• izledim
    • izliyorum
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.40)
how i met your mother
27 yaşındaki manhattanlı mimar ted, arkadaş grubuyla kendine küçük bir dünya yaratmış bir genç. grupları dört kişiden oluşuyor: en iyi arkadaşı, hukuk öğrencisi marshall (jason segel), dokuz yıldır birlikte olduğu anaokulu öğretmeni sevgilisi lily (buffy the vampire slayer’ın willow’u alyson hannigan) ve kendine özgü fikirleri olan, takım elbise giymekten şaşmayan, kızlarla tanışmak için sağlam bir yöntem geliştirmiş barney stinson (neil patrick harris). onun kalıcı ilişki kurmak gibi kaygıları yok. tersine, renkten renge koşuyor. bizim onunla tanıştığımız sıralarda lübnanlı kızları beğeniyor, bir önceki favorisi yarı asyalı kızlarmış. günler böylece akıp giderken, marshall, anaokulu öğretmeni lily ile evlenmeye karar verdiğini açıklayınca ted (josh radnor) paniğe kapılıyor. romantik ted’in bekâr kalmaya hiç niyeti yok ve eğer gerçek aşkı bulmaya niyeti varsa, onun da harekete geçmesi gerek. derken robin scherbatsky (cobie smulders) ile tanışıyor ve ilk bakışta aşık olduğunu düşünüyor. acaba sahiden öyle mi?


  1. when it 's after 2 a.m. just go to sleep nothing good happens after 2 a.m.
  2. ilk 4 sezonu kahkahalar attırabilen diğer sezonları ise ilk 4 sezonun kredisini tüketen dizi.
  3. değil son bölüm, bana kalırsa komple son sezonu kabak tadı veren efsane dizi
  4. 1994-2004 yıllarına damgasını vurmuş new york'ta yaşayan altı yakın arkadaşın hayatı temalı bir friends gerçeği dururken, how i met your mother bir yerden sonra zaten ağzıyla kuş tutsa friends'ten ayrı anılmayacaktı. bu bir gerçek. ancak şöyle bir gerçek daha var ki, himym da ağzıyla kuş tutma tasasına çok fazla girmedi ne yazık ki.

    yaşım gereği himym güncelliği ve modernliği sebebiyle haliyle daha önce girdi hayatıma. ilk sezonlardan aldığım keyif ve sıcacık havayı o dönemler başka hiçbir dizide bulamıyor, sezonlar ilerledikçe ben döne döne ilk sezonları yeniden izliyordum. ancak ne yazık ki zaten asıl olay buydu. çok güzel başladı. ancak o sıcacık havasını hızla kaybetti. şimdi itiraf edelim, birçoğumuz ilk üç sezonun falan hatrına sonuna kadar izledi bu diziyi. bu da bir gerçek.

    gelelim friends mevzusuna. kabak friends çakması yorumu yapan bazı yazarlarımızın başına patlamış gibi görünüyor. zülfiyareler hep bunlarla dolu. friends'i daha ilk izlediğimde gözüme çarpan bariz detayları sizlerle paylaşmak isterim.

    1- sorunlu aile geçmişi olan, zengin karakterimizin ne iş yaptığının belli olmaması.
    2- grupta yer alan evli ve mutlu çift.
    3- grupta yer alan ve her daim "karmaşık bir ilişkisi" olan arkadaş/çift.
    4- grubun skor peşinde koşan çapkını.
    5- gruptaki, mesleğini tutkuyla yapan, üniversitede profesörlük yapmış ve hatta ilk derste tahtaya adını yazması olaylı olmuş bir karakter.
    6- bitmiş süt şişesinin buzdolabına geri koyulması meselesi.
    7- karakterlerimizin ev ve iş dışında bulundukları daimi kafe/bar.
    8- ekran karşısında başarılı olmak isteyen ama bunun için her türlü rezil işte çalışmak durumunda kalmış bir karakter.
    9- bunu sona sakladım. iflah olmaz çapkın joey'ye dizide soruluyor: "eğer joey olmasaydın ne olmak isterdin?" joey'nin cevabı ise: "barney."

    geriye himym'dan bize kalan bir tek barney stinson karakteri kalıyor. o da bana kalırsa friends'te yer alan joey-chandler birleşiminin modern çağa uydurulmuş, biraz daha asshole diyebileceğimiz ve replik eklenmiş hali. (lagen-wait for it-dary)

    hal böyle olunca bir defa friends izlemiş bir insan bundan sonra himym'a karşı asla objektif yaklaşamıyor. şimdi himym başlığına neden friends daha iyidir konusunun detaylarına girmeyeyim tabii.
  5. friends izleyip boşluğa düştükten sonra izlemeye karar kıldığım friends kadar güldürmesede kendi izlettiren sitcom
  6. "beysbol, striptizciler ve silahlar yardım edebilirlerken, gönül yarasını iyileştiren tek şey gerçekte zaman idi..."
  7. - it's gonna be legendary.
    - no "wait for it"..?
    - i've got you. i don't have to wait anymore.