• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.42)
ivan ilyiç'in ölümü - lev nikolayeviç tolstoy
tolstoy, ivan ilyiç'in ölümü'nde amansız bir hastalığın kıskacındaki bir yargıcın ölüme doğru yavaş yavaş giderken kendisiyle, toplumla ve kurulu düzenle hesaplaşmasını anlatır. tolstoy'un olgunluk eserlerinden olan bu roman, küçük cüssesine rağmen edebiyat uzmanları tarafından bir başyapıt olarak görülmüştür. bunun birkaç sebebi var: birincisi, 19 yüz yılın sonlarında rusya'da henüz palazlanmaya başlayan ve aristokrasiye özenen yozlaşmış orta sınıfın durumunu tüm çıplaklığı ile ortaya koymuş olmasıdır. ikincisi, bu eser, ölüm ve yaşam arasındaki trajik karşıtlığı ve birliği hikâye eden erken romanlardan biridir. ve üçüncüsü de freud'dan önce sıkı bir ruh çözümlemesine girişmesidir. bu yüzden psiko-anlatının da en önemli örneklerinden biri sayılır. ağırlıklı olarak monologlar ve iç diyaloglarla geçen roman, üslup ve kurgu açısından tolstoy'un diğer eserlerinden farklılaşır. bu kez, hep yaptığı gibi tarihi bir izleğin peşinden gitmez, bu romanda daha çok tarihe not düşme derdindedir. ivan ilyiç'in ölümü, başta ölüm ve yaşam olmak üzere pek çok şeye bakış açımızı değiştirmeye muktedir önemli bir başyapıttır. (tanıtım bülteninden) (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)


  1. insanın ölümü aklına daha sık düşürmesi gerektiğini hatırlatan kitap, her ölümde ben ölmedim sonuçta hayat devam ediyor düşüncesini ne kadar bencilce olduğunu hatırlatıyor.ölümün gerçek yüzüyle karşılaşıp ne kadar beklenmedik zamanda yakalanabileceğinin göstergesidir.
  2. hayatın bir dağa tırmanma mücadelesi olduğunu düşünürken, ölüm gerçekliği ile karşılaşınca, aslında hayatın bir dağdan aşağıya sürüklenme olduğunu fark eden bir burjuva karakterin, ölümün felç edici etkisi altında tüm benliğini ve varoluşunu sorgulamasını anlatan kitap.

    bu kitabı en iyi kafka'nın bu küçük anlatısı anlatır herhalde;
    " "öff" dedi fare. dünya da günden güne daralıyor. ilkin bir genişti ki, korktum, koştum ileri, uzakta sağlı sollu duvarları görür görmez dünyalar benim oldu. ama bu uzun duvarlar da öyle çabuk birbirlerine doğru ilerliyorlar ki, en son odadayım işte; orada, köşede de kapan duruyor, gitgide kısılacağım kapana. kedi: "sen de öyleyse yönünü değiştir." dedi ve kedi fareyi yedi."