-
- okudum
- okuyorum
- okumak istiyorum
-
youreads puanı (9.00)

kitaplarımı okumadığımı hep söylüyorum. itirafçıların itirafları'nı da hiç okumamıştım. yeniden yazım için ve yer yer okumak zorunda kaldım. çok duygulandım.
iki dileğim var: birisii tüm okuyucularımı ilgilendiriyor. boş zamanlarında fatih ökütülmüş'ü oynamalarını istiyorum. erdal eren'i canlandırmalarını istiyorum. nevin berktaş'ı oynamalarını istiyorum. şevki akşit'i canlandırmalarını istiyorum. reşat fuat baraner'i oynamalarını istiyorum. ne büyük dirençli insanlar bunlar; gıpta ediyorum. bunları oynamalarını istiyorum. bunlardan direnç alıp, kendilerine ve başkalarına direnç geçirmelerini istiyorum.
yurt dışındaki okuyucularımdan istiyorum: bu çalışmanın bu bölümlerini bildiklerini dillere çevirsinler. dünyanın diğer lisanları da bunlardan direnç alsınlar ve büyüsünler. bunları istiyorum.
-
kitaba modern fizik anlatarak başlayan yalçın küçük türkiye'nin itirafçılık tarihini okurunun önüne koyuyor. itirafçı, kimliğini ve yüzünü değiştirip, hapis cezası en aza indirilen yahut salıverilen; bütün bunlara karşın arkadaşlarını satan kişidir. itirafçı, yüksek hızda çözünmedir. itirafçı, kişiliğini kusar ve eski kimliğine, arkadaşlarına düşman kesilir. yalçın küçük, nâzım hikmet'in itirafçı için yazdığı şu şiirini eklemiştir:
bu adam
sattı arkadaşını;
sattı altın bir tepside arkadaşının
kanlı, kesik başını...
bu adamın ayaklarında dolaşıyor
korku,
gölgesi gibi..
karanlık bir su gibi yaşıyor
bu adam.
güneş batınca her akşam,
kaldırımlarda karısının donunu sürüyerek,
parmaklarının ucuna basıp yürüyerek
size doğru yaklaşan odur.
siz tanıyın onu
kalbinin boynunda sallanarak seslenen
mel'un çıngırağından,
ve bilin ki onun
döküyor parça parça cüzzam illeti
ruhunun
etini...
bu adam bugün açtır.
açtır ama,
kaybetti bu adamda
kudretli ve büyük açlık bile kudsiyetini...
a dostlar, bu adam
güneş batınca bir akşam
sattı arkadaşını;
sattı altın bir tepside arkadaşının
kanlı, kesik başını... -
itirafçılığın anatomisini çıkaran bir kitap. kitaba başlarken küçük’ün örnek olaylar üzerinden anlatması gözümü korkutmuştu. 51 tevkifatı hakkında komik derecede az bilgim vardı ve yapacağı herhangi bir çözümleme havada kalacak gibi geliyordu. ama okumaya başlayınca tarih kitabı gibi değil, formüle ettiği şeyin gücünü artırmak için örnek olaylar yazdığını fark ettim. elbette tek tek olaylar da önemli, onlar da öğreniliyor.
itirafçılığı yapanı buna zorlayan koşullarla anlatıyor. itirafçılığa zorlamanın insan haklarına uymadığını da anlatıyor. zorlamalar olmadan çözülenlere ise korkak ve sığ demiş. itirafçının buna başladığında doyamaması, acaba söylemediğim kaldı mı diye kendini yemesi örneklerin tutanaklarıyla güçlü bir şekilde anlatılmış.
“itirafçıların hepsi böyledir; eksik kalmasın istiyorlar ve eksik bırakacakları bir noktayı düşünmek uykularını kaçırıyor. koğuşta uyuyamıyor. idamla yargılanan uyuyor; itirafçı uyuyamıyor.”