-
her şey cam
her şey cam! yolun sonundaki saydam şekil
suya dönüşür dönüşmez dağılacak
biz burada oturmuş can sıkıntısı ve
yalnızlığımızın kaydını tutuyoruz
cam kalbimize batacak
parmak ucundan başlayan bir duygu
nasıl önce el, sonra kol, boyun, beden
ve en son kalbe uzanırsa,
(bu uyuşma olmamalı) nasılsa hepimiz
sevgiden bahseder gibi değil miyiz?
oysa her şey cam, yalın, duru, bize bakıyor
biz camları seviyoruz çünkü bize ardını gösteriyor
sanki diklemesine durmadan akan ve akmayan su,
elim değer değmez anlıyorum
içimde bir havuzu keşfetmenin korkusu
bazı anlar vardır öylece geçip gider
bir baba oğluna eğilir bir şeyler söyler
o sevgili an, o biricik an
yaşarken nasıl da önemsizdir
bir dokunuş, bir ok gibi döner gelir
her şey cam! kayıtsız, saydam
ardındaki yaşamı içine çekiyor...
dün oturdum geçmiş günleri saydım,
şimdi bir kadın adımı çağırsa
bir sır olup yapışsam cama
silseniz bile beni çıkaramazsınız