okuduğum ilk buket uzuner kitabı. sanırım bu işi yapmak için epey geç kalmışım. ortaokul, lise çağlarında okusaydım epey etkileyici olabilecekken, bugün okuduğumda kitabı ancak vasat -hatta vasatında bir tık altında- olarak tanımlayabiliyorum.

aile ve aşk ilişkileri ile yaşam öyküleri ele alınmış. ortada nilsu karakteri duruyor olsa da kitapta farklı zamanlardan gelen birden fazla yaşam öyküsü anlatılmakta.

birçok yazar ve şairden alıntılar yapılmış, ünlü yazar ve şairlerin hayatlarından da ayrıntılar paylaşılmış. kitap akıcı fakat yavan.

yaratılan karakterler, özellikle kadın karakterler, yazarın kafasındaki ideal insan tasvirleri gibi. örneğin çok başarılı, çok okuyan, babasına aşık, çatı katında yaşayan, kendinden yaşça epey büyük erkeklerle olmayı tercih eden, terk edilme korkusu yaşayan nilsu karakteri. fazlasıyla "yaratılmış", gerçek dışı bu karakteri yazar alttan alta o kadar övgüsel bir dille anlatıyor ki sanki bu karakter üzerine kendimizin düşünüp karar vermemizi istemiyor gibi. alın size ideal kadın diyor geçiyor. karakterin iyi mi kötü mü,ideal mi, tamamen yanlış mı olduğu konusunda dikte eder hal genele de yayılmış durumda.

kitabın sonuna değinmek bile istemiyorum. "hadi bir çılgınlık, farklılık yapalım da okuyucu şaşırsın." denilmiş sanki. gerçekten korkunç bir final.

kitabı beğenmedim. özellikle yetişkin bireylere hiç tavsiye etmiyorum.