1. Kötülüğün tüm mutlakiyetine karşı koyamayacak kadar yıldığı zaman kaybetti insanlar, sahip olabilecekleri en büyük evrenlerini, erdemlerini. Oysaki bu evrenevde kaybetmek bile kazanç sağlatabilirdi, kavramlara yenilindi. Bizler, kavramlarca boğduğumuz kadar birbirimizi, vicdanımızı önemsetecek kararlılığı gösteremeyeceğiz. Bu vahşet, durdurulamaz noktaya uçarak ilerlerken, bizler tanımına girmekten çekinemeyecek kadar uzak olduğumuz "energumen"lik gereği yıldık. Yılıyoruz. Yıldırtıyoruz. Ve de doludizgin bir düşüncesizlikle asla ilk nedenimizi sorgulamıyoruz. Sonuçta her "energumen" gibi bizler de susuyoruz. Ululaştırılmış kötülüklerimize tepinmekle karışık tapınırken sadece susuyoruz. Geriye kalan diye bir şeyden söz edilebilir mi ki, böylesine tezek dolu bir çamurdan? Belki, bir energumen vurursa her birimizi. İlk gönüllünüz kim peki?

  2. 40 yaşıma geldim ve bu gün bir daha gördüm ki insanlar birbirlerini kendi zaaflarıyla ya da kendilerinde zaaf olarak gördükleriyle itham ediyor. isn't it ironic?

    İncesini görmemem gerek. Bu da kendime not olsun.
  3. "içimdeki çocuğun balonları kaçmış gibi hissediyorum"
    :(
  4. https://i.hizliresim.com/76B3Rv.jpg

    Şimdi tek hayalim yan yana oturduğumuz alelade masalar.
    İki sandalye çekmişiz: biri sen, biri ben. Hafif yağmur ıslatmış masamızı.
    sensiz yapamam, sensiz ben olamam.
    Ben olamadığım noktada tut kollarımdan.
    Aşkın Sesli Halisin bende, varlığım devam ettikçe susmayacağım.

    Seni seviyorum.
  5. tam bir sene önce

    çok çalıştım, emeklerimin karşılığını aldım ve daha fazlasını almama az kaldı! kendime verdiğim sözü tuttum ve bundan öte ne olursa olsun kendimle gurur duyuyorum.

    bugün
    doğum günümde
    yeniden doğdum. şükürler olsun.
    nisa
  6. az once buraya upuzun yazmistim.

    yazimda edip cansever'in "masa da masaymis ha" siirinin hayatima atfettigi seyleri anlatmistim, masamin ustundeki nesnelerden bahsederek falan. epey de romantik olmustu.

    sonra dedim, arabesk yapma, defol git.

    sildim gitti.

    neyse, en azindan boyle buyrun.
  7. İki haftadır radyoda şiir programı yapıyorum.
    Uzun süredir böyle iyi hissetmemiştim kendimi.
    Aşık olmam gereken bir insan değil,
    şiirlermiş meğer.
    Mesela en son nazım'ın piraye için yazdığı piraye'ye isimli şiir aşıktım.
    Bugün başka bir metres buldum kendime linkini de şöyle bırakıyorum.

    https://www.youtube.com/watch?v=xGturvtf9xg


  8. İnsan insana, kader kadere benzermiş. Figürler değişir kader değişmezmiş. Şaka gibi. Yazsam ‘özenti’ bile olurum. Dördünün de ruhu şadolsun. Bazı acılar kabuk bağlasa da o kabuğu düşmüyor.