1. bu kez üşendim nev anlatsın

    Şakası bir yana... İçimde bir canlanma arzusu var. Güneş olmayan, yerçekimi olmayan bir toprakta, tohum nereye filizlensin? Bilmiyorum. Öğrenirsem söylerim.

    Düşündüm de, canlanma değil canlandırılma arzusu bu.
  2. https://imgyukle.com/i/xMRMFo

    Instagram’da dolaşırken karşılaştım bu fotoğrafla. Altında da şu yazıyordu:

    “bir gece
    3 gibi birbirimizi kaybetmiştik
    hatta aynı bankta”

    Tarihle ilgili gerçekliğimi uzun süredir kaybettim zaten. Belki de kaybetmek istedim bilemiyorum. Bu fotoğrafı ve yazıyı görünce aklıma geldi o gece. Ne zamandı, ne kadar önceydi hatırlamıyorum. Üç yıl mı?

    Tam da çanakkale’de. Öyle bir bankta, belki de o bankta, öyle bir gecede.. yakalamıştım seni. Öncesinde Deli gibi kavga etmiştik. Kaçmıştın. Bilmediğin bir şehirde, gecenin kör bir saatinde. Hızlı hızlı yürümeye başlamıştın. Ben de kızgındım sana. Ama bırakamadım peşini. Kaç saat takip ettim, onu da hatırlamıyorum.

    Tam da Çanakkale’de. Öyle bir bankta, belki de o bankta, öyle bir gecede. Kesilmişti biletimiz. Bir şeyler kırılmıştı içimizde. Anlamıştım.

    O günden sonra Çanakkale’ye her gittiğimde, bankın olduğu o sokaktan hiç geçmedim. Geçemedim. Takip edemedim geçtiğin yolları.

    Şimdi Parfüm kokunun sindiği kitabı her gece koklayarak uyuyorum, yalan yok. Ayrılmamız gerekiyordu, hala da ayrı kalmamız gerekiyor belki de. İki mi üç mü bilemedim. O kadar yıldır yoksun. Sesin yok, görüntün yok, kokun yok. Ben istedim evet, ben istedim bunu. Bazen bazı şeylerin olması gerekiyor. Olanı durduracak gücü yok her insanın. Ama özlemime engel olamıyorum. Olamıyorum. Hatta şu an sana sarılan, senin sardığın o kollar bile özlemimi bir nebze olsun soğutmuyor..

    Mutlu ol.