1. bir kız ismi.

    bunun dışında erkeklerin bu günlerde aşina olduğumuz şekliyle kullanmasının ahlaksızlık olduğunu düşündüğüm hitap şekli, yafta. bir kızın ahlakı, kültürü, hobileri ve yaşayış şekli bize çok ters ve anlamsız gelebilir. eğer öyleyse arkadaşlık etmeyiz, olur biter. kezban demek suretiyle hakaret etmek niye?
  2. biz kadın ismi.

    aynı zamanda genel olarak egosu yüksek ancak özgüveni düşük, karşıdaki dağları ben yarattım ben herşeyin eniyim şeklinde davranış gösteren kadınlara halk arasında kullanılan tabir. hakaret dememek lazım. yine dilimize pelesenk olmuş allahın kamil'i vardır. bunlar kalıplaşmış şeyler.

    derinlemesine analiz edersek ki bundan hiç hoşlanmam (derinliği sevmiyorum yüzeyseli seviyorum) kezbanı var eden kamildir.
  3. etiket yapıştırmaktan bıkmadık. tabi bu bize has değil insana ait. ama bu etiketlemenin ne anlama geldiğini bilirseniz bu zihinde oluşan otomatik yargılarla mücadele edebilirsiniz.
    insan nedir, insan kendine çekici gelen insana saldırmayandır değil mi?
    ama buradaki ahlakımıızı etiketleme konusunda geliştirememişiz ne yazık ki, ya da hala geliştirmeyenler çok fazla.

    şimdi bu etiketlerin nasıl oluştuğuna göz atacağız.

    1. belirli olumsuz özellikleri sırala ve bu kalıba bir isim koy.

    aslında bu kadar basit. peki böyle olunca ne olur.
    zihnimizde kalıplar,şemalar,filtreler vardır. beyin bunları çeşitli şekillerde öğrenir ve çevresini bu kalıplarla anlar, sözlere dahi doğrudan filtrelerle anlam verir. bu yüzden karizmatik birinin sözüne oluşan güven özgüvensiz birinin sözünde oluşmaz.

    ve bu kalıpları beyin çok sever, çünkü kolayca davranışlara anlam verebilir.

    bu zaten deli
    cahil işte
    yobaz işte
    kezban işte
    entel işte
    artist işte
    çomar işte
    hatta hatta; ne kadar cool çocuk.
    vs vs.. bunları istediğiniz kadar arttırabilirsiniz.

    ve dikkat edin bu etiketleri koyduğunuz anda bir his duyacaksınız. garip bir haz veren bir his. ve sonrasında yargılar peşi sıra gelecektir çünkü bu etiketler zaten çeşitli yargıların birleşimidir.

    ama burada çok kötü bir nokta var.

    eğer bu kalıpların etkisinde çok fazla kalıyorsanız güçsüz bir benliğe sahipsiniz demektir. zihniniz sizi bir oraya çeker bir buraya çeker. çünkü ağzı açık ve şaşkın bir çocuk gibi ikna olmayı beklersiniz. hiç bir direnciniz olmaz, her düşünceye ikna olabilirsiniz. doğru olduğu için değil, sadece söylendiği için. bu sözleri okuduğunuz an etkisi altına girer ve dünyaya öyle bakmaya başlarsınız.

    şöyle örnek verelim:

    güçsüz benlik örneği:
    okuduğunuz cümle: "şu var ya çok itici bir adam"
    iç sesiniz: "bu çok itici bir adam"

    güçlü benlik örneği:
    okuduğunuz cümle: "şu var ya çok itici bir adam"
    iç sesiniz: "şu adama itici diyorlar"

    farkı anlatabildim diye tahmin ediyorum. güçsüz benlik esir olur, güçlü benlik olayları değerlendirir.

    sonuç olarak:
    bu ve benzeri etiketlere kapılırsanız, insanları ve olayları özgürce değerlendirme yetinizi kaybeder zihnen esir olursunuz. hiç tanımadığınız bir insanı bir kaç davranışı yüzünden etiketler belki hiç olmadığı bir şekilde tanırsınız. kimse kezban değildir, herkes farklı davranışlar gerçekleştiren "insandır". dikkat çekmek istiyorum, herkes sadece bir "insan." değişen davranışlardır. ve bu etiketleri koyduğunuzda duyduğunuz his tamamen yapaydır, gerçeği göstermez, o duygu sizin gerçeğiniz olur.

    bunlar ise sadece olumsuz kalıplar için geçerli değildir, biri size üstün geliyorsa, "cool" geliyorsa, "ne kadar zeki" derken bir hayranlık hissi duyuyorsanız yine aynı hissin etkisi altındasınız demektir.

    bu yüzden güçsüz bir benlik, hem başkasını ezer, hem de kutsar. kendisini tamamen etiket koyduğu kişiye göre konumlandırır.

    ve en kötüsü, yargılarınızı siz değil, başkası belirler.
    dikkat edelim.
  4. yapılan yorumlara bakılırsa lümpen kelimesini bulamayanlarca kullanılmış. arkadaşlar lümpen deyin. cidden daha iyi. kezban diyerek daha sakil bir görüntü çiziyor gözümde herkes. cinsiyetçiliğe girmeyeceğim.
    sezgi