1. tek başına bir cevabı olduğunu düşünmüyorum açıkçası. bulunduğunuz ruh halinden tutun da yaşam şekliniz ve hatta beklentilerinizin bile bu olayda başı çekmesi mümkün. belki de kendinizi aşırı kaptırdığınız içindir ya da kendinizi karşınızdaki yerine koymuşsunuzdur.

    pek çokları saflık-salaklık dese de buna "iyi niyeti" barındıran bir durum söz konusu ortada. safi duygular pek çok zaman. ne kadar zeki olduğunuzun ya da ne kadar irdeleyen biri olduğunuzun da bazı anlarda önemi yoktur zira siz; mutlaka kırmızı başlıklı kız olmuşsunuzdur, kötü kurtun tuzağına düşen.

    farkındalığınızı da ancak, yediğiniz kazıkları bir köşeye yığarak arttırabilmenize olanak sağlıyor bu hayat.

    bir de şuradan bakalım.
  2. herkesin herşeyi tecrübe etme şansı olmadığından kaynaklı olduğunu düşünüyorum.

    ilgili makale güzel konulara değinmiş zaten muz olayından dolayı.

    bugün bir hastaneye gittiğinizde içeriğinde nelerden oluştuğunu bilmediğimiz ilaçları doktorların tavsiyeleri üzerine alıyoruz iyileşmemiz için.(basit bir örnek vermek açısından söyledim)

    genel olarak insanlar birşeylere inanmak istiyor ama iyi ama kötü, konunun uzmanlarından duyduklarını uyguluyorlar çoğu zaman sorgulamadan, dolayısıyla insanları bilmedikleri/tecrübe etmedikleri her türlü konuda kolaycana kandırabilirsiniz.
  3. insanları kandırmak, yüzeysel olarak ifade edecek olursam (derine inemem, o kapasite yok) insanların duymak / inanmak istediklerini söylemektir. insanların duymak istediklerini söylemek ise işin ehline boyama kitabında renklerin adı yazılmış yerleri o renge boyamak gibidir.
    üzerinde "sarı" yazan yeri sarıya boyamak ne kadar zor olabilir ki?
  4. yaşanmışlıklarda kötülükle,kandırılmakla pek bir şey tecrübe etmemiş olmak yani bazı şeyleri yaşamamış,insanların ne hale gelebileceğini,neler yapabileceklerini birinci elden tatmamış olmak bunun en önemli sebeplerinden bence.
    tabi biraz da olsa iyi niyetli biri olmak kandırılmak için geniş bir altyapı oluşmasına sebebiyet veriyor.