1. kâri' (veya kaari), arapça bir kelime olan ikra ile aynı kökten gelir. okuyucu, okuyan anlamındadır. eski şairlerin şiir kitaplarının başında okuyucuya seslendikleri kısımlarda görülebilen bu kelime, bizizdir.

    ahmet haşim, şi'r-i kamer'i yani ay'ın şiirinden önce bize şöyle seslenir;

    kari'e

    muzlim şeceristân arasında
    esrar ile yekpâre münevver
    bir yoldur açılmış sana derdim.

    kâri, bu kitâbın gecesinde
    mehtâbı seninçün yere serdim.

    mehmet akif çok samimi konuşur bizimle, şiirlerini neden nasıl yazdığını açıklar;

    bana sor sevgili kâri’, sana ben söyleyeyim,
    ne hüviyette şu karşında duran eş’ârım:
    bir yığın söz ki samîmiyyeti ancak hüneri;
    ne tasannu bilirim, çünkü, ne sanatkârım.
    şi’r için “gözyaşı” derler; onu bilmem, yalnız,
    aczimin giryesidir bence bütün âsârım!
    ağlarım, ağlâtamam; hissederim, söyleyemem;
    dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzârım!
    oku, şâyet sana bir hisli yürek lâzımsa;
    oku, zîrâ onu yazdım, iki söz yazdımsa.

    siz yazarsınız da biz okumaz mıyız? kâri'niz kurban olsun sizlere...