1. bir kelimeden, bir sözden, bir davranış veya olgudan anlaşılan şey, bunların hatırlattığı düşünce veya nesne diyor dil kurumu.

    iş kişi isimlerine gelince konu karmaşıklaşıyor tabii... babam 50 yaşından sonra, birkaç sene önce yani, tutturdu ben köyüme gideceğim diye...hiç gitmemiş doğduğundan beri. neyse, gittiler annemle; bizimkisi itiraf etmese de sanırım sülaledeki amcalarına falan biraz hoş görüneyim diye cumaya gitmiş. bakmış camide hocayla birlikte beş kişiler. hoca tabii mal bulmuş mağribi gibi sarılmış bizimkine dört elle...hoş beş ederken amcasının adını verince hocanın suratı düşmüş, "kahvededir o" demiş sadece. bizimki camiden doğru köy kahvesine. bakmış hakikaten de amcası orada, bizimkinin camiden geldiğini duyunca sağlam bir küfür etmiş, biraz da fırça çekmiş. meğer köycek küsmüşler hocaya, yobaz diye...
    neyse, kahvede otururken gelen geçen tanışmak için masalarına gelmeye başlamış bizimkilerin; babam bir bakmış köyün abartısız yarısının adı ya ali ya hüseyin ya süleyman. kendisinin ve amcasının isimleri de bunlardan biri zaten. dayanamamış sormuş amcaya, "ya amca" demiş "bu ne böyle? köyün yarısı ali, hüseyin, süleyman" amca net, "he" demiş, "zoruna giden ne?"; "yok" demiş babam, "şaşırdım, alevilik falan da yok ama nerden bu ali hüseyin sevdası?" "araya süleyman sokuyoz ya lan" demiş amca, "alevilik yok tamam da bektaşilik var hem bilmiyon mu?" babam şokta, 50 yaşından sonra köklerini öğrenmenin merakıyla, "walla bilmiyordum hiç amca" demiş, "nasıl? anlatsana!" amca yine net: "oğlum evde şarap yapıyoz ya!"
    mesut
  2. vaktiyle türkçe kitaplarında özel isim için şöyle bir tanım yapılırdı; "varlıklara ad olan kelimelere isim denir"
    burada bir hata var gibiydi çünkü aynı kitap "ad ve isim" aynı anlama gelir diyordu. yani "varlıklara isim olan kelimeye isim denir" gibi saçma bir ifade oluyordu.
    bir gün yeni bir türkçe hocası geldi ve öğrenciye sordu " özel isim nedir"
    çocuk gayet kitaptan birebir tanımını yaptı. "varlıklara ad olan kelimelere isim denir"
    hoca şaşırdı ve "nasıl yani salatalık nedir" diye sorsak. "toprakta yetişen yeşil renkte olan hıyar'a salatalık denir" mi diyeceksiniz şeklinde sınıfa inceden bir kalay çekmişti.