1. günümüzde ingilizce ’den sonra büyük bir önem kazanan ispanyolca her geçen gün daha da yayılmaktadır. dünyada ispanyolcayı ana dili olarak konuşan 400 milyon ve toplam olarak bilen 500 milyon insanın olduğu tahmin edilmektedir. işin en önemli kısmı ise ispanyolca’nın 22 ülkede konuşuluyor olmasıdır. aslında bu şartlarda ispanyolca en gelişmiş lisan olmayı hak ediyordu. ama her nedense ingilizce’nin gölgesinde kaldı.

    edindiğimiz bilgelere göre, ispanya’da çok çeşitli diller konuşulmaktadır. bunlar sırasıyla: kastelyano (resmi dil, madrid kökenli), katalanca (barcelona ve katalan bölgesi dili), baskça (fransa sınırındaki bask bölgesinin dili) ve galiçya(portekiz’in kuzeyindeki kelt kökenli insanların kullandığı dil). yani dört tane yani resmi dil olarak kullanılmaktadır. bunun dışında valenciano gibi yerel diller de varlığını sürdürmektedir.

    buradan yola çıktığımızda, artık tek bir dil öğrenmenin kesinlikle yeterli olmadığı sonucuna varabiliriz. çünkü küreselleşme sayesinde ülkeler arasındaki iletişim her geçen gün daha da güçlenmektedir. bunu şu şekilde açıklayabiliriz: “bir dil bir insan”.

    sadece ingilizce bilmek bizi farklı kılmaz. bizler her zaman herkesin daha az tercih ettiği dili öğrenmeliyiz. nasıl ki, pırlanta çok pahalı ve gösterişliyse, ispanyolca öğrenmek de aynı şekildedir.

    her zaman değerli bir taş olan pırlantaya sahip olup, onu korumak gerekir. burada sözünü ettiğimiz değerli taş ispanyolca ile özdeşleştirilmiştir. nadide bir taşa sahip olmak elbette ki kolay değildir ama önemli olan da zoru başarmak değil midir?

    reklamlarda tanıtılan her bir ürünün kendine göre hikâyesi vardır. tıpkı ispanyolca’nın olduğu gibi…

    binlerce insan reklamların ilgi çekmesi adına slogan yaratmaktadır. bizim de sloganımız farklı olmak ve yeni bir bakış açısı geliştirmektir. peki neden? çünkü dil bilmeyen kişi sağır ve dilsizden farksızdır. dil hem ülkeler arasındaki kültür elçisidir hem de insanlarla iletişim kurmamızı sağlar. insanlarla iletişim kurduğumuzda onların kültürlerini anlamış oluruz. bu da bizi farklı bir noktaya taşır.

    kültürel bir bağ kurabilmek için, ortak bir araç olan dili insanlığa hizmet etmek adına kullanabilmemiz bugünün şartlarıyla önem taşımaktadır.



    ispanyolca aslında bir ihtiyaçtır. ispanyolcayı öğrendiğimiz zaman kapalı olan kapılar ardına kadar açılır. tabi işin çok ilginç bir tarafı var. ispanyol kültürü ve türk arasındaki benzerlikler iki ülkeyi birbirine daha çok yaklaştırmaktadır.

    bunun en önemli sebebi resmi dili ispanyolca olan ve ispanyolca konuşulan ülkelerin kendilerine ait yerel lehçelerin ve bazı yeni kullanımların gitgide yaygınlaşmasıdır. bu yaygınlaşma dile zenginlik katmakla beraber gelişimine daha da çok katkı sağlamaktadır. ve hatta ispanyolca öğrenenlere de aynı şekilde katkıda bulunduğunu dile getirmek gerek.

    daha net bir ifadeyle; farklı coğrafyalar arasında ortak kelimelerin, atasözlerinin (‘en meşhur atasözleri: “yarın yapabileceksem bugün çalışmam”), deyimlerin varlığı ya da anlam bakımından birbirleriyle örtüşüyor olmaları insanların bazı konularda aynı karşılıkları veriyor olduklarını doğrular niteliktedir.

    peki, ispanyolca öğrenmek ne gibi faydalar sağlar? eğer kültürler arası bir boyutta yer almak istiyorsanız ispanyolca öğrenmeniz yararlı olacaktır. diğer taraftan, ispanyolcayı küçük yaştan öğrenmeye başlamanız ileride size büyük bir avantaj sağlayacaktır. ne demiş atalarımız “ağaç yaşken eğilir.” ispanyolca öğrenmek demek yalnızca dili tam anlamıyla bilmek demek değildir. çünkü dil öğrenirken kültürü de satın alıyoruz aslında. iki ülke arasında bir geçit olan kültür diller arası geçişi sağlayan bir mekanizmadır. türkiye ve ispanya arasında aynen böyle bir durum söz konusudur.

    gelelim türkiye’deki ispanyolca gereksinimine… gittikçe önem kazanmaya başlayan ispanyolca konusunda yeterli kaynak bulunmadığı için çalışmalar sınırlı kalmaktadır. gazetede çıkan bir habere göre ispanyolca okullarda zorunlu ikinci lisan olarak okutturulacakmış ama hala türkiye’de bir tane bile ispanyol koleji yok. işte bu acı gerçeği baz alırsak, çıkan sonuç ortada. iletişim eksikliğimizin olması bu gibi sorunlara sebebiyet veriyor. ispanyol okulları açılırsa belki bir nebze bu durumun üstesinden gelmiş olacağız. buna üniversiteler de dâhil tabi. ne yazık ki, yeterli bir eğitim yok. her ne kadar bu kısır döngüyü aşmak zor gibi gözükse de birlikten kuvvet doğacağının inancındayım.

    biz toplum olarak, ispanyolca sevenlerden aldığımız sinerjiyi kullanırsak yeni ufuklara yelken açma mutluluğunu yaşıyor olacağız. ve ispanyolca sevenler ile beraber baş koyduğumuz bu yolda yeni fikirleri hep beraber gözden geçireceğiz.