1. -ve birine duygularını belli edersen onu kaybedersin demiş, şair.

    -boşverin en güzel sevgiyi de aşkı da kendi içinizdeki mutlu dünyada yaşayın. en güzel yere koymak varken şu gereksiz evrende tıkılı kalmasın.

    -unutmaksa derdiniz insan en çok sevdiğini öldürür zaten, onu onun bilemeyeceği yerde öldürün ki kanıt kalmasın.
  2. gözlerine bakıyorum. e o da bakıyor. gülümsüyorum. o da gülümsüyor. ben sevgiden, güzelliğinden gülümsüyorum. o üstüme döktüğüm yemeğe bakıp gülüyormuş. bunu daha yeni farkediyorum. şansın da böylesi.
  3. anlayan anlıyor zaten eğer karşı taraftan da aynı şeyi hissedersen risk alıp konuşursun (erkekleri yani kendimi kast ediyorum konuşmada maalesef). karşı taraf anlayıp karşılık vermiyorsa, anlamıyorsa ya da onun hislerini tam anlamıyorsan da içine gömüyosun sevgini gayet basit aslında
    wtf
  4. yazım olayında kurduğu cümleyi iki ve üç nokta ile bitirmesi bu yollardan tali yol olanıdır. üç noktayı anlıyorum da, bu iki nokta ne işe yarıyor onu anlamadım. üç noktaya muhatap kaldığı zaman insan; imla şöyle buyurmuş der kendine, eğer söylenecek çok şey olduğu hâlde susuluyor ise bu üç noktaya sığınılır. pekii 2 nokta? noktalar bir yana da bu tali yolu politik duruşlu insanlar kullanır. açıksözlü olmakta bir ferahlık vardır. bence hiç olayı noktalara boğmaya gerek yok. cesaretinizi toplayın, egonun canı cehenneme ve nokta ile biten ayan beyan cümleler kurun. kaç insan o noktalar yüzünden telef oldu; tanrı bilir.

    noktacı olun. sonrası virgüller işte. soru ve ünlem işareti ve bazen üç nokta olmayacak demiyorum ama bari birbirinize renk verin.

    tamam.. pekii...
    ?