1. kadınını erkeğini bilmiyorum ama insanlar başına gelen şeyleri fazla dramatize etmeyi seviyorlar. ben de ara sıra yapıyorum. bir acı çekiliyorsa bari üstün bir acı olsun bizimkisi. en azından bizim gözümüzde.
  2. insan yapabileceğini yapıp geriye çekildiği an sonuçtan bağımsız bir zafer elde eder. olay bazen aşık olunanla alakasızdır bu yüzden. kadında da adamda da kendini aşık pozunda görmek, yeterli fedakarlık yaptığının tatminini hissetmek motive eder bunca çile için.

    boş iş.
  3. hem de böyle bol ağlamalı, peçeteli, depresyonlu şekilinden olan ilginç gerçek.
  4. maalesef. bir kere alışınca bırakmak zor oluyor
  5. divan şairleri,şiirlerini sevgiliye değil sevgiliye giden yolda çektikleri cefaya yazarlarmış. ne kadar acı çekersen o kadar yücedir aşk.
  6. daha otuzuna bile gelmemiş erkeklerin kadınları gerçekten ne kadar az tanıdıklarını ortaya koyan tuzak bir başlık.
    yok kadın kendini sallamayan adam istermiş, yok efendim acı çekmekten hoşlanırmış filan.

    ülkemizde erkeklerin çok geç yetiştikleri bir gerçek. belki 35 sonrası makul düşüncelere sahip olabiliyoruz. ama öncesinde ı-ıı !
    ne kadın, ne erkek ne de diğerleri... ilişkilerinde ve sonrasında her hangi bir acı ya da 'aşk' acısı çekmekten hoşlanmazlar. hoşlananlar vardır. mazoşist denir onlara bilirsiniz. bu bir hastalıktır. aklı başında ne istediğini bilen insanlar, ilgi, şevkat, bağlılık, uyum ve düzgün iletişim isterler.
  7. insan doğası acılardan beslenmeyi sever. kadını erkeği yoktur.
    kahlo
  8. nerde o kadın? daha çok acıyı atlatmaları ile bilinirler, acı eşikleri yüksektir hem fiziken hem kalben (müzisyen olan).
  9. konu hakkında aklıma gelen ilk ve tek örnek müzeyyen senar'dır.

    öte yandan kişiler arasında kadınların aşk acısını kolayca atlatabilmesi şeklinde bir dedikodu da vardır. kadınıyla alakalı gibi sanki.
  10. düzenli ilişki yaşanırken bile istenen şeydir, yemin ediyorum sırf acı çekmek için kavga çıkardığım oldu