• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (9.67)
jeanne dielman, 23, quai du commerce, 1080 bruxelles - chantal akerman
jeanne dielman, oğluyla birlikte yaşayan 40'lı yaşlarında, kocasını 6 yıl önce kaybetmiş bir kadındır. hayatında her şeyin belirli bir zamanı ve belirli bir dakikası vardır. her gününü aynı monotonlukta yaşar. film, jeanne dielman'ın 2 gece 3 günlük bir zaman dilimindeki bu monoton hayatını anlatıyor.


  1. yakın bir zamanda kaybettiğimiz chantal akerman'ın 1975 yılında çektiği, başrolünde delphine seyrig'in yer aldığı bu filmi izlerken düşünmeye çok vaktiniz olacak. çünkü 200 dakika boyunca diyalog yok denecek kadar az, müzik sadece akşamları evde otururken açılan radyodan ibaret.

    3 gün boyunca jeanne dielman'ın rutinine tanıklık ediyoruz. sabahları kalktıktan sonra oğlunun ayakkabıları boyanır, kahvaltısı hazırlanır, yatak toplanır, bulaşıklar yıkanır, yıkanan bulaşıklar durulanır ve muntazam şekilde yerleştirilir. bunlar yapıldıktan sonra akşam yapılacak yemek için hazırlıklara başlanır. yemek pişme süresince bir müşteri gelir ve onunla sevişilir. bunların zamanları ve dakikaları bellidir. hangi müşterinin hangi gün geleceği, hangi yemeğin hangi gün yapılacağı bellidir. bütün bu işler eş zamanlı olarak bize gösterilir. bu eş zamanlı gösterimin kırıldığı yerler; sevişme sahneleri ve uyuma zamanlarıdır. sevişme sahnelerini göremeyiz. odaya giriş ve çıkışları arasında da çok kısa bir zaman geçer. belli ki bu sahneler bize gösterilmek istenmez.

    jeanne dielman'ın hayatı ev işçiliği ve seks işçiliği düzleminde geçiyor. pedro almodovar bu durumu, sinir krizinin eşiğindeki kadınlar diye tanımlamıştı. final sahnesinde de gördüğümüz üzere hiç de haksız sayılmaz.

    her şey bu monotonlukta giderken ikinci gün bir şeyler değişiyor. eve gelen adamla seviştikten sonra saçları dağınık ve dalgın bir şekilde odadan çıkıyor. aldığı parayı koyduğu kavanozun kapağını kapatmayı unutuyor. mutfağa gittiğinde patatesleri yanmış bir şekilde buluyor. banyonun ışığını kapatmayı unutuyor. kapılar açık bir şekilde kalıyor. filmi izlemeyenler için bunlar garip gelebilir ama jeanne dielman için bu olanlar hayatında deprem etkisi yaratıyor. bu ufak hatalar, kaos ortamı yaratıyor ve bizi final sahnesine hazırlıyor.

    üçüncü gün jeanne dielman, uyanması gereken saatten daha erken kalkar. bu hesapsız artık zamanı, nasıl geçireceğini bilemez. jeanne dielman'ı ilk defa salonda bir iş yapmaz halde otururken görürüz. sonra mutfağa gider ve sütlü kahve içer. tadı bozuk gelmiştir ona. sütü de kahveyi de ayrı ayrı içer. ikisi de bozuk değildir. bu durum bize jeanne dielman'ın hayatının değiştiğini gösterir.

    !---- spoiler ----!

    final sahnesinde, jeanne dielman’ı ilk defa müşterisi ile sevişirken görüyoruz. bu bize birazdan kötü bir şeylerin yaşanacağını gösteriyor. jeanne dielman, yaşadığı orgazm sonrasında bir anda adamın boğazını kesiyor. bu bir isyan göstergesi. bu bastırılanın geri dönüşü, bir cinnet hali. bu cinnet halini hiç yadırgamıyoruz. yönetmen ev işlerinin amansız temposu ve jeanne dielman’ın monoton hayatıyla bizi zaten bu cinnet haline dakikalar öncesinden hazırlamıştı.

    !---- spoiler ----!