1. senin bu kadar mutlu olmana ancak senden bir şey almaya hazırlandıkları zaman izin verirler...

    uçurtma avcısı - khaled hosseini
  2. "yalnızlık güzeldir ancak yalnızlığın güzel olduğunu birine anlatmak gerekir."
  3. ' "üzülme"der mevlana ve devam eder:
    bir yandan korku, bir yandan ümidin varsa, iki kanatlı olursun.
    tek kanatla uçulmaz zaten.
    sopayla kilime vuranın gayesi, kilimi dövmek değil, kilimin tozunu almaktır. allah sana sıkıntı vermekle, tozunu, kirini alır. niye kederlenirsin?
    taş taşlıktan geçmedikçe parmaklara yüzük olamaz. yüzük olmak dileyen taş, ezilmeyi, yontulmayı göze almalıdır. '

    mesnevi - mevlana
  4. "sendeki tutucu yurtseverlik, bedensel katılığından, kasılmalarından, ruhsal kabızlığından kaynaklanıyor küçük adam. hakikati söyleyen dostlarını kılıçtan geçiriyorsun ama gene de, dostun olduğum için söylüyorum bunları, seni aşağılamak için değil. şu senin yurtsever dediklerine bir göz atalım: onlar yürümez, asker gibi uygun adım giderler. düşmandan nefret etmezler, her on yılda bir falan değiştirdikleri 'geleneksel düşman'ları vardır onların. geleneksel düşman bir on yıl sonra geleneksel dost olur, sonra gene geleneksel düşman. türkü söylemezler, askeri havalar bağırırlar...

    benim hakikatim karşısında yapabileceğin hiçbir şey yok, küçük adam. olsa olsa, geçmişte pek çok dostuna yaptığın gibi gebertirsin beni. isa gibi, rathenau, karl liebknecht, lincoln ve daha birçokları gibi öldürebilirsin beni. almanya'da buna 'alaşağı etmek' diyordunuz. uzun vadede, bu yaptıkların seni alaşağı etti. ama gene de kendine göre bir yurtsever olmaktan vazgeçmedin. sevgiye hasretsin, işini seviyor ve ekmek paranı ondan kazanıyorsun; senin işin, benim bilgimle ve başkalarının bilgisiyle beslenmektedir. sevginin, çalışmanın ve bilginin anayurdu yoktur, gümrük denetimden geçmez bunlar, üniforma tanımaz. onlar evrenseldir ve bütün insanlığı kapsar...

    bu yüzdendir ki sen yalnızca başkalarının sevgisini, çalışma ve bilgisini sömürmekten başka bir şey yapamazsın, bunları kendin asla yaratamazsın. bu yüzdendir ki, kendi mutluluğunu aydınlıktan ürken bir gece hırsızı gibi çalıyorsun; ve bu yüzdendir ki, başkalarının mutlu olduğunu gördüğünde kıskançlıktan çatlarsın. "

    (bkz: dinle küçük adam - wilhelm reich) s.67-68
  5. "yatağımın karşısında bir pencere var. odanın duvarları bomboş. nasıl yaşadım on yıl bu evde? bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? ben ne yaptım? kimse de uyarmadı beni. işte sonunda anlamsız biri oldum. işte sonum geldi. kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım."

    tutunamayanlar - oğuz atay
  6. "insanların büyük çoğunluğu yüzmesini öğrenmeden yüzmek istemez. ne anlamlı bir söz, değil mi? yüzmek istememeleri doğal, çünkü karada yaşamak için dünyaya gelmişlerdir, suda değil. ve düşünmek istememeleri de doğal, çünkü yaşamak için yaratılmışlar, düşünmek için değil! evet, kim düşünürse, kim düşünmeyi kendisi için temel uğraş yaparsa, bunda ileri bir noktaya ulaşabilir; ne var ki, karayla suyu değiş tokuş etmiştir böyle biri ve bir gün gelip suda boğulur."

    bozkırkurdu - hermann hesse
  7. babam "görürsünüz, adam olmayacak bu çocuk" derdi. konuşmazdım. sevinirdim. babam adamsa, ben olmayacaktım.

    aylak adam - yusuf atılgan
  8. hayatta bir tek günah vardır, o da hırsızlık. tüm diğer günahlar, hırsızlığın türevleridir.
    bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. yalan söylediğinde birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun.
    hayatta çalmaktan daha kötü birşey yoktur. anlıyor musun ?"

    uçurtma avcısı - khaled hosseini
  9. "...bir köşede bir çift, yavaş yavaş cinsel oyunlara girişmişti. shevek iğrenerek başını çevirdi. cinsellikte bile bencillik mi ediyorlardı? eşsiz kişilerin önünde birbirini okşayıp sevişmek en az aç insanların önünde yemek yemek kadar kaba bir davranıştı." mülksüzler - ursula k. le guin

    hiç bu açıdan düşünmemiştim bu durumu, ilginç geldi.
    ae
  10. "tanrı'ya ihtiyacım vardı ve onu verdiler bana ve ben onu aradığımı kavrayamadan aldım; yüreğimde kök salamadığı için, bir süre bitkisel hayat yaşadı içimde ve sonra öldü. bugün bana o'ndan söz edildiğinde, güzel bir eski sevgiliye rastlayan ihtiyar bir delikanlı gibi pişmanlıktan uzak bir neşeyle, "elli yıl önce, o yanlış anlama, o hata, bizi ayıran o rastlantı olmasaydı, aramızda bir şeyler olabilirdi." derim."

    sözcükler - jean paul sartre