1. büyükşehir zannedilen ama insanlarına ve düşünce tarzına bakıldığında aslında bir anadolu köyünden öteye gidemeyen, köyler topluluğu.

    şimdiye kadar kimsenin bu başlıkta herhangi bir şey karalamamasına şaşırmadım, bu tür mecralarda toplasan bir düzine kadar insan anca çıkar bizden zaten. her fırsatta buradan kaçmaya çalışmama rağmen, doğduğum, büyüdüğüm ve şuan içerisinde yaşamaya devam ettiğim şehir. her gün bana yaşadıklarımla biz bu akvaryumun balığı değiliz dememe sebep olan, kötü niyetli insan topluluğu.

    boş zamanında ne yapıyorsun sorusuna, uyuyorum diye cevap verecek kadar hiçbir şeyle ilgilenmeyen, kültürel konularda hiçbir şey bulamayacağınız, kendiniz gibi insanlarla tanışamayacağınız ve en çok da, sevebileceğiniz bir kadını zor bulacağınız bir şehir.

    cahilliğe sözümüz yok ama kötü niyet, buradaki insanların ciğerine işlemiş.
    isk
  2. insanlarından nefret ettiğim,insanların da sizi tanımadan sizden nefret edebileceği şehir.. ortaokul liseyi okuduktan sonra arkama bakmadan kaçtığım şehir. dışardan gelen insanlar genelde beğenirler şehrin düzenini fakat orası geniş yolların içinde uzun binaların oluşturduğu hapisten başka birşey değil. gençler için açılan kafelerden başka (bu arada onlar da son 5 yılda falan özellikle talasta bir artış gösterdi) hiçbir sosyal aktivite yoktur. zaten üniversite öğrencisini sevmezler. halkın üniversite öğrencisinden bu kadar kopuk olduğu bir şehir daha yoktur herhalde. zengini çoktur kayserinin. mesela en orta halli görünen ailenin bile en az 3 dairesi vardır kenarda. hükümetin sevebileceği prototipte bir şehirdir. zihniyeti prototipin dibidir. zamanın ülkücü başkentiyken ( hala kayda değer bir sayıda ülkücü vardır) şimdilerde hulöğcan yurdudur. değme ülkücülerin işine geldiğinde nasıl bir ak nefer olduğunu görmüştür bu gözler. şehrin inanılmaz bir abaza ağırlığı vardır. bindiğiniz otobüslerde taciz edilmeseniz bile mutlaka göz hapsine alınacağınız bir (genç- yaşlı farketmiyor) erkek vatandaş mutlaka çıkıyor. teyzeler, teyzelerimiz... zaten onların gözü hep üzerinizdedir. çünkü gençsinizdir. sokakta laf atılma oranı çok yüksektir. bakın bunu söylerken 'ben güzelim' olayına girmediğimi ayrıca belirtmek isterim. zira güzel değil 'dişi' olmanız yetmektedir kayseride laf için^:yaşanmıştır^ . güpegündüz en işlek sokaklardan birinde çok rahat bir şekilde taciz edilebilir, sesinizi çıkarırsanız da insanların size sadece bön bakışıyla karsılaşırsınız. ben küçükken bir dönem mahallelerde yayılan çocuk tecavüzleri haberlerinden dolayı annemin bi ara sokağa çıkarmayışını da hiç unutmuyorum. kendinden olmayanı sevmezler. ha ülkede kimse kendinden olmayanı sevmiyor derseniz evet haklısınız lakin bu şirin kentimizde oran çok yüksektir. öyle ki bir bar bile bulamazsınız şehirde( harman pub hariç, onun da her yeri kapalıdır içini asla göremezsiniz) içmek isteyenler nevşehire giderler.
    velhasıl kayseriyi mi gezeceksiniz. gelin erciyesi gezin, şelalelerine gidin^:şehre uzaktır^,işte talası falan gezin,şehir merkezine 1gün yeter,sonra.. sonra kaçın abi.. arkanıza bakmadan kaçın.. bu şehir sizde kötü anılar bırakmadan kaçın.. kayseri ben daha içinden çıkmazken küçücük kalbimin üzerinde ağırlık yaratan bir şehirdi.. sevdiğim insanlar dışında^:bi elin parmakları kadar^ başka kimseyi hiçbirşeyi görmek istemediğim bi şehir olarak kaldı bende.. kaçın, herkesten nefret eden insanları birbirleriyle bırakın.

    edit: burada yazdığım başka şehir görmedim olayı, yaşadığım o dönemden bahsedilmiştir. görmediğim halde üzerime verdiği sıkıntı anlatılmıştır. yazar burada yazarken tabiki de başka sehirler de görüp yazmıştır efendim. saygılar.