1. ceyhun yılmaz'ın radyo programından önce söylenen bir söz vardı: "insansız radyo olur mu? radyosuz insan olur mu? olmaz olur mu? olur ama olmaz olsun!"

    gerçek hayatta yel değirmenleriyle savaşabilir misin? insana deli derler. tehlikeli bir balinanın ardından canın pahasına dev dalgalarla boğuşabilir misin? cesaret ister. ıssız bir adada cuma'nın gelmesini bekleyebilir misin? ne gezer?

    bir kitabın kapağını açtığın zaman kimselere duyurmadan sessiz sedasız süzülür gidersin istediğin her neyse, neresiyse.

    diyorum ki kitap okumayan insan olur mu? olur ama olmaz olsun!
  2. h- öne çıkabilmek için. kitap okuyan insan, bir adım önde olan insandır. kelimeleri daha iyi kullanabildiği için daha iyi ve hızlı düşünür ayrıca bunları daha net aktarır. bilgisiyle konudan konuya atlayabilir, bir konu hakkında konuşulurken bir şairin sözleriyle konuya damga vurabilir. ayrıca insanlar arasında da kendini gösterir. herkeste olmaz bu. ben de okuyor olmama rağmen bunları yapamıyorum. ancak kitap okumadan bunları yapan birine hiç denk gelmedim. verimli ve seviyeli okumak gerek.
  3. "kitapların uyuşturucudan aşağı kalır yanı yok" ^:kafka^
  4. okumak insana yazarın gözünde bakma fırsatı verir. en amatör yazarın bile gözünden bakmak hayata, sadece kendi gözünden bakmaktan iyidir, yeğdir. herkes etrafındakileri tanır onlar ile paylaşım içerisine girer ama ancak okuduğumuz kadar tanımadığımız insanların hayatına dokunabilir onların perspektifinden bakabiliriz. bu yönüyle de biraz iyi niyet içeren kişi için egoizminden kurtulma fırsatı sunar insana.
    erdo
  5. zamanın behrinden gelen beyanın muhteşemliğine gelin...
    dinleyiniz efendim:

    "anadolu'nun ücra kasabalarindan birinde mukim küçük pirus, kahvede babasını beklerken kitap okumaktadır. henüz orta mektep mezunu olan bu vitaminsize, yanına yaklaşan mücessem cehalet, ham softa, kaba yobaz, ahmakul humakadan tahammuk etmiş sarhoş bir ahmak olan bir dayı şöyle buyurur:
    "neden kitap okuyorsun ki? cahil adam kitap okur oğlum!!!"
    pirus
  6. insanlar neden kitap okur sorusunu tarihsel olarak mı ele almalıyız yoksa günümüz insanı neden okur sorusunu mu sormalıyız?

    insanlar kitap okur çünkü insan, toplumsaldır, toplumsal, iletişimle inşa edilir, iletişimi sağlamanın sağlam yollarından biri yazıdır. kitap ise anlatacak bir şeyi olan yazı bütünüdür. burada bir başka soru ile daha karşılaşırız. eğer yazı bir iletişim aracı ise her yazının anlatacak bir şeyi yok mudur zaten? mesela bir market fişini kitaptan ayıran şey nedir? tarihimiz ve toplum yapılarımız hakkında hiç bir fikri olmayan bir varlığa ( bir uzaylı olsun mesela) bir market fişi, toplumumuzu, onlarca sosyoloji kitabından daha iyi anlatamaz mı? bu dış varlığa, temel şeylerin bile alım satımının yapıldığını gösterir market fişi. ancak tahmin edebilirim elbette ama bu örnek, dış varlığa mesela marx'ın kapital'inden çok daha çekici gelecektir.
    demek ki neden kitap okuduğumuz sorusu aslında neden iletişime bu kadar aç olduğumuz sorusuyla alakalı. çünkü salt kitaptan ziyade iletişime muhtacız. anlatacaklarımız asla söz ile hatırlanamayacağı için de yazıya muhtacız. haliyle anlatacak çok şeyi olanlar kitap ile ihtiyaçlarını giderecektir en nihayetinde.
    peki günümüz insanı neden okur? artık sözün rahatça kaydedileceği bir dönemdeyiz. yani sözün uçtuğu dönemler çoktan bitti ( olsa olsa artık sözün "uçurduğu" dönemlerde yaşadığımızı söyleyebiliriz ). neden hala kitap ile bu kadar zaman kaybediyoruz? binlerce sayfalık kitapların sesle kaydedildiği takdirde sadece saatler süreceği bir teknoloji bu. elbette sesli kitaplarımız var. ancak bunu genele yaymak yerine görme engellilere yönelik bir şey gibi düşünüyoruz. halbuki basılı kitabın ortaya çıkması bir teknolojik devrimdi, biz ise teknolojik devrimleri kitaba uygulamıyoruz bile.
    sesli kitap belirttiğim gibi ağırlıklı olarak "farklılaştırdığımız" insanlara özgü. burada asıl büyük tartışma ise e-kitap çevresinde ortaya çıkıyor. eminim bu yazıyı okuyan bazıları için e-kitap büyük bir yenilikken çoğu kişi kitabın bu şekilde elektronik olmasını " aman ben kitabın kokusunu seviyorum" diye eleştirecektir.
    matbaa ilk ortaya çıktığı zaman sadece incil basılacaktı. şimdiye kadar manastırlarda el yazısı şeklinde kopyalanan inciller artık teknolojik olarak basılacaktır. o dönemde birileri çıkıp demiş midir acaba " aman ben incilin elle yazılmışını seviyorum. kopyalayan keşişin parmaklarını hissetmek istiyorum" diye ?
    ne gariptir ki konu kitap olduğunda biraz muhafazakar refleksler gösteriliyor. bir e-kitap okuyucuya ortalama atılacak kitap sayısı 2 binken, bunun "havasını" atamıyoruz. halbuki bir kişinin eğer 2 bin kitaplık kütüphanesi olsaydı eminim bunu bir çok yerde övünerek söyleyebilirdi. elbette eksikleri var bu yeni teknolojinin. örneğin henüz her kitabı bu şekilde bulamıyoruz. ancak önümüzdeki 10 yıl içinde eminim bu mümkün olacak. yine de aradığımız bir çok "ünlü" eseri bulabiliriz bu şekilde.
    google gelecekteki bir tarihe kadar ( yanılmıyorsam 2019 ) insanlık tarihinde bilinen tüm yazılı eserleri dijital ortama geçirmeyi planlıyor. özel girişimin yarattığı bu nahoş dünyada elbette yazıya geçirilmiş eserlerin "parasız" şekilde okuyucuya ulaştırılacağını beklemek yanlış olur. tahminim şu ki, dijital ortamda paralı bir şekilde böylesine yoğun bir çalışma olursa ve bunun reklamı yeterince iyi yapılırsa kindle'nda 2000 "paralı" kitabın havasını atacak bir çok kişiyi göreceğimize şüphem yok.
    elbette bir çok varsayım, bir çok önyargı içeren bu yazının, yazılma amacından oldukça uzaklaşmış bulunuyorum. neden kitap okuyoruz? okuyoruz çünkü iletişime muhtacız. önceki entrylerden haddim olmayarak bir örnek alıyorum " varoş bir mahallede yaşayan insanın oradaki diyaloglardan kaçması için ...". ne gariptir kitap okuyarak kaçtığı mahallelerin konu olduğu kitaplara veriyoruz tüm ödülleri. varoş bir mahallenin varoş insanlarını anlatan kitaplar "halkçı" ödüllerle donatılıyor.
    buradan bir başka yere daha geçiyoruz maalesef. yoksa kitaplarımız bize bir sanallık mı yaratıyor? hiç kuşkusuz. o halde daha yoğun bir şekilde sanallık yaşayacağımız durumlar yerine ( televizyon, bilgisayar oyunları, çeşitli uygulamalar) neden kitabın sanallığına yöneliyoruz? herhalde o kitabın sanallığında bir parça bile olsa bizim de katkımız olduğu içindir.
    bu satırların yazarının tüm o teknolojik imkanlarına rağmen ne kadar iletişime aç olduğunun göstergesidir belki böylesine uzun bir yazı. işte belki de tam bu yüzden kitaplara ihtiyacımız vardır. varolabilmek için.
  7. fazla kasmaya gerek yok. zevklidir o yüzden.
  8. farklı dünyalara yelken açmak için.
  9. "kitap okumak aklı kibarlaştırır." (bkz: cemil meriç)
  10. başka başka hayatlar yaşamak için.
    rihan