1. insanı kendi acılarına güldürebilmeyi de sağlayabilen bir fiildir. gülmek, çivilerle dolu bir patikada, çoğullukla tarif edilebilecek sayıda insanla yan yana yürürken, süjenin istikametinde hiç çivinin olmamasıdır. kendine yabancılaşma da süjeyi, kendini, solipsist evreninde obje olarak görmeye sevk eder. yani, doğru elde bir kafatası, yanlış elde ise kafaya doğrultulmuş bir namlu.
  2. her şey yokyeri ile varolabildiğine göre insanın bizzat kendisi de ancak olmadığı yerlerde yani diğer insanlarda var olabilir diye bağlarsak, kendine yabancılaşmak için ya çok yalnız olmak lazım, ya da çok aşık olmak lazım diye düşünüyorum. etrafımızdaki kalabalığa her bakışımızda aklımızdan ya da hissimizden geçen şey ben bu değilim, evet bu da değilim, bu hiç değilim derken ve ben onlar değilsem kimim sorusuna müteakip en son ben benim'e geliyor varlık gösteriyoruz. çok aşık olunca da başkasının varlığında varlık bulma hali olabilir diye düşünüyorum.

    çok yalnız ve çok aşık olursak bizim varlığımızı ispatlayacak bir husus bulmakta güçlük çekebilir yabancılaşabiliriz, diye düşünüverdim.
    abi
  3. ego temelli bir tür kimlik sorunu.
    one