• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (9.00)
jagten - thomas vinterberg
başrolünde mads mikkelsen'in yer aldığı, thomas vinterberg tarafından yönetilen 2012 yapımı dram filmidir. mads mikkelsen filmdeki rolüyle cannes'da en iyi erkek oyuncu ödülü'nü kazanmıştır. ayrıca film yabancı dilde en iyi film akademi ödülü'ne aday gösterilmiştir.

film küçük bir danimarka kasabasında geçmektedir. lucas çocuklarla çok iyi anlaşan, ana sınıfında çocuklarla beraber çalışan bir adamdır. çalıştığı ana sınıfındaki küçük bir kızın ana sınıfı müdürüyle lucas tarafından istismar edildiğini ima eden bir konuşma yapmasının ardından lucas'ın çocuk istismarcısı olarak yaftalanması, toplumsal histeriye maruz kalması, toplumun dışına itilmesi anlatılmaktadır.


  1. abi
  2. ekseriyetle yapıldığı gibi saçma ve filmi klişe gibi gösteren bir isimle türkçeye çevrilen jagten ^:onur savaşı^ aslında bize pekte yabancı olmayan ve rahatsız edici bir konunun anlatım farkıyla öne çıkanı; son zamanlarda izlediğim ve izlenmesi için şiddetle tavsiyede bulunduğum avrupa sinemasının iyi örneklerinden biri.

    yönetmen, hele de o son sahne ile toplum ve ahlak normlarının ırzına geçmeyi terlemeden başarabilmiştir.
  3. özellikle "ama yurt dışında böyle değil, bizim bu ülkede.., yabancı ülkelerde böyle olmuyor, bak elin avrupalısı.." gibi kalıpları ağzından düşürmeyenlerin izlemesini şiddetle tavsiye ettiğim, oldukça başarılı film. linç kültürünün evrensel bir olgu olduğunu açıkça görüyoruz filmde ve linç toplumsal boyut kazanmışken insan onurunun dahası hayatının nasıl da kolayca yerle bir edilebileceğini de. mads mikkensen' a hayran kalmamak elde değil, cannes'da aldığı ödülü kesinlikle hak etmiş. izleyiniz izlettiriniz. puanım:8

    trailer: https://www.youtube.com/watch?v=9Umv4CyxTdg
  4. !---- spoiler ----!
    gizem unsurları barındıran birkaç taraflı kriminal bir öykü. ağır dram, ağır olağan. bir tarafta masum bir yalana kurban gitmiş mülayim bir adam; bir tarafta aşkla çok erken yaşta tanışmış, hayal gücü yüksek, ergen abileri tarafından tanımlayamadığı bir şiddete maruz kalan küçücük süper sevimli bir çocuk; bir tarafta aile ve arkadaşlar; bir tarafta toplumsal şiddet.
    !---- spoiler ----!

    öyle bir anlatımla karşı karşıyayız ki, film değil interaktif ahlak sınayıcı. bir o yana savruluyorsun, bir bu yana. karşına hangi karakter çıkarsa empati kuruyor, "ben olsam ne yapardım?" sorusunda boğuluyorsun. ilginç olan ise düşlerinde boğuştururken kaybolmuyor, filmle bağın kopmuyor. öyle mesajlar veriyor ki, sanki ekrandan bir kol uzanıp suratına şaplağı yapıştırıyor ve yolu gösteriyor. azap gibi, hiç bu kadar içim sıkışmamıştı.

    durumun çarpıcılığı, anlatım ve çekimin başarısını biraz gölgede bırakıyor. küçük sevimli velet öyle bir oyunculuk sergilemiş ki, neyi canlandırdığını azıcık da olsa anlasa belki travma geçirecek. mads mikkelsen'a ise rakı masası kurup "anlat abi!" diyesim geldi.
  5. makul şüphe bulunmasına rağmen insanların tepkileri göz önüne alındığında ortadoğu insanına has unsurlar buldum.
    ifadesi açık, kafa yormaya gerek bırakmayan bir film. kötü değil; güzel bir film.

    !---- spoiler ----!

    kim bilir hapislerde kaç kişi şu anlamamak, dinlememek yüzünden suçsuz yere yatıyor.. çocuğun ağzıyla işi nerelere getirdiler. müdüre hanım olayları nerelere getirdi.

    !---- spoiler ----!
  6. adamın hislerini hissetmemi sağlamış, içimi akşam akşam burkmuş filmdir. aynı zamanda şu ana kadar izlediğim en etkileyici ve dramatik film diyebilirim.

    mutlaka izlenmeli...
  7. izlerken karnıma ağrılar girmesine sebep olan film. mads mikkelsen diyorum başka da bir şey demiyorum!
  8. bilgisayara yumruk attıracak denli sinirlendiren, seyirciyi içine çeken vinterberg filmi.
  9. yanılmıyorsam 'onur savaşı' olarak türkçeye çevrilmişti. izledikten sonra isim çevirisinin ne kadar yerinde olduğunu görüyorsunuz ama orjinalligini korumasi için 'av' olarak kalması daha makbuldü.
  10. yani güzel film ama izlerken insan gerçekten çileden çıkıyor. şu filmdeki olay ortadoğu ülkelerinden birinde olsa sonu ya intihar ya da cinayet olurdu başka türlü bir senaryoyu düşünebilecek bir hayal gücümüz yok çünkü maalesef.