• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.50)
karpuz şekerinde - richard brautigan
bir absürt distopya romanı !
"ne bilmek istiyorsun?" dedi kaplanlardan biri.
"dokuz kere dokuz kaç yapar?"
"seksen bir" dedi kaplanlardan biri."
"sekiz kere sekiz?"
"elli altı" dedi diğer kaplan.


  1. çok kötü çevrilmiş brautigan kitabı.
    öyle ki anlaşılması zaten zorken ,işi daha zorlaştırmış çevirmen.
  2. 6:45 yayınlarında bulunabilecek richard brautigan romanı.

    internet sitesinde görüp beğendiğim bir kalemliği satın almak için ilk defa cağaloğlu'ndaki 6:45 dükkan'a uğradım. dükkanın içini şöyle tarif edeyim : devasa kitap yığınlarının arasındaki koridorların birleştiği yerde, küçücük boş bir alanda sıkışıp kalmış bir adet çalışma masası. içeride her halinden ciddi birer yeraltı edebiyatı okuyucusu olduğu belli olan 5-6 kişi daha vardı ve bir sohbet ortamıydı. satın almak istediğim kalemliği hallettikten sonra benimle ilgilenen arkadaşa, bu kitap dolusu dükkandan sadece bir kalemlik alarak çıkmanın ayıp olacağını, bir de kitap almak istediğimi söyledim. yeraltı edebiyatına aşina olmadığımı, bu yüzden başlangıç seviyesinde bir tavsiyede bulunmasını rica ettiğimi de ekledim. sonradan farkettiğim üzere muhabbet halinde olan güruh dikkatlerini bana vermiş. elemanın diğerlerinin de fikrini sorması üzerine, ne kadar sürdüğünü kestiremediğim ''yeraltı edebiyatına giriş - okunması gereken ilk kitap'' konulu ateşli bir tartışma döndü. yazarlar, isimler, ekoller, başyapıtlar vs. havada uçuşuyordu fakat net bir şekilde bir kitap üzerine anlaşılamıyordu. tam ''hah bu sefer uzlaştılar galiba'' derken aralarından biri bir başka fikir ortaya atıyor, tartışma yeniden ve daha alevli bir şekilde sürüyordu. nihayet iyi kötü bir kitap üzerinde anlaşılır gibi olundu derken, siyah kemik gözlüklü bir arkadaşın yoğun ısrarcı olduğu ''karpuz şekerinde'' kitabını da, abartılı ve aşırı tavsiyesi üzerine aldım. nihayetinde ahaliye teşekkür ederek, cebimde iki kitapla ayrıldım.

    bu kitabın benim için iki önemi var. birincisi, tahmin edileceği üzere, yeraltı edebiyatıyla tanışmamı sağlayan ilk kitap olması. ama açık seçik; hayal kırıklığı. kitap, okuru sıradışı bir dünyaya sokma konusunda başarılı denebilir. bununla birlikte; bu dünyaya adım atmak malesef kitabın akıcılığından çok okurun gayreti ile mümkün. alışılagelmemiş bir dünyayı anlamaya çabalarken, okurun sabrını sınar derecede tahayyül etme gücüne 'yaslanması' kitabı zor çekilir kılan bir unsur. bunun dışında, hikayede bulunan açık kapılar, gereksiz (gerçekten gereksiz) bir sürü detayın olması gibi etkenler, kitabın varmayı amaçladığı ana fikirden en azından beni uzaklaştırdı diyebilirim. nihayetinde boş vakti olan varsa okusun derim. ayrıca kemik siyah gözlüklü esmer oğlan, seni bulacam oğlum.

    kitabın benim için ikinci önemi ise, youreads.net'te yazdığım ilk entrynin konu başlığı olması. ecnebilerin bu tür konularda sıkça kullandıkları bir tabir var bildin mi?
    bence bildin : hello !

    deep note : tavsiye aldığım diğer kitap ise okunduktan sonra bir başka entryde paylaşılacaktır.
  3. yeni roman formunun öncülerinden bir novella. tasfirlerden ziyade okuru düşünmeye ve algılarını açmaya zorlar, daha doğru bir ifadeyle okura kendi mekanlarını, tasfirlerini, mini kurgularını yaratma imkanı sağlar.