1. herkesin içtiği su diye çok eski bir çin masalı vardır. hani günlerce yağmur yağar kesilmez. yağmur suları her yeri doldurur. ama yağmur sularından içenler de delirmektedir ve delirdiklerinin de farkında olmamaktadırlar.
    yağmur sularından içmeyen çok az insan saraya sığınır. dışardaki deliler saraydakilerle deli diye alay ederler.
    sonunda bir bilge der ki bu kadar delinin içinde akıllı olmaya gerek yok; hadi biz de içelim onların içtiği sudan
    işte bu hikayedeki saraya sığınan zavallılar kitap okuyanlardır. ve okudukları şeyler yüzünden insanları delirten düzenin farkındadırlar . etrafta ne olup bittiğinin farkındadırlar. mutlu olacak sebeplerin azlığının farkındadırlar. bunu anlatacak derdi paylaşacak insan yokluğunun farkındadırlar. kitapların kendilerini nasıl yalnızlaştırdığının farkındadırlar. ve dış dünyada sürüp giden cümbüşün içinde yer alamayışlarının nedeninin kitaplar olduğunun farkındadırlar.
    kitaplar size kimsenin bahşedemeyeceği şeyler sunarken sizi korkunç bir yalnızlığa sürükler
    saraydaki yalnızlar da bir gün kitaplardan vazgeçip dışardakilerin içine karışır mı onu bilmem ama; insanlar herkesle anlaşmanın yolunun okumamaktan geçtiğini keşfettikleri için okumazlar. bunu bilirler, içten içe hissederler.
    ve yalnızlığı değil; kalabalıkların cümbüşünü seçerler....
    .
  2. korkudan.

    bilgi edinmenin, bunu müteakip huzursuz olmanın binbir yolu var. fakat bilgiyi edinebileceğin senin benim gibi yanılgıları, endişeleri olan başka insanların aksine, bir kitabın "felsefe yapma"vari bir tavırla dikkatini dağıtamaz, "aman ali rıza bey ağzımızın tadı kaçmasın" gibi bir edayla oyalayamazsın. bilginin sahibi yazar, iletisini çoktan ortaya koymuş, insiyatifi kitabı aracılığıyla tamamiyle sana bırakmıştır. iletişimi tamamlamak, başlatılan bu işi bitirmek artık senin elindedir. kendini bildi bileli mesuliyet almaktan, dahil olmaktan, aktif olmaktan çekindirilen, bağlanmaktan korkutulan, sığlaştırılan insanlardan sen ile benim bu denli güçlü bir ilişkinin parçası olmak istemememizin sebebi olsa olsa bize öğretilen bu korku olsa gerek.
  3. "+boş zamanlarında ne yapmayı seversin?
    -kitap okurum, müzik dinlerim."
    neden boş zamanlarımızda kitap okuruz? okumak boş bir iş midir?
    ben duygularımı kitaplarda buluyorum. kitap okudukça genişliyor sanki içim. herkesten farklıyım diyorum, kendimi keşfediyorum karış karış. tanıdık topraklarda geziyormuşum hissine kapılıyorum. okumayan insan,bu yüzden duygularından kaçan insandır benim gözümde. ya da duygularının farkında olmayan insandır. kolaycıdır, düşünmek istemez. ya sıkıcıdır kitap ya da onun vakti yoktur. fakat boş zamanlarında hep kitap okur o.

    okumayan anlayamaz diyeceğim şimdi, klişe olacak. ama okumayan anlayamaz arkadaş. kitaplar nankördür, küsüverirler sana. bir süre okumazsan o kitabın kapağı açılmaz bir daha. okudukça okumak istersin. ben şimdi "ben kitaptan sıkılıyorum yea filmciyim ben" diyen birine, hoşuna giden bir cümlenin altını çizerkenki hazzı nasıl tarif edeyim? ayraç bulamadığımda kitabım kıvrılmasın diye sayfa numarasını ezberleyip kapağı kapattığımı nasıl anlatayım?
  4. kitap okumak bir kültür uzantısı, biraz da alışkanlıktır.ailede kitap okuyan bir ebevyn yoksa, görsel uzantılar ve hazır yazıların olduğu günümüz dünyasında kitap okumak tembel okuma bünyesine zor gelebilir. her şeye gündelik anlamlar yükleme alışkanlığı hayatı da yüzeysel yaşamaya yönlendirir insanı. kitap okumak derinlemesine yaşamanın zihinsel bölümünü oluşturur.
  5. neden okunur okunmaz bilemem ama başlıktaki yorumların bir kısmı baya abartılı olmuş. kitap okumaktan kastınız ejderha toynağı, büyücünün başı, aşkın binbir tonu, bella ile edvırdın yiyişmesi ise, bunlar yerine evrim ağacına ya da benzeri sitelere girip 3-4 makale okuyan adam en azından nitelikli, işe yarar bir bilgi öğrenmiş olur. youtube üzerinde bilimle, tarihle ilgili yayın yapan tonla kanal var. bunları takip eden, düzenli izleyen biri de en az kağıt üzerinde okuyan kadar yetkin olabilir bir konu hakkında. düzgün bilgiye ulaşmanın oldukça kolay ve çeşitli yolları olduğu bu çağda, kağıt üzerinde okumuyor diye bir kesimi dışlamak, cahil ilan etmek mantıksız bana göre. eleştirilmesi gereken genel olarak herhangi bir şeyi merak etmeyen, okumayan(kitap veya internet üzerindeki bir materyal), bilgiye ve öğrenmeye ilgi duymayan insanlar olmalı.
  6. günde 10-12 saat çalışan, kıt kanaat ay sonunu getirmeye çalışan, boş vakitlerinde kafadan hesap yapa yapa matematiği ilerletmiş bir insan (bu ülkenin 3/4'ü belki de) kusura bakmayın kitap okuyamaz. bir kere kitap okumak tv izlemeye benzemez, okursun düşünürsün, yorumlarsın... bunun için de yukarıdaki durumun olmaması gerekmektedir. felsefe neden ve nasıl antik yunanda başlar mesela günümüz felsefecilerinin hemfikir olduğu nokta kısaca: kafa rahat...
    421
  7. aynılıktan kurtulmaya korktukları ve yeni tatlara kapalı oldukları için.
  8. üşenirler abi
  9. kitap okumayan insanları tamamen suçlayamıyorum bu konuda. bu durumun öğretmenlerden veya aileden kaynaklandığını düşünüyorum. çocuklarına bilgi edinmenin, okumanın önemini öğretemiyorlar.
  10. kitap dünyasını çok satanlar listesinden ibaret sanıyor olabilirler.