1. en başarılı rehabilitasyon yöntemidir.

    bu eylemi gerçekleştirme yöntemleri kişiden kişiye farklılıklar gösterse de, benim en sevdiğim kelt müzikler eşliğinde olanıdır. zira loreena alttan alttan müziğiyle tüm düşünceleri uzaklaştırırken, size kitaba odaklanmak için pürüzsüz bir zihin kalır.

    o; bambaşka dünyalara dalarken ne canınızı sıkan günlük meseleler ne başka bir şey kalır aklınızı kurcalayan. romanın içinden bir karaktere bürünür etiniz, kemiğiniz; sayfaların arasında gezersiniz derviş misali.

    böyle böyle iyileştirir sizi...

    içinizden gereksizlikleri çıkartıp sadeleştirir,
    yepyeni dünyaları ekleyerek genişletir,
    sizi kendinizle çarparak çoğaltır...
  2. arkadaş bu da ne içi boş bir laftır yahu. kitaplarla arası pek iyi olmayan hocalar yüzünden ortaya çıkmış bence bu "kitap okumak" lafı. adam hasbelkader öğretmen olmuş işte, devlet işidir garantidir falan diye girmiş, çocuklara öğretebilecek hiçbir şeyi yok ama öte yandan maaş falan da aldığı için bir suçluluk hissediyor. hiçbir şey öğretemediği çocuklara kitap da tavsiye edemediği için başlıyor nutuk vermeye "aman kitap okuyun, kitap okumak çok iyidir, kitap okursanız şöyle olur böyle olur vs." hoca iyisin hoşsun da ne okuyalım: kahraman tazeoğlu'nu önerir misiniz mesela, yoksa orhan pamuk daha mı iyi dersiniz, ya da heidegger mi okuyalım hocam, gerçi schopenhauer'in kitapları daha ince onu mu tavsiye edersiniz, adnan oktar'ın da kitapları varmış hocam, erdal demirkıran mı, freud mu, jung mu, cemil meriç mi, şerif mardin mi, marguis de sade mi, azra kohen mi hocam...? başlık altına yorum yazanlara bir lafım yok ama bugün, zamanında bana edebiyat zevki kazandırabilecek, belki felsefeye, psikolojiye merakımı keşfetmemi sağlayacak tek bir güzel kitap tavsiye edemeyen hocalarıma çok kızgınım. ortaokulda ömer seyfettin, lisede intibah tavsiye ettiler. ben de öğretmen oldum ve böyle kitaplar tavsiye etmedim öğrencilerime. devlette öğretmen olabilseydim öğrencilerimi sınavda "dublörün dilemması"ndan sorumlu tutup "afilli filintalar" çetesinin, evinin önünde ağzını burnunu kırdıkları öğretmenin branşını soracaktım. temel lisede veya kolejde bunu bir gün yapacağım.
  3. gooodreads sitesinde rastladığım bir durum ise kitapları okumaktan çok kitapların audiobook versiyonlarını dinleyen insanlar. yabancılar yapıyor bunu. dinleyerek daha farklı bir deneyim yaşanabilir. metroda, otobüste hatta yürürken daha hızlı ve daha fazla kitap bitirilebilir.
  4. öğrencilik bittiğinde çok daha zor hale gelen eylemdir.
    benim için muhabbet edebilecek insan ayıracıdır.
    bir, kafayı sürekli zinde tutma yöntemidir.
    yeni şeyler öğrenme, yeni duygular tatma, yeni insanlar tanıma aracıdır.
    okuduğunuz kitap sizi gerçekten etkilediyse, kendi yaşamınızın hafızasıdır.
    sözcüklerle neler yapılabileceğine dair ipucudur.
    gaz
  5. güzel bir eylemdir. hatta benim için belki de dünyadaki en güzel eylemlerden birisidir. yazarın gözünden bakarsın dünyaya. onun gibi hissedersin, onun gibi düşünürsün. olur denk gelir yaşantınız da benziyorsa kendinize baya baya dost edinirsiniz.

    yapacak daha önemli bir işiniz yoksa metroda giderken, yolda yürürken, otobüs beklerken, otobüste yolculuk yaparken okuyun, okutturun. kendinize yeni dostlar kazanın.

    benimkisi kafka.
  6. insanı cahillikten, bağnazlıktan, at gözlüklerinden arındıran eylemdir.hatta o kadar önemlidir ki bir toplum ne kadar çok okuyorsa o kadar çok gelişmiştir.insan olmak dediğimiz zaman kast edilen her şeyi kitap okuyarak ortaya koyabirsiniz yani demek istediğim kitap okuyan insan; ideolojisi yüzünden insan öldürmez ya da dini..karşıt fikirlerin her zaman olması gerektiğine inanır.insanı insan olduğu için sever.
    kitap okumaya basit bir eylem gözüyle bakılmamalı dostlar.kitap okumak yazarıyla muhabbet etmek demektir onun hayal dünyasına misafir olmak demektir o yüzden önemsemek gerekir.
  7. kitap bir limandı benim için, kitaplarda yaşadım ve kitaplardaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim.
    (cemil meriç)
  8. insanın küçücük odasını devasa boyutlara ulaştırabilen eylem. hafta sonu öğleden sonra kalkıp, tüm perdeleri kapatıp bütün gün yapıldığında en büyük hobilerden biri haline gelir ve insanı tüy gibi hafifletir. okunan kitaplar da kurgusal kitaplarsa eğer insan okudukça o zeki yazarların dünyalarına, içtenliğine, derinliğine, aynı şekilde zeki olan karakterlerine gömüldükçe gömülür, hayal gücünü geliştirir. daha sonra rasyonel hayata döndüğünde o derinlikli dünyayı, o zeki karakterleri bulamamak insanı birazcık mutsuz eder ve insan rasyonel dünyayı sıkıcı bulup o kitapların hayali dünyasına geri döner. belki tek dezavantajı budur (ki bu bir dezavantaj olmaya da bilir). o hayali kahramanlar hiç yaşamamış olsalar da daha dobralardır sanki.
  9. hayat öyle şeyler yaptırıyor ki bazen dönüp lan diyorum bu ben değilim. böyle zamanlarda özüme dönmek, kendimi resetlemek için yaptığım eylem, çocukluktan kalan yegane şey olduğu içindir belki.
  10. kitabı okumadan önce ve kitabı bitirdikten sonra kapağı dikkatlice incelenmelidir. çoğu zaman görülecek şeyler vardır.