-
güzel bir pasajın veya sözün olduğu sayfayı kıvırırım. yıllar sonra o kitabı açtığımda o sayfaya denk gelmenin ve tekrardan okumanın keyfi anlatılamaz. -
devamlı yaptığım şey. kitap okurken adeta canına okurum kitabın. değer vermiyorum sayfalara, önemli olan o sayfalardan alabildiğim diyorum. -
zevkle yaptığım eylem. özellikle şiir kitaplarında beğendiğim şiirlerin olduğu sayfaları kıvırarak bir nevi favoriler listesi oluştururum. nerede kaldığımı hatırlamak için genellikle ayraç kullanırım. ancak uyku bastırdığında sayfanın kenarını ikiz kenarları ikişer cm uzunluğunda olan bir dik üçgen şeklinde kıvırdığım da çok olmuştur. velhasıl kelam kitaplar, içlerindeki yazıları korumak ve bize aktarmak için kullanılan araçlardır. cansız varlıkların tahribatından ziyade canlılarınkine yoğunlaşılması taraftarıyım. -
nerde kaldığımı bilmek için sürekli yaptığım iş, oluş, şey. alt tarafı kağıt işte, kıvırıyosun. pratik hem. köşeden güzelce kıvırıyosun bak, kağıt esniyor önce. aşağıdan yukarı doğru tırnağınla ağır ağır düzeltiyosun. böyle bi' haz olamaz. nefesimi kesiyor kitaplar. hımmah
(sadfas. şaka mısınız la) -
bir de zamklar gibi yalayıp kıvıranlar var. şükredin diye söylemek istedim. -
yaşanmışlık o; ne kadar kıvırdıysan, eğdiysen, büktüysen o kadar sana benzer. seninle çantada yola çıkar, seninle çekmecede sıkılır, seninle koltuk köşelerinde dinlenir, seninle çay, kahve içer, yemek yer. annen odadayken o da durup dinler. sigara içmeyi de sever kıvrılan sayfalar. kokusu yittikçe gerçek olur. kıvrılan her sayfa neden kıvrıldığını bilir, hikaye yaşanmışlığa dönüşür. aksesuar gibi hissetmez, hissettirmez. -
kızarım. hatta kitap bana aitse kesin söverim kıvırana. hem yüzüne karşı hem de arkasından söverim.bi daha da kitap falan vermem.pis ya.
(bkz: yapmayın böyle şeyler) -
çok saygısızca bir hareket. yapmayın etmeyin arkadaşlar. sayfaları kıvırmayın zarar vermeyin. illa ayraç almanıza gerek yok bir kağıt parçası bulup koysanız da olur. böyle yapan insanlara kitap emanet edilmez. -
kıvıranlardandık biz de. şimdi sağolsun ibooks o işi görüyor. -
benim kitaplarıma karşı yapılmaması gereken eylem.