1. bir zaman bir meselede evet çok fazla takıntılıydım. bunun saplantıya dönüştüğü hususunda kendimle cebelleştiğim bir dönemde, dahası, nefes almaya mecalim olmadığı bir gecede bana nefes oldu biri. biri-y-di.

    şimdi, gel gör ki. arkama dönüp baktığımda, kırdığım insanların cümlelerini işitirken... onun güzel cümlelerini işitmek, hatta işitememek - sonra onun bağıra bağıra söylemesi - tamam bir zaman sonra, o da giderse- kırılıp da giderse- korkusu ? öldürüyor.

    "anımsadıklarımın yanlış olduklarını
    yine de hepsinin bir deprem olduğunu
    kim bilebilir? ikimizin arasında duran
    şu boydan boya ırmak, şu boydan boya
    alacakaranlık
    ikimizin arasındaki şu depremin bir bellek
    uykusu olduğunu kim bilecek

    eskiden olsaydı, tuzlu düşler anımsardım
    ağzımda eriyip yok olan tadını güneşin
    alevin ipekle savaşını, saçlarının altından
    akan ırmaklarda yıkandığım sabahları anımsardım
    tenine dokundukça bıçak sırtı bir nefeste susan
    felç olan sözleri hatırlardım

    elveda ırmak
    hoşça kal alacakaranlık"


    ve...


    hoş geldin sen.
  2. güçlü olmam gerektiğini kendime gün içinde defalarca hatırlatmamı sağlayan ve artık sesini duymadan yapamadığım biri var.

    bunu kaybetmek istemiyorum.

    kaybetmeyeceğim.
  3. “ ... ben eve kafa bi dünya dönmüştüm bir gün
    ben her gün eve kafa bi dünya dönüyordum
    ya da evin kafası bi dünyaydı, bilmiyorum...”

    demiş birhan.

    tam dediği gibi, kafa ve evin bi dünya olduğu bir zaman diliminde, kafamın bi dünyalığını alan ve evin bi dünyalığını artık daha az görmemi sağlayan bir insana kavuşup bazı şeyleri çok derinden yaşadığım sırada, o çektiği bazı sıkıntıları bana söylemeyerek, onu hiç düşünmediğimi düşünüp kendini rahatlatırken aslında, işin böyle olmadığı, içtiğim su kadar düşündüğümü söylemek isterken, -ama yine de- bu ince düşüncesinin her zerresine tek tek tek vurulduğum, yani her sabah uyanınca ilk bakmak isteyeceğim şey “gözleri” olan insanın fiziken uzaklığının bana bu kadar koyacağını düşünmezken, nefes alamadığımın farkına varmam ve her şeyin çok ağır ilerlemesi.

    en son çocukken bu kadar uzun cümle kurmam ve çocuksu halimi sevdiğin için de sana bunu oralardan getirmem.

    elbet üzüleceğiz.

    unutma; bahardır kışın sonu.