1. ilkel bir dünyanın, kovanını korumak isteyen işçi arı misali davranan insanlarının ideolojilerinden biri.

    hiçbir şeye çözüm olmadığı halde, sırf insanlar çözüm getirecek fikirleri benimseyebilecek kadar gelişmiş canlılar olamadıkları için (hatta ütopya sözcüğü gerçekleştirilmek istenen değil gerçekleşmeyecek bir fikri ifade ediyor hep) ortaya çıkan pratiklerden biri.

    "he canım senin ırkın en üstünü olmalı, he sen en iyisisin ama bir şekilde diğerleri bunu reddediyor" (en iyisiysen nasıl reddetmelerine izin veriyorsun)

    zırvadır.

    bunu türk ırkçıları için söylemiyorum sadece. bütün ırkçılıklar anlamsız. mesela "halkların kardeşliği" deyip ikiyüzlüce ırkçılık edenler var. mesela avrupa kendine medeni diyor ama ırkçı.

    neden? çünkü toplumlar "kendinden güçlüye ezilmeden zayıftan yararlanmaya çalışan" sefillerle dolu (midesi olanlar için) tiksinç bir yapıdır ve insan birey olarak uzun süre yaşamaya elverişli olmadığı - belli bir sosyal kabiliyete de sahip olduğu için kurulmuştur/kurulabilmiştir. iki kişiyi bir araya getirdiğin an ikisi de diğerinin üstündeki ikna yeteneğinden memnun kalır, etkisi hoşuna gider.

    insanın kendisi de çelişkilerle doludur zaten. bir yandan bunlardan tiksinip diğer yandan toplumda kalacak kadar acizdir. zaten bu yüzden ırkçılık hala varolabilmiştir, saçmalığı kanıtlansa bile duygusal olarak kabullenilebilirdir.
  2. ırkçı, insanların derilerinin rengi ve fiziki şekillerine göre birbirleri arasında üstünlük olduğunu temel alan, güya "ırkçılık" felsefesini savunanlara verilen isimdir.

    ırkçı insanların savunduğu bu doktrin ise ırkçılıktır.

    ırkçılık, insanlar arasında doğal seleksiyon sonucu oluşan çeşitlilikte kendi topluluğunun diğer topluluklardan daha üstün olduğunu ve diğer insanları yönetmeye hakkı olduğunu düşünülen bozuk bir felsefi akım / doktrindir.

    ırkçılar ve ırkçılık, evrendeki en gereksiz canlılara örnek verilebilir.

    insan ırkı tektir ve hiç bir insan bir diğerinden üstün olamaz, insanlar arasında ki üstünlük sadece bilimle, fenle, haysiyet ve şerefle ölçülebilir.

    bütün toplumlarda çok iyi insanlar çıkabileceği gibi, çok kötü insanlarda çıkabilir.bu durumu insanın ataları ile açıklamak kelimenin tam anlamı ile cahilliktir.

    etnik gruplar üzerinden prim yapmaya çalışmak, belli bir zümreye ait olduğunu söyleyerek diğer insanlardan alacağı/hakkı olduğunu iddaa etmek insanlık tarihinin en onursuz en şerefsiz söylemidir.

    türk, kürt, çerkez, abaza, çinli, koreli nerede doğmuş olursa olsun, annesi babası kim olursa olsun sadece bir insan olarak etiketlenebilir.

    lütfen çevrenizdeki ırkçı söylemlere değer vermeyin, içinde "kürt" "türk" "çerkez" gibi belli bir topluluğu işaret eden hiç bir metni değerlendirmeyin. ırkçılığın hiç bir bilimsel geçerliliği olmadığı gibi aşağılık kompleksine sahip insanların, topluluklarından çıkan iyi insanların yaptıklarını kendilerine mal ederek kendi başarısız hayatlarını soyları ile kapatmaya çalışan yetersiz insanlar olduğu unutulmamalıdır.

    insanlık tarihinin gelişimi bize gösteriyor ki, eğitim ve bilgi arttıkça ırkçılık yok olmakta, olması gerektiği gibi sadece "insan" kavramı benimsenmektedir.

    tüm insanların ortak ırkını öğrenmek için lütfen (bkz: homo sapiens)
  3. insanların övünmek adına hiçbir meziyetlerinin olmaması sonucu, övünülebilecek son özelliklerini kullanarak tatmin olma şekilleri. klasik milliyetçilik ile, özellikle de atatürk milliyetçiliği ile karıştırılmaması gerekendir.

    toplumların, yaptıkları faaliyetlerle övünmeleri doğaldır. ben şahsen, kendimi ne milliyetçi ne de ırkçı olarak tanımlamıyorum. ancak bu benim aziz sancar gibi birinin, bizim topraklarımızda yaşamış, bizim dilimizi bilen, ve bir şeyleri başarmış bir insanın, bizim içimizden çıkması ile gurur duymayacağım anlamına gelmiyor. benim ülkeme yapılmış bir saldırıya üzülmeyeceğim anlamına hiç gelmiyor. aynısı fransa'da da, amerika'da da oluyor. onlara da üzülüyorum. yeri geliyor, bir insan olarak fransız ihtilali ile bile gurur duyabiliyorum ben mesela. yeri geliyor atatürk ile de gurur duyuyorum. osmanlı padişahları ile de. işi sidik yarışına vurmak ise saçmalık kısmının başladığı yer. çizgiyi iyi çekmek lazım. fransa'da patlayan bombaya üzülmenin vatana ihanet (?) sayılmasına da anlam veremiyorum açıkçası.

    burada en yanlış anlaşılan nokta şu: "bakın, benim tarihim çok süper, o zaman ben de süperim. benim doğuştan gelen türk kimliğim sizden üstün olmamı sağlıyor" düşüncesi. öyle bir şey yok. maalesef. 500 yıl önce süper olman, bugün de süper olduğun anlamına gelmiyor.

    en basit düşünme şekli ile dünyada x adet millet var diyelim. bu x adet milletin en azından %10'luk kısmı ırkçı. hepsi de kendinin en süper ırk olduğunu iddia ediyor. hepsine de sorsanız haklı sebepleri var. insanları x adet millete bölmüşüz, hepsi de iyi kötü bir şeyler başarmış. bununla övünmeleri doğal ama 500 yıl önce istanbul'u fethettik diye bugün övünmek akıl karı bir olay mıdır? önemli olan bugün ne yaptığınız. adam yılda 1 milyon patent aldık diyor. sadece ibm'in senede aldığı patent sayısı, türkiye ile denk. ben bunları söyleyince tepki görüyorum ama çok ilginç. vatanımı sevmiyormuşum. arabada mehter marşı açıp gezmek, patent almaktan daha büyük milliyetçilik ve topluma daha büyük katkılar sağlıyor anlaşılan.

    adama diyorlar ki "avrupa kişisel temizlik konusunda böyle böyleymiş, bak kirliliğe bağlı hastalıklar şu oranda düşmüş". o da cevap olarak diyor ki "bizim ecdadımız daha temizdi şöyleydi böyleydi. onlar hep bizden öğrendiler". kardeşim iyi de 400 yıl önce senin ecdadın hamamda yıkanıyordu diye, sen temiz mi oluyorsun? ne güzel işte adamlar bir şeyler öğrenmiş, ileriye taşımış. sen ise tam tersi biçimde öğrendiğini de unutmuşsun. sen de suyunu, gıdanı, havanı bugün temiz tut, sen de gururlan. böyle de boş bir muhabbet yaşamamıştım uzun zamandır.

    (bkz: kocaeli) (bkz: dilovası raporu) (bkz: onur hamzaoğlu) . ben kendi ağzından dinledim. açın bakın adam neler söylemiş (internetten aratıp bakabilirsiniz dilovası raporuna.). sonra da açın bakın neler yapmışlar adama.

    "ben başta ülkemi, toplulumu sonra da insanlığı ileri taşımak istiyorum. bunun için de çalışıyorum."

    ile

    "ben başta insanlığı, sonra da kendi ülkemi ve toplumumu ileriye taşımak istiyorum. bunun için de çalışıyorum."

    arasındaki fark normal bir insan ile milliyetçi arasındaki fark ise (ki bu farkın bir önemi yok), bu ikisi ile aşağıdaki cümle arasındaki fark boş kafalı ırkçıların arasındaki farktır:

    "bakın benim ülkemde benden başka bir sürü kişi bunları yapmış (ben yapmadım ama). onların bunları yapması da dolaylı yoldan beni sizden üstün yapıyor."

    hele bir de üstünlüğü osmanlı/sovyet tipi yayılmacı politikalarda aramak gibi bir gaflet var ki evlerden ırak.
  4. lrkçıyım. özellikle, fransızları sevmiyorum. dikmişler koca kuleyi hayvan gibi şi yapıyorlar. türkçe öğrendiklerinde ve avrupa kupasını kazandıklarında belki arkadaş olabiliriz. o zamana kadar yoklar benim için. eminim ki bunun için üzüntüden kahroluyorlardır ama yapacak bir şey yok. kendimi çok önemsiyorum, eminim onlar da beni aynı derecede önemsiyordur ve kendilerini bana sevdirmek için mona lisa tablosunu hediye olarak yollayacaklardır.
  5. milliyetçilik ile beraber dünya üzerindeki hastalıklardan bir tanesi.
    hendi
  6. ben ırkçıyım ve açık açık söylüyorum, yaşasın ırkçılık yaşasın faşizm. ben türk olmayanı, ikinci sınıf insan olanı daima hor görürüm , türk doğmakta bir beceri bir zeka işidir. sen git kürt,alman veya yunan ol sonra ağzından salyalar akarak bana foşik de. eee bunu ırkını ve doğacağın yeri seçerken düşüncektin canmın içi.
  7. çok değil 5 dakika önce başıma gelen hadiseyi aktarayım. malum bayram, son dakikaya bıraktığım için bilet bulmakta baya bir zorluk çektim, en son 3. sınıf bi firmada zorda olsa yer buldum. sonrasında bindiğim otobüsün kaçak olduğunu öğrendim orası apayrı bir mesele. neyse efenim biz yolda tıngır mıngır ilerlerken aradan yaklaşık 5 saat geçti ve mesane de sıkıştırmaya başladı tabi, bir yandanda açlık var bolu ya varsak da rahatlasam diye saniyeleri sayarken bi baktım bolu dinlenme tesislerine gelmişiz. sonra bi baktım kendi ülkemin naçizane askeri tarafından durdurulmuşuz. şoför panik tabi otobüsün izni yok. neyse konuşmalara gelelim
    -asker: abi nereye gidiyorsunuz?
    -panik şoför: adana mersin o civarlar.
    -a: suriyelimi bunlar?
    -p.ş: yok karışık yani
    -a: suriyeli var mı yok mu?
    p.ş: var bikaç kişi
    şanlı asker: bekleme yapma devam et
    evet sevgili kardeşlerim buda bolu dinlenme tesislerine alınmayışımızın naçizane öyküsü. bu insanlar daha kaç saat yol gidecek, açlar mı susuzlar mı, çişleri var mı diye düşünen yok. otobüste suriyeli varsa tesise alınmamak var. kararı size bırakıyorum, bunun zamanında yahudilere yapılan muameleden ne farkı kalıyor? biz nereye doğru gidiyoruz-insanlığımız nerde kaldı? ve şuan benim için en önemli şey mesanem patlamadan tuvalete ulaşabilecek miyim?
    r2-d2
  8. bir hastalıktır, aynı homofobi gibi.
  9. insanın en iğrenç yüzüdür. bakın çirkin bile demiyorum, igrenc diyorum.
  10. sanıldığı gibi öyle derinden derine açıklaması , teorisi olmadığına inandığımdır.örneğin bir komunizmi , feminizmi şehirleşme anlayışını hatta oturup uzun uzun tartşabiliriz ama ırkçılık ne anlaşılabilir ne anlatılabilir olmayan bir virüs gibi anlamadığımız ama minik şeylerle ortaya çıkan bir bayağılık sadece. holocoust u anlamaya çalışırken kötülüğün teorisi olmuyor demekten başka çıkış bulamayan arrendti anmadan geçemiyor insan.