1. hapsetmek, alıkoymak, bir yere yerleşmek, oraya bağlanıp kalmak anlamlarına gelmektedir. akf kökünden türeyen itikâf, bunun yanında kişinin kendisini sıradan davranışlardan uzak tutmasını, fıkıh terimi olarak da ibadet amacıyla ve belirli bir şekilde camide kalmasını ifade eder. itikâfa giren kimseye mu’tekif veya âkif denir.

    vacip, sünnet ve mendup (müstehap) olmak üzere üçe ayrılır.
    vacip olan itikâf: adak olan itikâf vaciptir. bu, en az bir gün olur ve oruçla geçirilir.
    sünnet olan itikâf: ramazan'ın son on gününde itikâfa girmek sünnettir.
    müstehab (mendub) olan itikâf: bunun belirli bir vakti yoktur. hatta mescide giren kimse çıkıncaya kadar itikâfa niyet ederse orada kaldığı sürece itikâfta sayılır. bu itikâfda oruç şart değildir.

    kadınlar, erkeklerden farklı olarak camide itikâf yapamazlar. evdeyse mescid olarak kullandıkları bir oda varsa, o odada itikâfa girebilirler. itikâfa giren kişinin oruçlu olması şarttır. sadece şâfiî mezhebinde oruçlu olma şartı yoktur. diğer üç mezhepte oruçlu olmak gereklidir.

    itikâfa giren kimsenin gücü yettiği kadar namaz kılması, kur’an okuması, istiğfar etmesi, dua ve niyazda bulunması, kelime-i tevhid ve tekbir getirmesi, allah’ın varlığı, birliği, kudreti hakkında düşünceye dalması, gereksiz şeyler konuşmaması, başta hz. peygamber’in hayatına dair kitaplar olmak üzere dini-ilmi eserler okuyarak vaktini değerlendirmesi makbuldür.
    kaynak:itikaf.org

    modern insanın bütün sıfatlarından arınıp yalnızca “kul” sıfatıyla hayatına bir es vermesi durumudur bir anlamda.