ihsan oktay anar

Kimdir?

ihsan oktay anar (d. 1960, yozgat), türk yazar.

lisans eğitimini hacettepe üniversitesi felsefe bölümü, master ve doktora eğitimini ege üniversitesi edebiyat fakültesi felsefe bölümü'nde yaptı. aynı okulda öğretim üyeliğinden emekli olmuştur.

yazın biçim göndermeler içerir. kabaca birkaç örnek vermek gerekirse amat'taki israfil adlı çocuğun gemi borazancısı olup diriliş düdüğünü çalışı islamiyette kıyamet haberi olan borazanı çalacak meleğe, alt ambar toprak altına ve mezara göndermeler ya da modellemelerdir.

puslu kıtalar atlası, 20'den fazla dile çevirilmiş ve kültür bakanlığı tarafından tanıtılmıştır.

anar, 2009 yılında erdal öz edebiyat ödülü'nün sahibi oldu.


  1. yayincilara kizip tamu isimli eserini bastirmamis. Sehir efsanesi mi bilmiyorum ama o kitabi hic okuyamayacagiz sanirim. Kitap-lik adli bir dergide ufak bir bolumu yayinlasmis ve orada kalmistir. umarim bir gun okumak nasip olur. hal hazirda iki kitabini okumamak icin ozel caba sarf ediyorum. edebiyati biraktigini duyduktan sonra o eserleri okuyup bitirmek kendime haksizlik olur. yedinci gun ve galiz kahraman hala okumadim, okumak icin yanip tutussam da bekletiyorum.
  2. ege üniversitesinde akademik kariyerini sona erdirip izmir bostanlıdaki tatlı ve huzur dolu evinde eşiyle birlikte yaşamına deva etmektedir. bir da yaramaz kedileri vardır. komşularının bazılarının dahi apartmanlarında bir yazarın ikamet ettiğini bilmiyor olmaları duyanları ilk etapta çok şaşırtıyor ki beni de çok şaşırtmıştı. 'yedinci gün' ve ondan önceki eserlerini yazdığı kırmızı koltuğuna oturup saatlerce muhabbet etme şansını yakalamıştım ne mutlu ki. eserlerine ve onların aracılığıyla kendisine büyük bir hayranlık duyuyordum. ama o gün bambakşka bir gerçeklikle yüzleştim. eserlerinde nelerin olduğunu hatırlamayan bir yazar olabilir miydi? affına sığınarak sorma kabalığında bulundum. 'hayalimdeki siz eserlerinizin en ince ayrıntılarını dahi hatırlayan biri olagelmiştiniz bazı büyük ayrıntılarını dahi bilmemenizin özel bir sebebi var mı?' soruma cevabı hayranlık katsayımı epeyce bir arttırmıştı. ihsan oktay anar'a göre romanın kapağı -yazım esnasında- kapandığı anda o dünya kurulmuştur. ne dönüp bakılır ne de tekrar edilir. şayet o dünya kendine yetemiyorsa o roman zaten hiç olmamıştır . bu sözler roland barthes'in "the death of the author" makalesinin canlanıp insanın karşısına dikilmiş halinden başkası değildir de nedir? sözüm ona yüzlerce popüler yazarın(!) arasından kişiliğiyle sıyrılmıştır ve harbiden de yazardır benim gözümde.
    direk not: 'harbiden' kelimesini onunla konuşurken kullanmıştım ve gülüp 'harbiden demek ha' demişti. nedendir bilinmez bu kelime hoşuna gitmişti. belki de uzunca süredir işitmemişti de ondan. onun anısına son kısma iliştireyim dedim.
    sonradan aklıma geldi edit: yaşayan kütüphanesini görmek gerçekten tarif edilemez bir deneyim. o kullandığı eski kelimeleri anlamlandırmanızda büyük destek oluyorlar. bir de istanbul kendisine bayağı uzak bir şehir. hayatında yanlış hatırlamıyorsam üç kere gidebilmiş çok kısa süreliğine. masasındaki istanbul haritası üzerindeki ince çalışma insanı "pulsu kıtalar atlası" ve o birbirine bağlanan sokakların kesiştiği noktaya koyuveriyor. hayretten ağzım biraz açık kalmıştı itiraf etmeliyim.
  3. kitaplarını ilk okuduğumda büyük şaşkınlık yaşadım. anlamakta zorlandım çünkü çok farklıydı. bir süre sonra şaşkınlıkla beraber müthiş hayranlık duydum. okunması gereken en önemli yazarlardan. bu keyfi herkes yaşamalı.
  4. son dönemlerdeki en kaliteli türk yazarlardandır.

    efrâsiyâb'ın hikâyeleri, suskunlar, yedinci gün ve puslu kıtalar atlası isimli kitaplarını okumuş biri olarak beni, puslu kıtalar atlası'nda kendisinin yazar kimliğinden daha çok felsefeci kimliginin önplana çıktığına inandırmıştır.
  5. ilber ortaylı hoca cnnturk'teki afiş programında Karatay'ın "Hangi yazarları beğeniyor, takip ediyorsunuz?" sorusuna "Güncel edebiyattan Oktay İhsan Anar'ı okuyorum o enterasan bir adam bakalım ilerde onun için ne söyleyecekler." şeklinde cevap vermiştir. 1 2 (hocam oktay ihsan değil, ihsan oktay olacak, biz desek cahil dersin hemen. neyse köteği yemeden susayım^:swh^)

    kesinlikle ilber hoca'ya katılıyorum. belki öldükten çok sonra kıymeti anlaşılacak bir yazar olduğunu, hatta kitaplarının başka dillere çevrileceğini düşünüyorum.

    artık çok az kitap okuyan ve edebiyat dünyasına biraz uzak olan bir insan olarak en sevdiğim yazarın yine sevdiğim ve bu ülkenin çok kıymetli bir tarihçisi olan ilber hoca tarafından bu şekilde yorumlanması oldukça hoşuma gitti.

    bu arada adamlar birbirini övüyor burada ben seviniyorum. bana ne oluyosa^:swh^
  6. çok iyi bir yazar olmasının yanında dikkatimi çeken şey gerçek bir bilge olduğu. şeylerin hakikatine vakıf olduğunu düşünüyorum. kendisiyle tanışmak en büyük arzum. ölmeden bir bilgenin kapısına varmak, bir büyük yazara şahit olmak büyük şeref olurdu.
  7. bazı insanlar öyle güzel şeyler yapar ki bakarsın seversin hayran olursun zevk duyarsın. ama bazı insanlar öyle muhteşem şeyler yapar ki kıskanırsın, neden ben yapamıyorum diyebilirsin.

    benim içinde ihsan oktay anar böyle bi noktada zevkle okuduktan sonra tuhaf bi kıskançlık kaplıyor içimi hayranlıkla beraber. nasıl yazabilir bunları nasıl düşünüp kurgulayabilir diyorum. herkeslere şiddetle tavsiye etmek gereken önemli bir değerimizdir.

    abi
  8. kendi ifadesiyle, "hakikatin örfi, rejimin despot olduğu, siyaset tüccarlarının ise asla batmadığı memleketin"(galîz kahraman, ss: 132-133) altın çocuğudur kendisi.
    keşke diyorum, çevirisi imkânsız sanat eserleri yerine daha mı yalın yazsa idi? belki dünya edebiyatında hak ettiği yere daha kolay ulaşırdı.
    neyse, haddimi bilerek 'birin bin olsun, kalemin aşınmaz, mürekkebin deryalar olsun üstad' diyorum kendilerine...
    pirus
  9. çağımızın en nadide yazarlarından. okudukça insanın içinde bambaşka duygular oluşuveriyor. üstelik dilin en güzel yanlarını keşfetmenin hazzına varıyor insan. bilge bir adam.
  10. kitaplarını okurken hem felsefeden vurduğu deme, hem dili kullanmadaki becerisine, hem esprili anlatımına, hem de hikaye içindeki hikaye örgüsüne hayran kaldığım yazardır. yayımlanan tüm kitaplarını okudum, etrafımdaki birkaç arkadaşıma da okumaları için hediye ettim. bu başlık altındaki bir yorumda roman yazmayı bıraktığını okuduğumda da, doğru olması ihtimalinde beni üzmüş olan yazar.
    yapma uzun ihsan efendi, reva görme bize sensizliği...