• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.53)
jodaeiye nader az simin - asghar farhadi
iranlı yönetmen asghar farhadi’nin biten bir evliliği konu alan jodaeiye nader az simin/nader ve simin, bir ayrılık adlı filmi, berlin film festivali’nde altın ayı ödülü’yle onurlandırıldı. filmin başrol oyuncuları leila hatami ve peyman moadi’nin yanı sıra, diğer ekip oyuncularının en ıyi kadın ve en iyi erkek oyuncu ödüllerini paylaşması da filmin başarısını farklı bir boyuta taşıdı.farhadi, altın ayı’yı alırken yaptığı konuşmada, “bu ödülü kazanacağımı hiç düşünmemiştim,” dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “bu ödül, doğduğum, hikâyelerimi öğrendiğim ülkemin insanlarının düşünülmesi için çok iyi bir fırsat.”geleneksel ve modern yaşama ve düşünme biçimleri arasındaki çatışmanın yanı sıra, sınıf farklılıklarını da ele alan film, bir kadının eşinden boşanmak için dilekçe vermesinin ardından yaşanan olayları anlatıyor.
film, boşanmak üzere olan ama çocuklarının velayeti konusunda ikileme düşen bir çiftin öyküsünü anlatıyor. simin, kocası nader ve kızı termeh’le birlikte iran’ı terk etmek istemektedir. nader’in alzheimer hastası babasını bırakmayı reddetmesi üzerine boşanma davası açan simin, dava talebi reddedilince anne babasının evine gider. termeh ise babasıyla kalmaya karar vermiştir. nader kızına ve babasına bakması için hamile bir genç kadını tutar; ama bu durum daha fazla soruna yol açacaktır.


  1. iran sinemasının son yıllardaki en iyi örneklerinden olan 2011 yapımı film. iran'ın modernleşme ile gelenekçilik arasında gidip gelen aile yaşamının çatışması, çağdaş bir eğitim almış, üniversitede ders veren bir kadın, ataerkil bir gelenekten gelen ve alzheimer hastası babasıyla ilgilenen bir erkek, arada kalan bir çocuk ve bu çocuğun velayeti ekseninde örnekleniyor. aslında film haklı-haksız, iyi-kötü ayrımı yapmıyor; aldığımız en basit kararın, yaptığımız ufacık bir hareketin bile ilişkilerimizi nasıl kolay şekillendirebileceği konusunda fikir veriyor sadece. bu yüzden hikayede erkeğin ya da kadının tarafını tutmak mümkün olmuyor, sadece çaresiz bir çocuğun bu arada kalmışlık, çaresizlik hissini en derin şekilde hissediyorsunuz. zaten başka da yapabileceğiniz bir şey kalmıyor geriye.

    ayrıca ilginç bir not: en iyi yabancı film dalında akademi ödülü kazanan bu filmin büyük bölümü el kamerasıyla çekilmiş.
  2. tercihlerin, bunalımların, dürüst kalma zorluğunun arasında kalmış insanların hayat hikayesidir. üzerken güldürebilir, güldürürken can yakabilir.
  3. muhteşem bir film. ciddi anlamda güzel, sürükleyici bir film.

    film inanılmaz gerçekçi, sanki olanlar karşı komşunuza, amcanıza falan olmuş da ordan aklınızdaymış gibi izliyorsunuz. o kadar içten samimi bir film.

    filmi kısaca doğu batı arasında kalmış bir ailenin başına gelen bir olayın ilerleyişi ve karakterlerin duruma tepkileri diyerek özetleyebiliriz.
    pan
  4. ahlaki ikilemlerde bırakan bir süreç filmi.
    bir ayrılık ve sonrası...
  5. izlerken bi ara "ne kadar da bize benziyorlar yahu. adeta bir türk filmi" diye ünlediğim film.
  6. iranlı özgün sinema yapımcısı asghar farhadi'nin elinden çıkma 2011 senesi iran yapımı drama filmidir. aile içi ve aileler arası problemleri iç içe, gerçekçi ve abartısız bir üslupla işleyen, aynı zamanda oyuncu performanslarıyla da övgüyü hak eden bir başyapıttır.

    filmin özgün ismi jodaiye nader az simin, yani nadir ve semin'in ayrılığı'dır. türkçe ismi olan "bir ayrılık" filmin ingilizce ismi olan a seperation'dan gelmektedir. 2011 şubatında düzenlenen 61. berlin uluslararası film festivali'nde "altın ayı" ödülü alan ilk farsî sinema filmi olmuştur. festivalde filmin oyunculukları da ödüle lâyık görülmüştür.

    asghar farhadi, işleyişte öyle mükemmel bir ölçü tutturuyor ki, filmi izlerken ilgiyi ve merakı hiç yitirmiyor, aynı zamanda filmin devamında ne olup biteceğini öğrenmek için aceleci olma ya da tahmin yürütmeye başlama durumunda da kalmıyorsunuz. işte ustalık budur.

    farhadi tarafından filmde anlatılan olayların içine doğrudan kendini göstermeyecek ve sezdirmeyecek entrikalar, hatta entrikacıklar yerleştirilmiştir. bu entrikacıklar, filmin çözümüne doğru gidildikçe kendini sezdirmeye başlar. diğer yandan, film sade ve gerçekçi bir üslupta kurgulandığı için izleyici bu entrikacıkların farkına varamayabilir de.

    birçok kişi bu filmi sıkıcı bulurken, bir o kadar izleyici de hayran kalır. ben şahsen, günümüzde marvel'in yaptığı her iki sinema filminden birinin çöp olduğunu, o kadar bütçe harcamaya değebilir yapıtlar olmadıklarını gördüğüm için, bu tür yapımları çölde yağmur bekler gibi bekleyip izliyorum. gerçek sinema, sadece fantastik kurguların, yüksek bütçelerin, aksiyon dolu şaşalı sahnelerin birbirleriyle yarışmasından ibaret değildir. zira, bir yanda sinema filmini sanki bir sahne gösterisinin video kaydıymışçasına izlemek var, bir yanda da sinema filmini sanki bir akraba düğününün video kaydıymışçasına izlemek var.
  7. asghar farhadi'nin forushande filmini izlerken de, bu filmi izlerken de film boyunca acaba ben olsam napardım diye düşündüm. baya gerçekçi, insana kendisini sorgulatan bi filmdi.
    !---- spoiler ----!

    bi de açıkçası her iki film de iran'ı aslında ne kadar yanlış tanıdığımı gösterdi. bu kadar güzel baba-kız ilişkisi, ne kadar evlilik problemli de olsa simin ve kocasının birbirlerine yaklaşımı, kızının kalmak için babasını seçmesi vs. çok garip geldi.

    !---- spoiler ----!

    ne kadar önyargılı olduğumu, kafamda bazı şeyler için kalıplar olduğunu ve bunları kırmak için hiç uğraşmadığımı gördüm. bi de filmin sonuna bayıldım. normalde böyle sonları sevmem ama nedense bu adamın filmlerinde seviyorum. iyi ki izlemişim.
  8. sanatsal ve kurgusal açıdan izleyicileri kendine hayran bırakan bir filmdir. iran gibi, dogmatik inançların anayasayı belirlediği resmi bir din ülkesinde böyle bir sanat eserinin yaratılması oldukça şaşırtıcıdır. rejimin sansür politikalarına rağmen oyuncular kendilerini ifade etme konusunda sıkıntı yaşamamıştır. dünya sinemasının sıkı takipçilerinin izlemesi gereken bir filmdir.