, en azından "cumhur ittifakının" ortaya koyduğu ve seçmen kitlesinin büyük çoğunluğuna hitap eden "ülkenin bekası" söyleminin karşısında ayakta kalabilecek ve yine seçmen kitlesinin büyük çoğunluğuna hitap edece tek fikir gibi durmaktadır.

    yaşadığımız referandum oylaması sürecinde (göreceli olarak da olsa) toplumsal anlamda birlikteliği sağlayan bu düşünceyi benimseyen insanların diğer ortak veya farklı düşüncelerini bir kenara bırakıp bu ortak düşünceye sahip çıkmaları bir anlamda bunun göstergesidir.

    bundan öte bu ülkenin umutlu, çoğulcu demokrasiye bağlı, fikirlere değer verilen, hesap sorulabilen (bazılarının kalıplaşmış fikirleri yok etmek, baskı kurmak için kullandığı ülkenin bekası söylemlerinin işlemediği) çok sesliliğin yaşatılabileceği, şeffaf, yolsuzlukların ortadan kalktığı, gelişmiş bir dünya ülkesi olabilmesinin temelinde de birbirimizi anlayabildiğimiz, tartışabildiğimiz, ortak noktalarda buluşabileceğimiz bir ortamı sağlayacak olan "parlamenter sistemdir".

    şimdiye kadar sağlayamamasının sebebi, sistem değil, halen sistemde ilerici, demokratik olduğunu iddia etmelerine rağmen siyasi partiler kanununu değiştirmek, sandığı mahallenin, sokağın içine kadar taşımayı gereklilik haline getirmek için hiç bir girişimde bulunmayan şu andaki sistemdeki partilerdir. şu anda cumhur ittifakının karşısında topluma bir gelecek vaat ediyorlarsa öncelikle şapkalarını önlerine koyup, dürüstçe hiç bir bahaneye sığınmadan toplumsal gelecek için parlamenter demokrasi kültürünün egemen kılınabilmesi adına, olmazsa olmazlardan biri olan sandığın tüm toplum kademelerine engelsiz ve tam olarak ulaşabilmesi, fikir zenginliğin sağlanabilmesi adına, genel merkez kotası, parti disiplini v.b. hiç bir bahaneye sığınmadan bunu gerçekleştireceklerini topluma deklare etmeleri, bunu sağlayacaklarına dair söz vermeleri ve öncelikle kendileri kabul etmelidirler.

    kendilerine bunu sorduklarında, eğer bunu bile kabullenemiyorlarsa bu yazdıklarımın boşuna olduğunu kabul ediyorum ve geçmiş olsun diyorum.

    bence ortaya bir ittifak konacaksa ismi "parlamenter demokrasi" ittifakı olmalı ve bu ortak nokta doğrultusunda parlamenter sistemin yeniden uygulanması için çalışılacağı deklare edilmelidir.

    şu andaki khk'lar, ülkenin geleceğini borçlandırıp ipotek altına alan, ekonomik uygulamalar, her gün insanların yüzüne haykırılan kutuplaştırıcı söylemler v.b. gibi uygulamalarla bir çok insanın aklında
    olumsuzlukları ile halen yer etmiş durumda olan "tek adam" sisteminin kötü yönleri insanların anlayacağı bir dille (karşıdaki insanın diline, kışkırtıcılığına kapılmadan, sinmeden ama insanlarda sinme hissi uyandırmadan ama kavga da etmeden) gerçekleştirilen kötü uygulamalar örneklendirilerek devamlı dile getirilmeli, gününü kurtarmaktan, ekonomik olarak ayakta kalmaya çalışmaktan başka düşüncesi kalmamış/kalamamış insanların kafalarında geleceğe dönük bakış açıları yaratılmaya çalışılmalıdır.
    birlikte çıkılmış olan yolun (ki ittifak ortaya çıkarsa) ittifak içinde yer alan tüm seçmenlerde benimsenmesi için bir oranda ortak bir anlatım dili oluşturulabilmesi adına hemen katılımcı partilerin üst kademe ve toplumsal çalışmayı yönetecek kişileri arasında ortak çalışma platformları oluşturulmalı, insanlara düşüncelerin daha kolay aktarabilecek bir anlatım dili bazı kelimeler özellikle kullanılmalı veya bazıları özellikle kullanılmamalı) acilen oluşturulmalı ve bu hemen partilerin diğer kademelerine aktarılmalı ve ülke geneline çabucak yayılmalı.
    hayır blokunun karşısında yer alan (bir oranda hdp hariç) diğer partilerin tamamının artık ne kadar tembel olduklarını kabul etmeleri (basın onlardaymış, insanların (memurların vb.) üzerinde baskı varmış gibi bahanelere sığınmayın) bir sonuca ulaşabilmek için çalışmanın en önemli şart olduğunu kabullenin artık ve yakın siyasi tarihteki refah partisi başarısını her gün bir arkadaşınızın karşısına geçip tekrarlayın ki o güzel kafanızın bir köşesine girsin ki, bırakın günü saati boş geçirmeyin.

    daha da yazılacak çok ama çok şey var. naçizane sade bir vatandaşın yazacakları şimdilik bu kadar.

    son bir tekrar;

    her fırsatta dile getirilen, medeni her insanın arzusu, "katılımcı demokrasi" için, hiç ama hiç bir şart öne sürülmemesi gerektiğine gerçekten inanıyor ve hiç bir şart öne sürmeden (parti disiplini, genel merkez kotası v.b) siyasi partiler kanununu değiştireceğinize, sandığı hiç etki altında kalmadan vatandaşa ulaştıracağınıza ve seviyeli tartışma kültürünün, sorgulama kültürünün, şeffaflığın toplumda egemen olması için (bıkmadan, acele etmeden) çaba harcayacağınıza ve gerekli yasal değişimleri yapacağınıza söz veriyor musunuz ve bu düşünceleri kabul ediyor musunuz?

    eğer kendinize sorduğunuzda cevabın içeriğinde "ama", "fakat", "o öyle değil işte" ibareleri içeriyorsa "geçmiş olsun"
    eğer bunları kabul ediyorsanız "kolay gelsin"..

    "bu toplum hiç farkında olunmayan anlarda ve durumlarda bile ferasetini göstermiştir, gösterecektir.
  5. şöyle bir şey konusuluyor:

    1.turda her parti kendi adayını gösterecek, en çok oy alan muhalif aday parti farketmeksizin oy oranlarına göre sayıda veya gözetmeksizin muhalif partilerden başkan yardımcısı atayacağını taahhüt edecek.

    makul görünüyor.